Karain'e UNESCO düzenlemesi
- Turizmin başkenti Antalya'da, ilk insan neandertal kalıntılarının bulunduğu Karain Mağarası'nın UNESCO Dünya Kültür Mirası kalıcı listesine alınması için gerekli düzenlemelerde sona gelindi - Karain Mağarası Kazı Başkanı Prof. Dr. Harun Taşkıran: - "Neandertal insanlarının kalıntılarına Türkiye'de sadece Karain Mağarası'nda rastlanıyor, başka bir yerde neandertal kalıntısı yok"
ANTALYA (AA) - AYŞE YILDIZ - Türkiye'de tek neandertal insanların kalıntılarının bulunduğu, 1994'ten beri UNESCO Dünya Kültür Mirası geçici listesinde yer alan Karain Mağarası'nın kalıcı listeye alınması için gerekli düzenlemeler tamamlanıyor.
Antalya kent merkezine 27 kilometre uzaklıktaki Katran Dağı'ndaki mağara, Anadolu'da en eski yerleşim birimleri arasında yer alıyor.
Neandertal insanların yaşadığı paleolitik çağdan Roma dönemine kadar sürekli iskan olarak kullanılan mağara, sarkıt, dikit ve büyük sütunlarla bezeli doğal oluşumlarıyla dikkati çekiyor.
Antalya-Burdur karayoluna bakan ve merdivenle tırmanılan 400 metre rakımlı tepedeki mağara, her mevsim turistlerin gözde mekanları arasında yer alıyor. Farklı ülkelerden gelen turistler, doğal güzelliği kadar kültürel zenginliği bulunan mağarada saatlerce vakit geçiriyor.
Karain Mağarası'nda metrelerce derinliğe inen ziyaretçiler, 100 binlerce yılda oluşan sarkıt ve sütunları izliyor, yürüyüş yapıyor, fotoğraf çektiriyor.
Merhum Prof. Dr. İsmail Kılıç Kökten'in 1946'da keşfettiği ve bugüne kadar yürütülen kazılarda ilk insanlar olarak da bilinen neantertal insanlar ile su aygırı, gergedan, aslan, fil gibi hayvanların kalıntılarının bulunduğu mağara, insanlık ve doğa tarihine de ışık tutuyor.
- "UNESCO'da yer alacaktır"
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Karain Mağarası Kazı Başkanı Prof. Dr. Harun Taşkıran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Karain Mağarası'nın ilk insanların yaşadığı en eski yerleşim yerlerinden olduğunu söyledi.
Mağarada 500 bin yıl öncesinden başlayan ilk iskan olduğunu aktaran Taşkıran, "Bütün çağlarda hatta Roma dönemine kadar insanların bu mağarayı sürekli kullandığını biliyoruz. Girişindeki duvarlarında adak kitabeleri var. Burada bir dağ tanrıçasına tapınma olayı var." dedi.
İnanılması güç bir tarihsel derinliğe sahip bu antik mekanda 1946'dan bu yana kazı çalışmalarının devam ettiğini bildiren Taşkıran, çok eski dönemleri çalıştıkları için kazıların incelik ve titizlikle sürdüğünü ifade etti.
Kazılarda, tarihin seyrini değiştirecek önemli kalıntıların bulunduğunu vurgulayan Taşkıran, geçen yılki kazılarda 300 bin yıl öncesine ait tabakalarda antik filin alt çenesi ve kürek kemiğini bulduklarını hatırlattı.
İnsanların taştan yaptığı aletleri de bulduklarını anlatan Taşkıran, "Mağaranın en önemli özelliklerinden biri de neandertal insanlarının burada yaşamış olmasıdır. Neandertal insanlarının kalıntılarına Türkiye'de sadece Karain Mağarası'nda rastlanıyor, başka bir yerde neandertal kalıntısı yok." diye konuştu.
Uzun süreli bir iskanın olmasının da mağarayı önemli kıldığına dikkati çeken Taşkıran, şunları kaydetti:
"Karain Mağarası UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine aday ören yerlerinden biri. Buraya daha önce UNESCO'dan uzmanlar geldi, incelediler. Bazı eksiklikler buldular. Bunun üzerine bölgede çevre düzenlemesi yapıldı, eksiklikler tamamlandı. Tek eksiğimiz eski müzenin yeniden faal hale getirilmesi. Çünkü bir tadilat gördü müze ama henüz teşhir tanzimi yapılmadı. Onun da çalışmaları başladı. Aşağıdaki müzeyi de oluşturabilirsek UNESCO Dünya Kültür Kalıcı Mirası listesinde Karain Mağarası da yer alacaktır."
Taşkıran, mağarada yaşayan paleolitik insanlarının ovada filleri, su aygırlarını, gergedanları, aslanları avlayıp parçalayarak mağaraya çıkardığını aktardı.
Karain Mağarası'nın Türkiye'nin önemli ören yerlerinden olduğuna değinen Taşkıran, "Türkiye'deki birçok müzeden daha fazla ziyaretçisi var, gerek yerli gerek yabancı." dedi.
- "Büyüleyici bir havası var"
Ziyaretçilerden Kamil Özerten mağaranın karstik özelliklerinden etkilendiğini, değişik yazılar ve resimlerin bulunduğunu anlattı.
Ayşe Rüveyda Özerten ise tepeye kadar tırmanırken yorulduğunu ancak mağaranın doğal güzelliğine hayran kaldığını ifade etti.
Çanakkale'den gelen Ayla Dalgıç ise mağaranın ünlü olduğunu belirterek "Büyüleyici bir havası var." diye konuştu.
Yorumlar