Kimyasal katliam protesto edildi

Beşşar Esed rejiminin Suriye'nin kuzeyindeki İdlib ilinin Han Şeyhun Beldesine düzenlediği klor gazı saldırısı, İstanbul'da protesto edildi. Beyoğlu Tünel’de toplanan Sabah Namazı Devrimi, Özgür-Der Üniversite Gençliği ve Seriyye Vakfı üyeleri, "Emperyalist Rusya, Suriye’den defol", "Müslüman zulme boyun eğmez" pankartı açtı.  Polisin geniş güvenlik önlemleri altında Rusya'nın İstanbul Başkonsolosluğuna kadar yürüyen gruptakiler, tekbirler getirdi.

Burada grup adına açıklama yapan gazeteci yazar Adem Özköse, Avrupa veya Amerika'da 50 tavuk öldürülse bütün dünyanın ayağa kalkacağını söyledi. Özköse, bugün 50'den fazla Suriyeli çocuğun İdlib'de kimyasal silahlarla katledildiğini anlatarak, "Katil İran'a, Rusya'ya diyoruz ki 'Ey alçaklar, ey zalimler, ey katiller! İdlib'deki çocukları hangi suçlarından dolayı katlettiniz? Hangi suçlarından dolayı öldürdünüz? Hepiniz katilsiniz.' Rusya, çocuklarımızı Halep'te katletti. Rusya katildir, Putin katildir. Yaptığı her konuşmasında Hazreti Hüseyin Efendimizin, Hazreti Ali Efendimizin takipçisi olduğunu söyleyen Hamaney... Ey Hamaney, sen Hazreti Ali Efendimizin, ehlibeytin değil, sen Yezid'in takipçisisin. Hz. Ali'nin de Hz. Ömer’in de Hz. Ebubekir’in de takipçileri bizleriz. Sen katilsin, sen Yezid'in takipçisisin." diye konuştu.

"Müslümana kardeşleri katledilirken, susmak yakışmaz"

"Eğer bizim ölülerimiz bile Batılıların ölüleriyle eşit değilse, eğer dünyada adalet yoksa, barış da yoktur." diyen Özköse, şöyle devam etti:

"Sonuna kadar bu zalimlere karşı direneceğiz, Allah'ın izniyle. Tüm dünya, mazlumlar katledilirken sussa da çocuklar kimyasal silahla katledilirken sussa da Allah'ın izniyle İstanbul'un güzel yürekli gençleri, Diyarbakır'ın, Konya'nın, Anadolu'nun güzel yüzlü insanları, susmayacak ve tepki göstereceğiz. Sloganlarımızla, tekbirlerimizle, haykırışlarımızla onlara gerekli tepkileri göstereceğiz. Bizler, 'zulüm karşısında susan dilsiz şeytandır' diyen bir Peygamberin ümmetiyiz. Böyle bir Peygamberin ümmeti susmaz. Müslümana kardeşleri katledilirken, susmak yakışmaz." 

Adalet, insanlık ve medeniyetin çocukları olduklarının altını çizen Özköse, "Biz dünyanın neresinde olursa olsun, çocuklara, sivil insanlara karşı yapılan saldırıları kabul etmiyoruz. Fakat biz aynı zamanda Filistin'de müntakim olan bir Rabbin kullarıyız. Biz Rahmet Peygamberinin ümmeti olduğumuz kadar, 'Cennet kılıçların gölgesi altındadır' diyen bir Peygamberin ümmetiyiz." diye konuştu.

"Bu alçak kimyasal saldırı ilk değil"

Uluslararası Doktorlar Derneği (AID) Genel Sekreteri Dr. Mustafa Yılmaz da son üç yıldır Suriye’de 160 kez kimyasal saldırı olduğunu söyleyerek, öldürülen çocuklara adalet adına, merhamet adına son bir kez bakmaları gerektiğini dile getirdi.

Çocukların hangi suçtan katledildiklerini soran Yılmaz, "Onlar Aziz, Celil olan Allah’a, şu yeryüzünün sahibine, şu kelimelerimizin sahibine, şu havanın sahibine, İdlib'in, İstanbul’un, Hama’nın sahibine, Kabe’nin Rabbine iman ettikleri için katlediliyorlar. 6 yıldır devam eden bu savaş, katliam zalim Esed rejiminin ve onun işbirlikçileri, destekçileri, ağababaları olan Rusya’nın, İran’ın, Amerika’nın, gizli açık destek veren diğer katliamcı devletlerin dünya tarihine geçmiş en alçak, en namussuz, en şerefsiz katliamlarıdır. Bizler 6 yıldır belki onlarca, yüzlerce defa İstanbul başta olmak üzere birçok ilde defalarca toplandık. Bugünkü toplanmamıza neden olan katliam, bu alçak kimyasal saldırı ilk değil." şeklinde konuştu.

Açıklamanın ardından, gruptakiler eylemi sonlandırdı.  

Şanlıurfa

Şanlıurfa'da sabah namazında bir araya gelen vatandaşlar, Esed rejiminin İdlib kentindeki klor gazı içerikli kimyasal silah saldırısında hayatını kaybedenler için dua etti. Bazı sivil toplum kuruluşlarının üyelerinin de aralarında bulunduğu grup, sabah namazı vaktinde Dergah Camisi'nde toplanarak Kur'an-ı Kerim okudu.

İl Müftüsü İhsan Açık, sabah namazının kılınmasının ardından Suriye'deki savaş mağdurları ve bütün Müslümanlar için dua ettirdi. Şanlıurfa İnsani Yardım Platformu Başkanı Osman Gerem, etkinlikte yaptığı açıklamada, Suriye'deki savaşın katliamlarla 7'nci yılına girdiğini belirterek saldırıyı kınadı. Kimyasal saldırının ülkenin kuzeyindeki İdlib ilinin Han Şeyhun beldesinde gerçekleştiğini hatırlatan Gerem, "Bu insanlar zulümle katledildi ve bütün dünya buna seyirci kaldı. Bir kez daha canımız yandı, vicdanlarımız sızladı. Müslümanlar olarak yapabileceğimiz bir eylem ile Hazreti İbrahim'in makamında sabah namazında dua ettik." dedi.

Suriye'deki savaşan bir an önce bitmesini dileyen Gerem, bütün Müslümanları Suriye halkı için dua etmeye çağırdı. İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Doğu ve Güneydoğu Bölge Koordinatörü Behçet Atila da Müslümanların öldürülebileceğini, sürgün edilebileceğini, kimyasal saldırılara maruz kalabileceğini ancak bitirilemeyeceğini vurguladı. Müslümanların 10 kişi de kalsalar mutlaka zulme "dur" diyeceğini dile getiren Atila, "Müslümanların temel problemi beraber olamayışımızdır. Artık Müslümanların uyanması, beraber hareket etmesi gerekmektedir. Allah'ın izniyle İslam'ın zaferinin yakın olduğunu herkes, hepimiz göreceğiz." diye konuştu.

ABD'deki Türk toplumu protesto etti

ABD'de yaşayan Türk toplumu ve Amerikalı Müslümanları temsil eden sivil toplum kuruluşları (STK), Beşşar Esed rejiminin İdlib'deki kimyasal silah saldırısını kınadı. Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi (TASC) adına yapılan yazılı açıklamada, "Suriye'de Esed rejiminin yapmış olduğu insanlık dışı saldırıyı Türk-Amerikan toplumu olarak şiddetle kınıyor, Birleşmiş Milletleri bu zulmü durdurması için ivedi hareket etmeye çağırıyoruz." ifadesine yer verildi.

Saldırının tüm insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğu vurgulanan açıklamada, "İdlib'de gerçekleşen bu insanlık suçu tüm dünyaya yayılmadan toplum liderleri kalıcı çözümler üzerinde acil kararlar vermelidir." değerlendirmesinde bulunuldu.

"Baba Esed'in Hama'da yaptığını oğlu İdlib'de yapmaktadır"

Esed rejiminin Idlib'deki kimyasal saldırısını kınayan Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) ABD ise uluslararası kamuoyuna sivil ölümleri konusunda hassasiyet ve Suriye'deki katliamlara seyirci kalınmaması çağrısı yaptı.

MÜSİAD ABD Başkanı Mustafa Tuncer imzasıyla yayımlanan açıklamada, saldırı şiddetle kınanarak dün Hama'da baba Esed'in yaptığını bugün oğlunun İdlib'de yaptığı kaydedildi.

Beşşar Esed'in 6 yıldır kendi halkına sadece kan ve gözyaşı getirdiği, bölge refahına değil halkının yok oluşuna sebebiyet verdiği belirtilen açıklamada, "Dünya liderlerinin ve uluslararası toplumun bu saldırılar karşısında tepkisini ortaya koyması ve Esed rejimine karşı kalıcı çözümler bulmasını talep ediyoruz." ifadesi kullanıldı.

"Uluslararası toplum için utanç verici"

ABD Müslüman Organizasyonları Konseyi (USCMO) de yazılı bir açıklamayla İdlib'deki saldırıyı kınadı.

Konsey Genel Sekreteri Usame Cemal imzasıyla yapılan ve saldırının tüm insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğuna işaret edilen açıklamada, "Esed rejiminin kimyasal silahlarıyla öldürülmüş çocukların manzarası, halen bu rejimin Suriye halkını öldürmesine müsaade eden uluslararası toplum için utanç vericidir." değerlendirmesi aktarıldı.

Açıklamada, milyonlarca Suriyelinin halihazırda Türkiye'de bulunduğu ve başka gidilecek çok fazla yer kalmadığına dikkat çekilerek, Esed rejimi üzerinde etkisi olan güçlere bu katliamlara bir an önce son vermesi için Şam yönetimine baskı kurmaları çağrısı da yapıldı.

Trump'a "güvenli bölge" çağrısı

Amerikan-İslam İlişkileri Konseyinin (CAIR) yazılı açıklamasında ise bu saldırının sadece Suriye halkına karşı değil tüm insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğu belirtildi.

ABD yönetimine Suriye'de güvenli bölgeler kurulması çağrısında bulunulan açıklamada, "Başkan Trump, seçmenlere güvenli bölge konusunda vaatte bulunmuştu. Şimdi tam da bu vaadi gerçekleştirmenin zamanıdır." mesajına yer verildi.

Ayrıca açıklamada, sivillere karşı kimyasal silah kullanılmasının normalleştirilmesinin kabul edilemeyeceği ve bu suçu işleyenlerin karşılığını en ağır şekilde görmesi gerektiği vurgulandı.