Kılıçdaroğlu'nun korumaları köylü kadını ve gazetecileri darp etti, görüntülere el koydu

Sonhaberler | Haber Merkezi 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 15 Haziran'da Ankara'dan başlatarak 9 Temmuz'da İstanbul'da sonlandırdığı yürüyüşün Düzce ayağında, yürüyüşün amacına ve misyonuyla çelişki oluşturan bir skandal yaşandı. Düzce'nin köylerinden birinde konaklayan CHP heyeti burada köylü bir kadının tepkisiyle karşılaştı. Köylü kadının Kılıçdaroğlu ile konuşmak için müsaade isteyerek yanına kadar yanaştığı ancak daha sonra, CHP'li yetkililerin iddiasına göre, Kılıçdaroğlu'na saldırmaya başladığı iddia edildi. Olay yerinde bulunan Kılıçdaroğlu'nun korumaları tarafından sert bir şekilde müdahale edilen köylü kadın yerlere atılarak üstü başı dağıtılıyor. Olayı görüntülemeye çalışan gazeteciler ile korumalar arasında da arbede yaşanıyor. Arbede sırasında olayı görüntüleyen gazetecilerin hafıza kartlarına Kılıçdaroğlu'nun korumaları tarafından el konuyor. Olayın kamuoyu tarafından sağlıklı bir şekilde öğrenilmesini engelleyen CHP'li yetkililer, günler sonra suç duyurusunda bulunarak köylü kadının gözaltına alınmasına neden oldu. 

Düzce'de yerel yayın yapan bir televizyonun genel yayın yönetmeni Mukadder Deveci de gazetecilere yaptığı açıklamada, ekip olarak Selamlar köyüne gittiklerini anlatarak, Kılıçdaroğlu'nun ziyaretlerini çektiklerini fakat bir tepki olunca bir anda korumalar tarafından engellendiklerini söyledi. "Bize karşı gösterilen tavrı kınıyorum." diyen Deveci, "Kendileri 'Adalet' ve 'basın özgürlüğü' diyordu. Ben ve arkadaşım ekmek için oradaydık. Dayağı hak etmedik. Bunun arkasında olup davamızı açacağız. Bu işin ucunu bırakmadan sonuna kadar devam edeceğim. Sadece biz işimizi yapıyorduk." şeklinde konuştu.

Kameralarına zarar verildiğini ve içerisinde bulunan görüntülerin kayıt edildiği SD kartın korumalar tarafından zorla alındığını iddia eden Deveci, "Çok kötü bir muamele gördük. Bizim kartımızı vermelerini istiyorum." dedi. Kameraman Şaban Çakır ise ihbarı aldıktan kısa bir süre sonra köye gittiklerini ve ziyareti haberleştirdiklerini dile getirdi. Ziyaretin ardından 45-50 yaşlarında bir kadının Kılıçdaroğlu'nun içinde bulunduğu araca yaklaşıp hakaretler ettiğini, bunu da kendilerinin kayıt altına aldığını belirterek, şöyle konuştu: "Ben orada bütün yaşananları kameramla çektim. Araç tekrar hareket ettiğinde koruma müdürü diye tahmin ettiğim kişi 'kamera' diye bağırdı. O anda bütün korumalar üstüme geldi. Beni darp edip boğazımı sıktılar. Orada basın danışmanı diye düşündüğüm kişi bizim olayı bilerek planladığımızı söyledi. Yani biz kadını tutmuşuz ve olayı yaptırmışız gibi bir söylemde bulundu. Böyle bir suçlamayı kesinlikle kabul etmiyoruz. Ben gazeteciyim ve böyle bir suçlamayı kesinlikle kabul etmiyorum. Bütün raporlarımı aldım ve gerekli mercilere şikayetlerimi, müracaatımı yapacağım."

DÜZCE AK PARTİ TEŞKİLATINDAN TEPKİ

AK Parti Düzce İl Başkanı Hikmet Keskin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Gümüşova ilçesi Selamlar köyünü ziyareti sırasında, bir kadının hakaret ve tehdit ettiğini görüntüleyen yerel televizyon muhabirlerinin, korumalar tarafından darp edildiği iddiasına ilişkin, "Basın mensubunun kamerasını ve içerisindeki kartı almak kesinlikle demokratik bir ülkede emek veren basın mensuplarına yapılabilecek en büyük hakarettir." dedi.

Kendisine ait bir iş yerinde gazetecilere açıklama yapan Keskin, saldırıda yaralanan muhabirlere geçmiş olsun dileklerini iletti.

Kılıçdaroğlu'nun basın mensupları, fakir fukara, polis ve kamu görevlileri için adalet istediğini, bunun için yürüdüğünü söyleyen Keskin, "Basın mensubunun kamerasını ve içerisindeki kartı almak kesinlikle demokratik bir ülkede emek veren basın mensuplarına yapılabilecek en büyük hakarettir." diye konuştu.

Keskin, yaşanan olayın ardından CHP kanadından farklı açıklamalar yapıldığını bildirerek, "Olayın akabinde bazı söylemler olmuş, AK Parti ile alakalı, AK Parti'nin bu konu ile alakalı tasarruf kullandığı ve AK Partili bir yöneticinin saldırdığını, böyle saçma sapan ifadelerle açıklama yapılmış. Bizim araştırmalarımıza göre şu anda, saldırı yaptığı iddia edilen kişi ne kadın kollarında görev yapan ne de teşkilatlarda görev yapan bir kişidir." ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu'nu darbettiği iddia edilen kadının başörtüsünü savurduğunu ve bunun bir araç olduğunun konuşulduğunu bir gazetecinin söylemesi üzerine Keskin, şunları söyledi:

"Olayı gerçekleştiren kadının başörtülü olup olmadığını da bilmiyorum. CHP her zaman başörtüsü ile alakalı açıklamalar yapıyor, biz buna alışkınız. Aslında onların aklının arkasında her zaman neler olduğunu biliyoruz. Onun için, biz, başı açık-kapalı, yaşam tarzı konusundaki görüşümüz bellidir. Bu ülke demokratik bir hukuk devletidir. 15 yılda AK Parti demokrasi alanında büyük ilerlemeler sağlamıştır. CHP'nin, olayı başörtüsüne getirmesini özellikle kınıyorum. Orada maalesef koruma polisleri ile alakalı bazı söylemlerde bulunmuşlar, bu söylemleri için de onları kınıyorum."

Görüntü alan muhabirlerin olayı planladığı iddialarının sorulması üzerine Keskin, "Bunu anlamak mümkün değil. Darbedilen arkadaşlarımız sadece habercilik anlayışı ile gece-gündüz haber yapmak adına Düzce'deki hemşehrilerimiz ve ulusal kanallara ulaştırmak adına bir gayret gösteriyorlar. CHP ve onun yöneticilerinin basına ve basın emekçilerine saygısını da buradan çok iyi anlayabiliyoruz. Olayın görgü şahitleri de var. Bireysel bir olayı bu kadar abartıp basın mensuplarına ve polislere kadar getirecek bir anlayışı anlayamıyoruz." yanıtını verdi.

CHP: HOŞ OLMAYAN BİR OLAY

Olaydan günler sonra CHP Düzce İl Başkanı Zekeriya Tozan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu Gümüşova ilçesi Selamlar köyünü ziyareti sırasında hakaret ve tehdit ettiği iddiasıyla bir kadın hakkında suç duyurusunda bulunduklarını söyledi. CHP İl Başkanı Tozan, parti binasında gazetecilere yaptığı açıklamada, Kılıçdaroğlu'nun İstanbul yürüyüşünün ardından Ankara'ya dönüşünde Düzce'nin Gümüşova ilçesine bağlı Selamlar köyüne uğradığını dile getirdi. "Genel Başkanımız adalet yürüyüşü sırasında kendisine ayran ikram edilen köyü hatırlayarak Selamlar köyüne gittik." diyen Tozan, şöyle devam etti: "Halk bizi çok güzel karşıladı, oturduk sohbetler edildi. Sorunlar anlatıldı, daha sonra biz alandan ayrılmak üzere Genel Başkanımızla aynı arabaya bindik. Bu sırada arabanın camı tıklandı ve başında yazması ile bir kadın müsaade alarak aracın camından sayın Genel Başkanımıza saldırıya teşebbüs etti. 'Seni öldüreceğim' diyerek ölüm tehdidinde bulundu, hakaretler havada uçuştu. Kadın başındaki başörtüyü yere atarak provokasyon yapmaya çalıştı. Kadına kimse müdahale etmedi, polis de müdahale etmedi, orada vatandaşlar tepki gösterdi."

Tozan, bu sırada korumalarla gazeteciler arasındaki arbedeye ilişkin de "Ben orada korumaların muhabirlerle arbedeye girişini sonradan fark ettim, arkadaşlarımıza müdahale edilmesini görünce orada onların kelepçelenmesini engelledim. Bu olayı biz istemezdik. Şahsım ve örgütüm adına medya emekçilerinin emeği bizim için kutsaldır. Özür diliyorum. Benim ve örgütümüzün bu olayda bir payı yok. Genel Başkanımız da yerel basınla yaşanan bu olaydan dolayı son derece üzgün olduğunu söyledi. Biz de arkadaşlarımızı ziyaret edip yanlarında olduğumuzu belirttik." ifadelerini kullandı.

KÖYLÜ KADIN GÖZALTINDA

CHP'li yöneticilerin, "Kemal Kılıçdaroğlu'na tehdit" iddiasıyla savcılığa yaptığı suç duyurusundan sonra köylü kadın gözaltına alınarak polis merkezine götürüldü. Kadının gözaltı işlemleri tamamlandıktan sonra adliyeye sevk edildiği, savcılık tarafından serbest bırakıldığı öğrenildi.