Kaynak Holding'in FETÖ yöneticilerinin davası

- 35'i firari, 39'u tutuklu 85 sanığın yargılandığı davanın üçüncü duruşması tamamlandı - Duruşmada, sanıkların savunmaları alındı

Google Haberlere Abone ol
Kaynak Holding'in FETÖ yöneticilerinin davası

İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) finans merkezi olduğu gerekçesiyle kayyum atanan Kaynak Holding'in yöneticilerine yönelik soruşturma sonunda haklarında dava açılan 35'i firari, 39'u tutuklu 85 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Bakırköy Adalet Sarayı'ndaki konferans salonunda İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi'nce yapılan üçüncü duruşmaya, 28'i tutuklu 32 sanıkla avukatları katıldı.


Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Kenan Bilgi, İstanbul Bilişim Şirketi'ni sorunsuz şekilde devraldığını, 1,5 yıl sonra da kayyuma sorunsuz şekilde devrettiğini anlattı.

Sanık Bilgi, şirketi kayyuma parayla devrettiğini belirterek, "Tertemiz şekilde şirketi devrettik. Bu şirketi devralarak örgüt üyesi olduğum iddiası var. Nasıl bir destek sağlamışım? Şirketin içini mi boşaltmışım? 1 kuruş terör örgütüne destek sağlamadım. 1999 yılından beri çalışıyorum. Şirketten kendime kar payı da almadım. 1 kuruş kar payı dağıtımı yapmadım. 1 lira bağış, himmet ve burs vermedim. Ben destek olduysam kayyum heyeti bir şeyi kesti mi?" dedi.

Kendisinin FETÖ mağduru olduğunu öne süren sanık Bilgi, firmasını ve itibarını kaybettiğini, şirketine kayyum atanınca kaçmadığını, kendisinden emin olduğunu aktardı.

Sanık Bilgi, kaçması için bir neden olmadığını dile getirerek, "Öteki firmam Kaynak Holding'in teknik altyapısına destek sağlıyordu. Niyazi Akalın'dan bu şirketi Mayıs 2014'te satın aldım. Kaynak Holding'de kimin ortaklığı var, kim almış hiç bilgim yok. Şirketi 517 bin liraya aldım. Bu firmayı almaz olsaydım." diye konuştu.

Bilgi, Ali Çelik ve Naci Tosun ile telefon görüşmelerinin olduğunun iddia edildiğini, Tosun'u tanımadığı için görüşmesinin olmadığını, şirket hattını önce Mehmet Aslan'ın kullandığını anlattı. Tepe yöneticisi Ali Çelik ile avukat Ali Çelik'in farklı kişiler olduğunu belirten Bilgi, kendisinin avukat Ali Çelik ile bir bandrol davası kapsamında avukat-müvekkil ilişkisi içinde görüştüğünü aktardı.

Tutuklu sanık Kürşat Yüce de savunmasında, öğretmen olduğunu atanamadığını ifade ederek, çocuğunun ameliyatı için sigortalı bir iş için NT'de çalışmaya başladığını, daha sonra da Kaynak Holding'de kurumsal iletişim sorumlusu olduğunu söyledi.

Şirkete kayyum atanacağı, işten çıkarımlar olacağının söylendiğini ifade eden sanık Yüce, "Bir sendika geldi, haklarımızı savunacağını söyledi. İnternetten başvurduk. Ben Bank Asya'ya girdiğimde hesap açıldı, maaşım bu hesaba yatırıldı. Kredi kart borçlarım, öğrenim kredim nedeniyle kredi çektim. İki defa kredi çektim. Daha sonra araba almak için kredi çektim." dedi.

Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, "2014 yılının Şubat, Ağustos, Eylül ve Ekim ayları ile 2015 yılının Ocak ve Şubat aylarında Bank Asya'ya para yatırın talimatı var. Bu 3 tarihte de para artışı var. Öğrenim kredisi için kredi çekmişsin, para hesapta kalmış; araba için kredi çekmişsin para hesapta kalmış. Bunu nasıl açıklayacaksın?" sorusuna sanık Yüce, "Araba bulmak için parayı hesaba yatırdım." karşılığını verdi.

Mahkeme Başkanı, "Burada şu ana kadar savunma yapanların yarısı kredi çekip, Bank Asya'ya yatırmış." diye konuştu.

Sanık Yüce de "Banka düşük faizli kredi vermeseydi, araba alamazdım." ifadelerini kullandı.

- "Herkes memur olsa kim çalışacak?"

Sanık Yüce, Ufuk Tur programlarının perşembe buluşmalarını organize ettiği iddialarını şöyle yanıtladı:

"Dernekte program görülsün diye bu organizasyonlar yapılıyordu. İş, sanat ve medya dünyasından herkes katılabiliyordu. İlgimizi çekenlere katılıyorduk. Organize eden olarak ben görünüyorum. Genel müdürlere toplantı mailleri atmışız. Mail atmaktan başka bir şey yapmadım. Bu toplantılar eğitim birimleri tarafından yapılıyordu. Kemal Batmaz'a mail gitmesi durumu var. Mail grubu, genel müdürler grubu. Bu grubun içinde yüzlerce kişi olur. Ben bu kişiye mail gittiğini polis sorgusunda öğrendim. Grup olarak atılan bir maildi. Kemal Batmaz'ın genel müdür olarak çalıştığını duymuştum."

Sanık Yüce, yurt dışı gezilerini organize ettiği iddialarına ilişkin kendisinin gezi organize etmediğini, ağabeyi Artvin'de olduğu için onu ziyarete gittiğinde Gürcistan'a geçtiklerini ve performansından dolayı ödüllendirildiği için bir kere Tayland'a gittiğini söyledi.

FETÖ'nün en çok öğretmen olarak atama yaptığı gazete kupürünü gösteren sanık Yüce, "Ben öğretmenim, atanamadım. Eğer böyle bir yapı içerisinde olsaydım, öğretmen olarak atanırdım." dedi. Bunun üzerine üye hakim, "Hepsini memur yapsalar, orada kim çalışacak?" diye sordu.

Sanık Yüce de, mesleğini yapmak istediğini söyledi.

Savunma yapan diğer sanıklar da haklarındaki suçlamaları reddetti.

Duruşma yarına ertelendi.

- Batmaz ve Biniş'in dosyaları ayrıldı


Bu arada, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'nde bulunan, örgütün "sivil imamları" Kemal Batmaz ve Harun Biniş'in dosyaları, bu dava dosyasından ayrılarak, Akıncı Üssü davasıyla birleştirilmesine karar verildi. Bu kapsamda Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıkların ek savunmasını alacak.

- İddianameden



Sanıklar Mustafa Özcan ve Naci Tosun hakkında ''anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs'' suçundan birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile ''silahlı terör örgütü yönetici olmak'' suçundan 15 yıldan 22 yıl altışar aya kadar hapis cezası istenen iddianamede, 39 sanık hakkında da ayrı ayrı "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet ile ''silahlı terör örgütü yönetici veya üyesi olmak'' suçundan 7,5 yıldan 22 yıl altışar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.

İddianamede, diğer 54 sanığın benzer suçlardan 7,5 yıldan 30'ar yıla kadar değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılması isteniyor.

Yorumlar