Kılıçdaroğlu'dan hükümete sert eleştiriler

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında hükümete İstanbul Sözleşmesi, Merkez Bankası, HDP'ye açılan kapatma davası ve Gergerlioğlu konusunda eleştiriler yöneltti.

Google Haberlere Abone ol
Kılıçdaroğlu'dan hükümete sert eleştiriler

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Konuşmasının başında vatandaşlara seslenen Kılıçdaroğlu, "Türkiye'de yaşayan herkes Türkiye'nin bir buhran içinde olduğunu görüyor ve bunu yaşıyor. 83 milyona açık ve net çağrımdır; hiçbirimizin umutsuzluğa kapılma hakkı yoktur. Beraber, birlikte 83 milyon olarak Türkiye'yi aydınlığa çıkarmak namus borcudur" dedi.

HDP'YE KAPATMA DAVASI

HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun milletvekilliğinin düşürülmesini eleştiren CHP lideri, "Bir bakıyorsunuz, bir milletvekili attığı bir tweet dolayısıyla dokunulmazlığı kaldırılıyor. Yıldırım hızıyla milletvekilliği düşürülüyor. Hangi adalet bu? Saraydakiler Müslümanlığı kimseye bırakmıyorlar. Onların dışında bu memlekette hiç Müslüman yok. Bu haksızlığı nasıl sineye çekiyorsunuz siz? Hemen yıldırım hızı ve talimatla bir partinin kapatılması için derhal Cumhuriyet Başsavcılığı'na bunu kapatın diyorlar. Seçimle gelen seçimle gider. Demokrasilerde parti kapatmak doğru değildir. Milletten bir parti destek almazsa tarihin çöp sepetine gider. Hem demokrasi hem milli irade diyeceksiniz sonra kalkıp adalete aykırı pek çok uygulamanın altına imza atacaksınız! Bunlar doğru değil" dedi.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesine tepki gösteren CHP lideri, "Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye dair Avrupa Konseyi sözleşmesini bir kişi kalktı dedi ki; 'ben feshediyorum' Resmi Gazete'de gördüm. Kimsin sen? Kinle, öfkeyle devleti yönetiyorsan onu biliyoruz. Siyaseti cep doldurma aracı olarak gördüğünü de biliyoruz. Yandaşlarına milyar dolarları kazandırdığını da biliyoruz. İşi olanı işinden ettiğini de biliyoruz. Ama 42 milyon kadına ihanet edeni de artık şimdi biliyoruz ve öğreniyoruz" ifadelerini kullandı.

CHP lideri sözlerini şöyle sürdürdü:

"1923 yılında Cumhuriyetimizi kurduk. Cumhuriyet aslında halkçılık demektir. "Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir" felsefesinin özü Cumhuriyettir. Bir kişinin değil, padişahın değil, milletindir. O zaman bir kişi egemenlik hakkını tek başına kullanamaz. Yasama ve yargının üzerindeki vesayet dolayısıyla bir kişi egemenlik hakkını kullanıyor ve kalkıyor bir sabah 42 milyon kadının hakkını ellerinden alıyor. Bu Cumhuriyet kurulurken, bu ülkenin kadınlara büyük önem verilmiştir. 1924 yılında Tevhid-i Tedrisat kanunu çıktı kadın ve erkeğin eşit eğitim alma hakkı verildi. 1926 yılında kadınlara en büyük hakkı veren Medeni Kanun kabul edildi. 1930 yılında kadınlara yerel seçimlere girme hakkı verildi. 1934 yılında genel seçimlere katılma, seçme ve seçilme hakkı verildi. Kadına olağanüstü büyük önem veriliyor. Kendisini gelişmiş sayan ülkelerden daha önde bazı kurallar getiriyor. Bir sabah kalktık bu parlamentodan oy birliğiyle çıkan, kendisinin de imzaladığı bir sözleşmeyi ben feshettim diyor. Kime danıştın, kime sordun, hangi kadınlara sordun sen? Bu kadınların nasıl şiddete uğradığını sen biliyor musun? Çoğu vatandaşımız bu sözleşmenin içeriğini tam bilmiyor.

"ERDOĞAN'A SORUYORUM..."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sorularını yönelten Kılıçdaroğlu, "Sözleşmenin amacı nedir? Bu sözleşmenin amacı, kadınları her türlü şiddete karşı korumak ve kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak. Şimdi bütün kadınların huzurunda Erdoğan'a soruyorum; sen bunun neresine karşısın? Bir diğer madde; kadına her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınları güçlendirmek de dahil olmak üzere, kadınlarla erkekler arasında önemli ölçüde eşitliği yaygınlaştırmak. Yine bütün kadınların huzurunda Erdoğan'a soruyorum; bu cümlenin nesine karşısın?" diye sordu.

CHP lideri konuşmasında şunları söyledi:

"AK Partililerin, MHP'lilerin ağzında güller vardı 'ilk biz imzaladık' diye. Yere, göğe sığdıramıyorlardı. Eller kalktı, eller indi. Oy birliği ile. Konuşanların hepsi, 'Bu başarı Türkiye'nindir' diye laflar etti. Bir kişi kalktı bir gece yarısı sözleşmesi feshetti. Neye göre? Hukuka göre mi ahlaka göre mi? Böyle bir anlayış Ortadoğu'da yoktur. En çok ses çıkarması gereken TBMM Başkanı'dır. Milletin iradesi gasp edilmiştir. Burada 600 milletvekili var. Buradan oy birliği ile geçti. 'Koltuğumu nasıl korurum' arayışı içine giriyor. Koltuğu zorbalık ile koruyanların sonu kötü olur. Kadınların oyları ile o zorba oradan aşağı inecektir buna inanıyorum. Bir hakkı kadınların elinden almak zorbalıktır. Bu devlette zorbalığa asla izin vermeyeceğiz. En çok itiraz etmesi gereken kişi TBMM başkanıdır. Milletin iradesi gasbedilmiştir. O yüzden diyorum, sen kimsin?

Bu sözleşmesinin 56. maddesinin 1.fıkrası şöyle: 'Mağdurun en azından kendisinin veya ailesinin tehlikede olabileceği durumlarda failin kaçması veya geçici veya kesin olarak serbest bırakılması halinde mağdurun bilgilendirilmesini sağlamak' diyor. Ne oldu? Daha dün. Hapishanede çıkan kişi gitti eski karısını öldürdü. Bu düzenleme varolan kanunlarımızda yok. İstanbul Sözleşmesi'nde vardı. O kadının günahı sarayda oturanın boynundadır. Adım gibi biliyorum; o zorbayı ordan indireceksiniz. Kimse kadınların önünde takoz olmayacak."

"CUMA GÜNÜ 450 MİLYON DOLAR KİME SATILDI?"

Merkez Bankası Başkanı'nın görevden alınmasını eleştiren CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Eskiden denirdi ki bir ay sonra, bir hafta sonra ne olacak. Şimdi yatıyoruz, bir gün sonra ne olacak? İzlenen ekonomi politikası dünyada alay konusu. Ekonomi var bir de erdonomi var. Erdonomi ne demek, 128 milyar doları birilerine vermek. Erdonomi ne demek ekonomiden bihaber olmak, istediği adamı istediği zaman göreve getirip istediği zaman görevden almak. Erdonomi ne demek? Cuma günü 450 milyon dolar satıldı. Kime satıldı, kim voliyi vurdu bilinmiyor. Açıklanır mı, açıklanmaz. Eskiden bir kişi çalışır bütün aileye bakardı. Şimdi 83 milyon kişi çalışıyoruz saraya ve Londra'daki bir avuç tefeciye bakıyoruz. Biz bu ülkede kadına şiddeti önleyeceğiz. Biz herkesin huzur içinde yaşamasını sağlayacağız. Her evde tencerenin kaynamasını sağlayacağız. İşsizlik belasını bitireceğiz" dedi.

 

 

Yorumlar