Kullanılmış maskeler dilek ağacında çaput olmuş

Koronavirüse karşı takılması zorunlu olan maskeleri kullananların, kullanım sonrasında dikkat etmedikleri sık sık eleştiri konusu olur; ancak

Google Haberlere Abone ol
Kullanılmış maskeler dilek ağacında çaput olmuş

Koronavirüse karşı kullanıldıktan sonra çöpe atılması gereken maskeler konusunda, yetkililer tarafından yapılan uyarıların hiçbir işe yaramadığı görülüyor. İzmir'de Yedi Uyurlar Mağarası'nın yanında bulunan incir ağacındaki manzara bu durumu en iyi şekilde ortaya koyuyor. 

Mağaraya gidenler gözlerine inanamıyor. Mağaranın alt kısmında yer alan incir ağacını dilek ağacına çeviren ziyaretçiler, artık çaput yerine maskelerini kullanmaya başlamış. Ağacın bu halini görenler şaşkınlığını gizleyemiyor. 

dilek ağacı değil maske ağacı
Dilek ağacının hali

YEDİ UYURLAR HADİSESİ

Müslümanlar tarafından Kuran’da Kehf suresinde sözü edilen Ahsab-ı Kehf Mağarası’nın günümüzde daha çok Tarsus’ta ya da Afşin’de bulunan mağara olduğu kabul edilirken Hıristiyan dünyası Efes’teki bu yeri benimsemiştir.

Farklı kaynaklarda farklı ayrıntılarıyla anlatılan efsaneye göre MS 250 yılı civarında İmparator Decius zamanında yaşayan yedi Hıristiyan genç (Bunlar, birçok kaynakta adları farklı verilen Malta, Malchus, Martinianus, Dionysius, Yohannes, Serapion ve Konstantinus’tur. İslamiyette ise Debernuş, Mesliha, Kafeştateyyuş, Sazınuş, Mekselina, Mermuş, Yemliha ve köpekleri Kıtmir’in adı geçer) imparatorun tanrılaştırıldığı tapınağa kurban sunmayı reddeder ve ölüm tehdidi alınca bir mağaraya sığınırlar. Hükümdar da mağaranın girişine duvar örülmesini emreder. Yedi Uyurlar bir süre sonra uykuya dalar. Gençler uyanır ve her şeyden habersiz olarak yiyecek almak için kente giderler. Bir fırından ekmek almak isteyen Yemliha eski parayı verince artık Decius’un (249-251) değil II. Theodosius’un zamanında (408-450) olduklarını ve arkadaşlarıyla yalnız bir gece değil, 200 sene boyunca uyuduklarını öğrenir. Hıristiyanlık Roma İmparatorluğu’nun her yanında yaygınlaşmıştır artık. Yemliha mağaraya geri dönüp durumu anlatınca, tüm arkadaşlar tekrar uyumaya karar verir ve bir daha uyanmazlar.

Yedi gencin ölümünden sonra büyük bir cenaze töreni yapıldığı ve gömüldükleri mağaranın üzerine bir kilise inşa edildiği söylenegelir.

Burada geçmiş yıllarda yapılan kazılarda, bir kilise ve çok sayıda mezar bulunmuştur. Mezarlarda ve kilisenin duvarlarında kutsal sayılan Yedi Uyuyanlar’a hitap etmek üzere yazılmış yazıtlar görülünce burasının efsanevi kilise olduğu kabul edilmiştir. Yakın çevresinde de Efes Antik Kentinin önemli mezarlık alanlarından birisi bulunmaktadır.

 

Yorumlar