Kiracılara karşı açılan uyarlama davaları çıkmazda

Kira artışlarında yüzde 25 sınırlamasını aşmak isteyen ev sahipleri, 'kira uyarlama' davalarına yöneliyor. Hukukçular, bu davaların son zamanlarda arttığını ve bu yöntemin yasal zeminini açıklıyor.

Son birkaç yılda, kira bedellerini yetersiz bulan ev sahipleri tarafından 'kira tespit' davaları açıldığı görüldü. Ancak son dönemlerde, 'kira uyarlama' davaları daha fazla ön plana çıkmaya başladı. Hukukçular, bu davaların sayısında artış olduğunu belirtiyor. Ev sahipleri, 5 yıl gibi bir süre bekleme şartı olmaksızın, daha kısa süreli kiracılar için de uyarlama talebinde bulunabiliyor.

HUKUKÇULARIN DEĞERLENDİRMELERİ

Gayrimenkul Hukuku Uzmanı Avukat Hikmet Güngör, "Borçlar Kanunu’nun 138. maddesine göre, sözleşme sırasında öngörülemeyen olağanüstü durumlar, uyarlama davası için gerekçe oluşturabilir" açıklamasında bulundu. Bu davaların zorluğuna da dikkat çekti. Avukat Elvan Kakıcı Şimşek ise, kiracının ödediği bedel ile piyasa değeri arasındaki farkın, uyarlama davası için yeterli sebep olabileceğini söyledi.

KİRACININ HAKLARI VE MAHKEME KARARLARI

Hikmet Güngör, kiracıların da dava açma hakkına sahip olduğunu, özellikle pandemi gibi olağanüstü durumlarda bu durumun gözlemlendiğini vurguladı. Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü Başkanı Avukat Dr. Ali Yüksel, kiranın düşük kalmış olmasının tek başına uyarlama davası için yeterli bir neden olmadığını belirtti. Yüksel, yasal olarak belirlenen yüzde 25 sınırının, bu tür davalarda başarısız olma olasılığını artırabileceğini ifade etti.

Sonuç olarak, ev sahipleri ve kiracılar arasındaki bu yeni durum, kira artışları ve uyarlama talepleriyle ilgili yeni bir boyut kazanmış durumda. Yüzde 25 sınırlamasını aşmak için başvurulan 'kira uyarlama' davaları, hem hukukçuların hem de kiracıların dikkatini çekiyor. Bu durumun, gelecekte kira sözleşmeleri ve mahkeme kararları üzerinde nasıl bir etki yaratacağı ise zamanla netleşecek.