Müşteki iş adamı Argun: "Herkes kazandığından haraç vermek zorundaydı, yoksa yaşama şansı yoktu. Biz böyle dönemde büyümeye başlayınca yapının dikkatini çekti. Bağış istediler. Cemaatin büyük beklentileri olduğunu söylediler. 'Hayır' cevabını verince üzerime gelmeye başladılar" dedi.
"Paralel Devlet Yapılanması" iddialarına ilişkin Konya merkezli
soruşturma kapsamında açılan davada söz verilen müşteki iş adamı
Nusret Argun, "Herkes kazandığından haraç vermek zorundaydı, yoksa
yaşama şansı yoktu. Biz böyle dönemde büyümeye başlayınca yapının
dikkatini çekti. Bağış istediler. Cemaatin büyük beklentileri
olduğunu söylediler. 'Hayır' cevabını verince üzerime gelmeye
başladılar." dedi.
Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada söz verilen Argun,
devlet eliyle yapılan zulmü anlatmaya çalışacağını söyledi.
Operasyon yapılmadan önce şirketlerinde 10 bin işçi çalıştığını
belirten Argun, "Birçok yeri cazibe merkezi haline getirdik.
İhaleleri hileyle değil, en yüksek fiyatı vererek aldım. Beni ve
ailemi 'Yahudilerin iş birlikçisi' diye lanse ettiler. Kara
propagandayla, kamu ihalelerinde yolsuzluk yapmışım gibi algı
oluşturuldu." ifadelerini kullandı.
Argun, başarısının paralel örgüt tarafından engellendiğini, bu
dosyanın en büyük mağdurlarından olduğunu vurguladı.
Zulmetmeye alışmış olan bu kişilere hiçbir zaman boyun
eğmediklerine dikkati çeken Argun, şöyle konuştu:
"234 kişiye ızdırap dolu yıllar yaşattılar. Ülkenin üstüne kara
bulut gibi çökmüş bu örgütün temizlenmesi için ben de elimden ne
geliyorsa yapacağım. Dinlemeler başlamadan 4 ay öncesine kadar
zamanın Konya Emniyet Müdürü Salih Tuzcu ile aramız iyiydi. Adım
adım beni, ailemi, şirket çalışanlarını takip etmişler. Ömrümde
adını hiç duymadığım değişik suç örgütüyle bağlantım kurulmuş. Her
konuda istişare eden Emniyet Müdürünün tavrını o günlerde
anlayamamıştım. Bir talimat ve sinsi planın aşamasıymış. Herkes
kazandığından haraç vermek zorundaydı, yoksa yaşama şansı yoktu.
Biz böyle dönemde büyümeye başlayınca yapının dikkatini çekti.
Bağış istediler. Cemaatin büyük beklentileri olduğunu söylediler.
'Hayır' cevabını verince üzerime gelmeye başladılar.
Hukuksuzluklarla bizi yargılatmak istediler. Her türlü sahte delil,
bu yapı tarafından uyduruluyordu. Bu yapı adına çalışan bu
mahkemeler zaten kaldırıldı. Benim üzerimden diğer iş adamlarına
gözdağı verilmiştir. Kendimizi kimseye anlatamadık."
- "Sahte isimlerle, sahte mektuplar düzenlenmiştir"
Kendisine yönelik operasyon düzenlendiğinde, ihalelerin birileri
tarafından "akbaba" gibi paylaşılmaya çalışıldığını kaydeden Argun,
"Zarar görmem için sahte isimlerle, sahte mektuplar düzenlenmiştir.
Hukuk dışı taleplerini yerine getirmeyen, kendi istek ve
taleplerini yerine getirmeyen hakim ve savcıları tasfiye
etmişlerdir. Taleplerini yerine getirmeyenlere hemen gerekeni
yapmaya çalışmışlardır. Kimlerin tutuklanması gerektiğine kolluk
kuvvetleri karar veriyordu. O dönem bize kumpas kuruldu." diye
konuştu.
Duruşma, Nusret Argun'un dinlenmesiyle devam ediyor.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar