Kılıçdaroğlu radyo canlı yayınında

İSTANBUL (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, referanduma ilişkin, "Bu bir parti, Kemal Kılıçdaroğlu, Recep Tayyip Erdoğan meselesi değildir. Bu anayasa değişikliği. Burada bir partiyi veya bir kişiyi seçmiyoruz. Hepimizin ortak anayasasını doğru mudur yanlış mıdır çerçevesinde düşünüp, akıl terazisinde tartmak ve oyumuzu kullanmak gerekiyor." dedi.

Kılıçdaroğlu, Mehmet Akbay'ın Kral FM'de sunduğu "Mehmet'in Gezegeni" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Cumhurbaşkanlığı sisteminde yargı bağımsızlığına getirilecek düzenlemeleri eleştiren Kılıçdaroğlu, hakimlerin devletin gücü karşısında vatandaşı koruyacak tek merci olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, vatandaşın hakkını ancak bağımsız yargının koruyabileceğini aktararak, 15 Temmuz sonrasında gittiği Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yargı bağımsızlığı konusunu dile getirdiğini belirtti.

15 Temmuz darbe girişimine karşı çıktığını dile getiren Kılıçdaroğlu, o gece parlamentonun açık kalması için elinden geldiğini kaydetti.

- "15 Temmuz'da Ankara'ya dönmek istedim"

Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz gecesi Atatürk Havalimanı'nda telefon görüşmesi yaptığı yönündeki iddialara ilişkin ise, "Koruma müdürü gitmiş' dendi. Koruma müdürünü ben tayin etmedim ki. Koruma müdürünü tayin eden hükümet. Polisler benim emrimde değil, İçişleri Bakanlığının emrinde. Orada darbecileri görmedim. Hemen Ankara'ya dönmek istedim. 'Uçak kalkmıyor.' dediler. 'Sabiha Gökçen'den gidebilir miyiz?' diye sordum. 'Köprüler kesilmiş.' dediler. Oradan da uçak kalkmıyor. Ertesi gün CHP'nin Dış Politika Strateji Belgesini açıklayacaktık. O da olmadı. Otelde yerimiz ayrılmıştı. Otellerin de kapalı olduğu bize söylendi. Dolayısıyla Bakırköy Belediye Başkanım 'Benim evi burada' dedi. Biz de oraya gittik. Ne yapabilirim ben?" açıklamasında bulundu.

Konuşmasının devamında FETÖ'nün Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu'nun çalışmaları hakkında değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın komisyon tarafından dinlenmediğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, ByLock kullanan isimlerin açıklanması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Bu listenin içerisinde hiç mi siyasi yok? Niye açıklanmıyor? Bu belge devletin elinde. Bizi FETÖ'yü desteklemekle suçluyorlar. Biz de 'Belgeyi açıkla.' diyoruz. Kimin FETÖ'cü olduğu çıksın ortaya. Açıklarsın listeyi biz de deriz ki 'Biz de buradaymışız.' Kimin kullandığını açıklayamıyorlar. Kendi içlerinde çok sayıda var da onun için açıklamıyorlar. Bir terör örgütü üyelerinin listelerinin açıklanmaması suçtur."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 15 Temmuz'da halkı sokağa çağırmasının önemli olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, halkın yerinde tepki verdiğini ve demokrasiye sahip çıktığını anlattı.

- Bandırma'daki karşılama töreni

Kılıçdaroğlu, Bandırma 6'ncı Ana Jet Üssü Komutanlığı'ndaki karşılamaya ilişkin ise şöyle konuştu:

"Uçakla iniş yaptık. Normalde gittiğimiz yerlerde çay kahve ikram ederler. Daha önce bazı yerlere inmiş olabilirim. Hatırlamıyorum. Bu konu incelemeye alındı. Şu anda inceleniyor. Benim yorum yapmam ve görüş beyan etmem doğru olmaz. Oturduk çay kahve içtik. Kahve bile değil, çay içtik. Acele işimiz vardı. Genelkurmay bakıyor ve inceliyor. Genelkurmay'ın yaptığı incelemeye hepimiz saygı göstereceğiz."

Yayının devamında "Evet" veya "Hayır" diyen vatandaşların bu konudaki görüşlerini içeren bant kaydı Kılıçdaroğlu'na dinletildi.

Kılıçdaroğlu, "Evet" tercihinde bulunan vatandaşların değerlendirmelerine "Güçlü bir Türkiye'yi hepimiz istiyoruz. Güçlü bir Tükiye nasıl olur? Demokrasi standartları gelişen bir ülke güçlü Türkiye'dir. Dünyanın en gelişmiş 20 ülkesine bakalım. Amerika hariç diğerleri parlamenter sistem. Demek ki güçlü ülke parlamenter sistemde çok daha fazla. Dünya örnekleri çok daha fazla. Amerika'daki başkanlık sistemi de bizim yeni getirilen sistemle hiç alakası yok. Başkan büyükelçi bile tayin edemez. Hakim bile tayin edemez, senato onaylamadığı sürece. Dolayısıyla ekonomik olarak güçlüyseniz güçlü olunur. O nedenle Mustafa Kemal Atatürk, üreten Türkiye'den bahsetmiştir. 1940'lı yıllarda Türkiye uçak ihraç eden, kendi denizaltısını üreten bir ülkedir. Demokratik standartları gelişmemiş hiçbir ülke büyümemiş ve kalkınmamıştır. Dünyanın en fakir 20 ülkesine bakın hepsi başkanlık sistemidir." karşılığını verdi.

- "PKK, 'Evet' çıksın istiyor"

Bazı Avrupa ülkelerinin ve PKK'nın "hayır" kampanyası yürütmesini de değerlendiren Kılıçdaroğlu, "PKK neden yapmasın? O da istiyor. Şükrü Karatepe ne dedi? PKK 'Evet' çıksın istiyor. Cehenneme giden yollar iyi niyet taşları ile döşelidir. 'Evet'e hizmet ediyorlar. Bundan güzel hizmet mi olur? Hollanda ile kavga ettik kimin işine yaradı? PKK 'Evet' çıksın istiyor. Bunun altını çiziyorum." dedi.

"Hayır" tercihinde bulunacaklarını beyan eden vatandaşların söylemlerini de dinleyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Bu bir parti, Kemal Kılıçdaroğlu, Recep Tayyip Erdoğan meselesi değildir. Bu anayasa değişikliği. Burada bir partiyi veya bir kişiyi seçmiyoruz. Hepimizin ortak anayasasını doğru mudur yanlış mıdır çerçevesinde düşünüp, akıl terazisinde tartmak ve oyumuzu kullanmak gerekiyor. Bir kişiye endekslerseniz bu yanlıştır. Partiye de endekslerseniz bu yanlıştır. Benim parti liderlerine 'Bir araya gelip konuşalım.' dememin temelinde bu unsur yatıyor. O kadar çok şey var ki. Suriyeliler şu anda bizim ülkemizde birinci sınıf vatandaş. Suriyelileri Türkiye'nin korumasına karşı değilim. 81 ile dağılmasına karşıyım. Kamplarda tutulup her türlü yardımın yapılmasını savunurum. Türkiye'de vatandaş olmalarını istemiyorum. Kendi ülkelerine dönsünler. Biz güvenliği sağladıktan sonra. Suriye'de barışı sağladıktan sonra."

- "Hayır' çıkarsa kutlama olmayacak"

Kılıçdaroğlu, referandumda "Hayır" çıkması durumunda partililerin kutlama yapmaması gerektiğini dile getirerek, sözlerini şöyle sonlandırdı:

"O konuda Cumhuriyet Halk Partisi örgütüne genelge gönderdim. Biz CHP olarak ben de partinin genel başkanı olarak bugün örgütüme genelge gönderdim. 'Hayır' çıkacak. Buna yüzde yüz inanıyorum. Böyle çıkması durumunda hiçbir yerde şenlik, düğün, 'evet' diyenlerin üzerine gitmek veya kahramanlık yapmak gibi bir şeyin içine sakın girmeyin. 'Evet' diyen de 'Hayır' diyen de bizim vatandaşımız. İki vatandaş arasında ayrım yapmıyoruz."

(Bitti)