"Kredilerde yüzde 20'ye yakın büyüme öngörüyoruz"

- DenizBank Genel Müdürü Ateş: - "Kredilerde artık yüzde 10'un değil, yüzde 20'ye yakın bir büyümenin öngörülebileceğini düşünüyoruz" - "Karlılık açısından aleyhimize bir gelişme var. Faizlerin yükselmesi fonlama maliyetlerimizi, dış borçlanma maliyetlerini artırıyor" - "Jeopolitik sorunlarda hızlı bir toparlanma beklemiyoruz. Buna rağmen Türkiye, ekonomide yukarı doğru bir ivme yakalayabilir" - "Referandumun sonucu nasıl olursa olsun süratle reform yapılması lazım"

Google Haberlere Abone ol
"Kredilerde yüzde 20'ye yakın büyüme öngörüyoruz"

BURSA/İSTANBUL (AA) - DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, "Kredilerde artık yüzde 10'un değil, yüzde 20'ye yakın bir büyümenin öngörülebileceğini düşünüyoruz." dedi.

Bursa'da gazetecilerle bir araya gelen Ateş, ilk çeyrekte bankacılık sektörü genelinde sonuçların iyi çıkacağını ancak 2016'nın vahim bir yıl olduğunu söyledi.

Dünyanın çok gerildiğini ifade eden Ateş, coğrafi konumun bir taraftan avantaj iken, diğer taraftan dezavantaj olduğunu, her türlü zorluğa, soruna yakın olunduğunu kaydetti. Ateş, güvenliğin önemli bir konu olduğunu ancak güvenliği de aşan bir algı operasyonu yapıldığını belirtti.

ABD ve İngiltere'nin, cep telefonu dışındaki elektronik malzemelerin uçak kabininde taşınmasını yasaklamasının, laptop kullanmayan bir insanı bile algı bakımından rahatsız ettiğini ve haksız bir uygulama olduğunu vurgulayan Ateş, şunları kaydetti:

"Bu ayrımcılık yanlış. Batılı bir havalimanında bir şey olursa onu da mı listeye koyacağız? Çok yanlış bir tedbir. Tekstil, deri, ayakkabı için sipariş vermeye gelecek kişiyi bile etkileyebilir. Ancak bunları aşmak, yaraları sarmak yılı 2017 olacak. Bunları aşmak için Türkiye'nin makro göstergeleri yerinde. Borçlanmamız düşük."


- "Ekonomi rahatlatıldı"


Hakan Ateş, 2017'de ekonomik büyümenin yüzde 3 seviyesinde olacağını ancak Türkiye'nin ihtiyacının yüzde 4'ler olduğunu ifade ederek, "Alınan makroihtiyati genişlemeci, büyümeci tedbirler doğru ancak bunlar tek önlem değil." dedi.

Eximbank kredileri ve Kredi Garanti Fonu kefaletleri ile özellikle ihracatçılara ciddi yol açıldığını belirten Ateş, şöyle devam etti:

"Sermaye yeterlilik rasyosunu rahatlatıcı munzam ve vergi düzenlemeleriyle ekonomi rahatlatıldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ciddi tedbirler aldı. Benzeri daha önce pek olmamıştı. Hepsine bakınca işveren açısından yeni istihdam yaratmak cazip hale geldi. Ülkemizdeki üniversite mezunu işsizleri görmezden gelemeyiz. Köklü eğitim reformları gerekli. İlgili bakanlıklar ve Hazine'nin aldığı önlemler, istihdam tedbirleriyle en azından kaldıracı kullandırmak açısından bankaları cesaretlendiriyor. Bu nedenle kredilerde artık yüzde 10'un değil de, yüzde 20'ye yakın bir büyümenin öngörülebileceğini düşünüyoruz."


- "Sadece eksiğimizi ithal edersek çuvallarız"


DenizBank Genel Müdürü Ateş, ekonomiyi sanayi ve katma değeri nispeten fazla ve dışarıya hitap eden, ihraç edilebilir ürünlerin üretildiği bir cihaza çevirmenin zorunlu hale geldiğini, küresel pastadan pay almanın başka yolunun olmadığını vurguladı.

Ateş, "Sadece eksiğimizi ithal edersek çuvallarız. Türkiye'nin sermaye birikimi az. Yurt dışındaki mal ve hizmetlerle rekabet ancak verimlilikle mümkün. Ülke bu şekilde güçlenecek." diye konuştu.

Turizm sektörünün 1,2 milyon kişiye istihdam sağladığına işaret eden Ateş, devamla şunları kaydetti:

"Bir sürü yol kazası oldu. 6'ncılıktan 14'üncülüğe düştük. Turizmden vaz mı geçelim? 80 milyar dolar milli servet var orada... Hayır, geçmemek durumundayız. Türkiye ve Mısır haricinde bu kapasiteye cevap verecek başka ülke yok. Erken rezervasyon için Moskova'daki turizm fuarından güzel haberler geliyor. (Rusya'dan gelecek turist sayısı) 3 milyonun üzerine çıkacağını düşünüyoruz. Çünkü Rus turistlerin sayısı 1 milyonun altına inmişti. Avrupalı turist sayısında azalma yine olabilir ama aynı kalacağını tahmin ediyorum. Çünkü ailelerle tatil yapacak uygun başka ülke yok."


- "Bu dönem olağanüstü bir dönem"


Hakan Ateş, politik gerginliğin dünyanın genelinde olduğunu, her ülkenin kendi çıkarını koruduğunu, Türkiye'nin de korumak zorunda olduğunu vurgulayarak, "Ancak bu ilişkilerin politik düzlemde ve dış ilişkiler düzleminde daha yumuşak gitmesi turizme destek verir. Bu dönem olağanüstü bir dönem. Avrupa'da seçim durumu var, referandum durumu var." şeklinde konuştu.

Bütün bunların fiyatların ucuzlamasına ve kapasite azalmasına neden olabileceğini ancak ciddi bir yatırımın söz konusu olduğunu belirten Ateş, şöyle devam etti:

"Ben buna 'suyun altında nefesini tutarak gitmek' diyorum. Yatırımcılar, işletmeciler, tur operatörleri, hava yolu şirketleri, bankalar ve kamu bir ekosistem... Devlet sektörde bazı ertelemeler yaparken, bankacılık sektörü ise yeniden yapılandırma, taksit ve bazı anapara ödemelerini öteleme sürecine gitti."

Ateş, turizmde 2016 kadar kötü bir yıl yaşanmayacağını, Türkiye'nin hizmet kalitesinde çok iyi olduğunu ve bu işi iyi yaptığını ifade etti.


- "Faizlerin yükselmesi fonlama maliyetlerimizi artırıyor"


Teşviklerin yaratacağı canlanmaya ilişkin soru üzerine Ateş, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Kamu harcamalarından Hazine ve Maliye Bakanlığı sorumlu. Yüzde 1,2 olarak hedeflenen bütçe açığının GSYH'ye oranının Maastrich kriteri yüzde 3 iken, yüzde 1,9 olacağı açıklandı. 800 milyar dolarlık bir ekonomiyiz. Binde 7 fark ne eder? Ekonomiye 5,5 milyar dolar ilave enjeksiyon yapılıyor ve hala mali göstergeler yerinde. Şimdi soru şu; 5,5 milyar doları da aşar mı? Bilemem. Ancak ne yapıldığına bakalım. 20 milyar lira olan Kredi Garanti Fonu ile teminatı olmayan KOBİ'leri desteklemek için kefalet üst sınırı 250 milyar liraya çıkarıldı. Bunun 100 milyar liralık dilimi tükendi tükenecek, hatta belki tükenmiştir. 200 milyon liraya kadar yüzde 85 olan garanti yüzde 100'e çıkarıldı. Bu çok ciddi bir rakam. Bu sisteme birinci ve ikinci derece kredileri ödeyen kısmın yanında üçüncü ve dördüncü gruplar da dahil edildi.

400 küsur milyar KOBİ kredimiz vardı. Bankacılık sistemi kaldıraç olarak çalıştırıldığı zaman ekonomiyi canlandırıyor. Bu yılı kurtarıp önümüzdeki yılı da rahatlattı. Faizlerde enflasyon paralelinde ayarlamalar yapıldı, geç likidite penceresinde artış yapıldı, bu da çalıştı. Bu da bize ne getirdi? Karlılık açısından aleyhimize bir gelişme var. Faizlerin yükselmesi fonlama maliyetlerimizi, dış borçlanma maliyetlerini artırıyor."

Ekonominin faiz bağlamında enflasyona paralel bir seyir izleyeceğini gördüklerini ifade eden Ateş, Fed'in piyasaları rahatlattığını, Türkiye'nin de bundan yeterince nasiplendiğini söyledi.


- "Biz suyun altında nefesimizi tutarak bir iki yıl yaşamak zorundayız"


DenizBank Genel Müdürü Ateş, müteahhitlerin elde kalan konutlarda faizin bir bölümünü karşıladığını, bunun canlanma getirdiğini, stok erittiğini, bu konuda bankacılık sektörünün üzerine düşeni yaptığını belirterek, suyun altında nefeslerini tutarak 1-2 yıl yaşamak zorunda olduklarını vurguladı.

Ekonomi ve politikanın birbirini etkilediğine işaret eden Ateş, şunları kaydetti:

"Çok ciddi reformlar yapıldı. Bunların sonuna gelinmedi. Hukuk, eğitim ve ekonominin diğer alanlarıyla ilgili reformların süratle Meclis'ten geçmesi lazım. Referandumun sonucu nasıl olursa olsun süratle reform yapılması lazım. Gereksizliklerin, safraların atılması da çok önemli. Ekonomiyi rekabetçi hale getireceksiniz ki dünya ile rekabet sağlayabilelim. Eğer reform süreci süratle uygulamaya girebilirse, şimdi olduğumuz noktadan, referandum sonrası bizi daha iyi noktaya getirebilir. Tüm sorunlarımız bitmez. Jeopolitik gelişmeler de devam ediyor."

Bankacılığın 155 milyar dolar civarında borçlanması olduğunu belirten Ateş, "Sendikasyonlar devam ediyor. Fiyatları pahalılandı. Ancak yükseliş bizi çok rahatsız edici boyutta değil. Onlar da vazgeçebilir mi Türkiye'den? Hayır, geçemez." ifadelerini kullandı.

Ateş, jeopolitik sorunlarda hızlı bir toparlanma beklemediklerini, buna rağmen Türkiye'nin, ekonomide yukarı doğru bir ivme yakalayabileceğini söyledi.

Yorumlar