Kılçdaroğlu'nun 'başörtüsü' teklifi bir tuzak

Başörtüsü konusunda şu ana kadar hiçbir yasaklayıcı yasa bulunmadığı sadece devlet yöneticilerinin keyfi uygulamaları söz konusu olduğunu belirten hukukçular, konunun yasaya bağlanması halinde muhtemel bir iktidar değişikliğinde tek değişiklikle başörtüsünün tamamen yasaklanabileceği uyarısı yaptı.

Google Haberlere Abone ol
Kılçdaroğlu'nun 'başörtüsü' teklifi bir tuzak

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan sürpriz bir “başörtüsü” çıkışı geldi. Kılıçdaroğlu partisinin dün gerçekleştirilen grup toplantısında tüm partilere ‘Başörtüsü konusunda birlikte adım atalım’ çağrısı yaptı.

“Bu millet ne çektiyse ayrışmadan, kutuplaşmadan, kamplaşmadan çekti. Uzun süredir ülkenin yaralarını kapatmaktan söz ediyorum çünkü ülkemizin çok fazla açık yarası var, kabul edelim” ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu şunları kaydetti: “Başörtüsü hakkını yasal güvence altına almak için Meclis'e kanun teklifi sunacağız. Bugün (dün) kanun teklifimizi Gazi Meclis'imize veriyoruz. Göreceğiz kim samimi, kim samimi değil. Artık kanunu çıkaralım ve bu çağ dışı tartışma bitsin. Yüreği yeten de peşimden gelsin."

MADDEYE BAŞÖRTÜSÜ EKLENECEK

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının ardından milletvekilleri Engin Özkoç, Engin Altay ve Özgür Özel imzasıyla TBMM’ye teklifi verildi. “Kadınların Yürüttükleri Mesleğin İcrası Kapsamındaki Kılık ve Kıyafeti Giymek Dışında Herhangi Bir Zorlamaya Tabi Tutulamaması Hakkında Kanun Teklifi” adı verilen metinde şu 3 maddeye yer verildi:

- Kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile üst kuruluşlarına bağlı olarak bir mesleği icra eden kadınlar, yürüttükleri mesleğin icrası kapsamında giyilmesi gerekli cübbe, önlük, üniforma vb. dışında kıyafet giymek ya da giymemek gibi temel hak ve özgürlükleri ihlal edecek biçimde herhangi bir zorlamaya tabi tutulamaz.

- Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.

- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

YASA ALDATMACA OLUR

Kılıçdaroğlu’nun çağrısını değerlendiren hukukçular ve başörtüsü yasağının mağdurları bu tartışmanın sonsuza kadar kapanması için anayasal güvence altına alınması gerektiğini vurguladı. 28 Şubat’ta verilen hak mücadelesinin öncü isimlerinden birisi olan Avukat Hüsnü Tuna, yasal güvencinin yeterli olmadığını söyledi. Tuna, “Bundan sonra bir iktidar geldiğinde yeni bir kanunla çoğunluğu sağlayarak kanunu değiştirebilir. Dolayısıyla bu durumun kanunla olacak bir tarafı yok. Kılık kıyafet, dini inanç sebebiyle sorun yaşayan insanların korunmasına ilişkin anayasaya bir hüküm getirilmesi lazım. Bunun dışındaki tüm çözümler aldatmaca olur” dedi.

Tuna, “Bir süredir helalleşme üzerine geliştirilen söylemler var. Madem öyle anayasal güvence getirsinler de topluma taahhüt edilsin. Tüm siyasi partiler de bu konudaki tutumlarını ortaya koyarak toplum önünde sözleşmiş olsun” diye konuştu.

SAMİMİ DEĞİL

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başörtüsüyle ilgili kanun teklifi vereceklerine yönelik açıklamasını eleştirdi. "Samimi bulmasam da önemli bulmuyorum" diyen Destici şöyle devam etti: "Bunu siyasi bir adım olarak; dindar, maneviyatı önemseyen, başörtüsü hassasiyeti olan kesimlerin oyunu almak için yapılmış bir hamle olarak değerlendiriyorum. Çünkü yarın CHP'nin ne yapacağı belli olmaz. CHP bunu sırf siyaseten yapıyor."

ZERRE KADAR GÜVENMİYORUM

Hukukçu Cavit Tatlı “Zaten özgür olması gereken bir şeyi siz kanunla güvence altına alamazsınız. Bir özgürlük varsa bunu sınırlamak için kanun getirirsiniz. Bu hukuka aykırı yanlış bir yaklaşım” dedi. Tatlı şu ifadeleri kullandı: “Bu durum tam da sorun çıkaranların atmaya çalıştığı bir gol. İleride bir gün yeni bir Fadime Şahin çıkaracaklar ve başörtülüler böyleymiş yasaklıyoruz diyecekler. Kanun değişecek iş bitecek. Ben muhataplarımı tanıyorsam ki zerre kadar güvenmiyorum, samimiyetlerine inanmıyorum. Bu çok tehlikeli bir girişim” dedi.

Başörtüsü mağduriyetleri 1995’te Adana Boluca Devlet Hastanesi’nde görevine başlayamayan insanlarla birlikte gün yüzüne çıktığını hatırlatan Tatlı, “Dolayısıyla o dönemden bu yana okuyamayan, çalışamayan mesleğinden atılan tüm insanların haklarının iade edilmesi gerekiyor. Madem iyi niyetli bir yaklaşımda bulunuyoruz, o zaman bu adımı hep birlikte atalım” ifadelerini kullandı.

SORUNU ÇIKARAN KENDİLERİ!

Kendisi başörtülü bir avukat olan Adile Gürbüz de anayasal güvence istedi. “Sadece başörtüsüyle ilgili değil, tüm kılık kıyafetle alakalı anayasal bir güvence verilmeli. Mevcut şartlarda başı açık insanlar için ayrıca bir güvenceye gereksinim yokken, ne yazık ki başörtülü insanlar ve dini inançlarının gereği için giyinen insanlar için böyle bir muhafaza aramak zorunda kalıyoruz” ifadelerini kullanan Gürbüz şöyle devam etti:

“Bu nedenle bu durumun anayasanın temel ilkeleri arasında yer alması gerekiyor. Tüm bunlar bir yana Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının samimiyet içermediğinin de bilincindeyiz. Ancak madem böyle bir söylem geliştirildi, bunun üzerinden tüm siyasetçilerin mutabakat halinde hareket edip anayasal güvenceye kavuşturmasını hem bir avukat hem de bir insan hakları savunucusu olarak beklerim. İşin trajik yanı şu ki, başörtüsünü problem yapanlar korumak için yasal güvence getirmeye çalışıyor. Yasakçı zihniyetin adı olan CHP, daha önce yönetmelikleri koydu, kaldırılması için yapılan girişimlere karşı çıktı. Pek çok kez iptal davası açarak Anayasa Mahkemesi’ne başvuru süreci işlettiler. Anayasa Mahkemesi’nin aleyhlerine verdiği kararlara itiraz ederek son raddeye kadar hukuki anlamda yasakçı zihniyetlerini sürdürdüler. Ancak seçim sahtı mahaline girince işin rengi değişti. Bir helalleşmedir gidiyor ama inandırıcı değil.”

Kaynak: Yeni Şafak


 

Yorumlar