Kanal İstanbul, Yeni Havalimanı ve 3. Boğaz Köprüsü’nün bağlantı yolu ile inşaatı sürmekte olan Kuzey Marmara Otoyolu Projesi’nin sağladığı entegre imkanlarıyla bir arada değerlendirilen Kanal İstanbul güzergahında arsa fiyatları son bir yılda geometrik artış kaydederek 4’e katlandı.
Kanal İstanbul güzergahında arsa fiyatları son bir yılda geometrik
artış kaydederek 4’e katlandı. EVA Gayrimenkul Değerleme
Genel Müdür Yardımcısı Zuhal Balsarı’nın yaptığı çalışmaya göre
İstanbul Avrupa yakasında yapılması planlanan Kanal İstanbul
projesi, Karadeniz ile Marmara Denizi arasında yaklaşık 43
kilometre uzunluğunda yapay bin su kanalı olarak projelendiriliyor.
Büyük gemilerin geçebileceği şekilde tasarlanan, 400 metre
genişliğe ve 25 metre derinliğindeki Kanal İstanbul’un yapımının
yılsonuna kadar hükümet tarafından ihale edilmesi bekleniyor.
İnşaat ile birlikte kanalın Marmara Denizi ile birleştiği noktada
2023 yılına kadar iki yeni kentten birinin kurulması da planlamalar
arasında yer alıyor. Balsarı’ya göre kanalla birlikte İstanbul
Boğazı tanker trafiğine tümüyle kapanacak ve İstanbul’da iki yeni
yarımada ile yeni bir adanın oluşturulacak.
İKİ BÜYÜK ŞEHİR YAPILACAK
Kanal İstanbul için yasal düzenleme yapılırken çevre konusunda
azami derecede hassas olunacak. Kurulması planlanan 500 bin nüfuslu
iki şehir ayrı ayrı konumlandırılacak. Şehirlerde kongre, festival,
fuar, otel ve spor tesisleri Kanal İstanbul ile birlikte faaliyete
geçirilecek. Kanal üstünde altı köprünün inşa edilmesi, çevresine
projelendirilecek binaların ise en fazla altı kat olarak inşa
edilmesi plan dahilinde öngörülüyor.
Tüm yapımların ülke ekonomisine yük getirmeden ‘yap-işlet-devret’
yöntemi ve konsorsiyum aracılığıyla yapılması düşünülen proje
kapsamında, kanalın işletilmesinde Panama modeli benimsenecek.
Seyir kanallarının inşası ve yönetimi konularında idari ve teknik
uzmanlığın paylaşımı için 27 Haziran’da Panama City’de Panama ile
bir anlaşma imzalandığın da gelen bilgiler arasında yer alıyor.
Projenin hangi aşamada olduğuna dair Balsarı şu bilgiyi veriyor:
“İstanbul’un kuzey bölgesinde Arnavutköy’le Küçükçekmece Gölü
arasında inşa edilmesi planlanan Kanal İstanbul’un güzergâhında yer
alan 38.500 hektarlık alanla ilgili plan yapma yetkisi, 2015 Şubat
ayında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Genel
Müdürlüğü ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı (İBB) ve
Başkanlığın iştiraki Boğaziçi İnşaat Müşavirlik A.Ş (BİMTAŞ)
arasında yapılan protokolle, Bakanlık’tan İstanbul Büyük Şehir
Belediyesi’ne devredildi.
Söz konusu alan, Bakanlar Kurulu Kararları uyarınca, Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı tarafından “6306 sayılı Afet Riski Altındaki
Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” kapsamında “Rezerv Yapı
Alanı” olarak belirlenmiştir. Ayrıca 3194 Sayılı İmar Kanunu’nun
5., 11. ve 18. Maddelerinde getirilen düzenlemeler yoluyla Kanal
İstanbul Projesi’nin yasal tanımı yapılmış, Hazine ve özel idareye
ait alanların imar planı kararıyla Kanal İstanbul için
kullanılabilmesinin, Kanal İstanbul için gerekli arazilerin
düzenleme ortaklık payı olarak bedelsiz elde edilmesinin önü
açılmıştır.”
GEÇİŞ GÜZERGAHINDA ARSA FİYATLARI KATLANDI
Balsarı, Kanal İstanbul projesinin yapılmasına ilişkin proje süreci
netleştikçe geçiş güzergahı olarak belirtilen Küçükçekmece –
Başakşehir – Arnavutköy hattında arsa fiyatlarının son bir yılda
iki ila dört kat oranında artış gösterdiğini belirtiyor. Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı’nın Küçükçekmece Gölü ile Sazlıdere Barajı
arasında kalan Küçükçekmece’ye bağlı Altıntepe ile Başakşehir’e
bağlı Güvercintepe ve Şahintepe mahallelerini rezerv alanı ilan
ettiğini söyleyen Balsarı, bu mahallelerdeki bazı bölgelerde
istimlak ve kamulaştırma çalışmalarının gündemde olduğunu ifade
ediyor.
Değerleme sektörü açısından bölgenin yakın gelecekte nasıl bir
gelişim göstereceği konusunda Balsarı şunları söylüyor: “Bölge
genelinde özellikle ulaşım alanındaki yeni yatırımlar önümüzdeki
süreçte bölgeyi ciddi oranda daha cazip hale getirecek.
Avrupa Yakası Proje Alanı kapsamında inşaatı devam eden Yeni
Havalimanı Projesi ve 3. Boğaz Köprüsü’nün bağlantı yolu ile
inşaatı sürmekte olan Kuzey Marmara Otoyolu Projesi bu bölgenin
önemli projeleri. Bu potansiyel özellikle bölgedeki yatırımları
yoğunlaştırıyor. Kayabaşı ile Bahçeşehir arasındaki Deliklikaya’da
200-300 dönümlük bir arazi üzerinde Organize Sanayi Bölgesi inşa
ediliyor. Bahçeşehir, Esenyurt, Başakşehir, Küçükçekmece ve
Arnavutköy’de yeni projeler ve alınan ev sayısı her geçen gün artış
gösteriyor. Özellikle Arnavutköy ilçesinin Bolluca, Haraççı,
Boğazköy, Boyalık, Yeniköy ve Taşoluk mahalleleriyle Başakşehir
ilçesinin Kayabaşı, Bahçeşehir ve Ziya Gökalp mahallelerine
yatırımcı taleplerinin oldukça arttığı gözleniyor.
Özellikle Kayabaşı’nın Kanal İstanbul Projesi ile birlikte
İstanbul’un yeni yerleşim merkezi olması bekleniyor. 3.
Havaalanı’nın tamamlamasıyla birlikte İstanbul’un her yerine
ulaşacak bir metro ağı da bu bölgede ciddi bir potansiyel
oluşturacak. Bununla birlikte, Kuzey Marmara Otoyolu, köprü
bağlantıları hariç tamamlanmış durumda. Tayakadın ve Bolluca’dan
Kuzey Marmara Otoyolu’na çıkışlar verildi.”
DEĞERLENME HENÜZ BAŞLANGIÇ AŞAMASINDA
Kanal İstanbul projesine genel bir perspektifte bakıldığında,
projenin “bölgesel analizler” dahilinde büyük bir gelişim ve
değişimin başlangıç aşamasında olduğunu belirten Balsarı, proje
kapsamında yapılacak değişim-dönüşümlerin, İstanbul 1. Bölge olarak
adlandırılan merkez alandaki yoğunlaşmanın, üst ölçek plan ilkeleri
kapsamında öngörülen alt merkez oluşumlarını destekleyici nitelikte
olduğunu söylüyor.
Üst ölçek planlarla İstanbul’un Doğu-Batı aksında yaygın bir
gelişme göstermesinin desteklendiğini belirten Balsarı, proje
doğrultusunda güncel arz talep dengelerine bakıldığında,
Boğaziçi’nin de etki alanında olduğu merkez bölgede baskılanan
taleplere alternatif bir yönlendirmenin olacağını kaydediyor.
Balsarı, Kanal İstanbul projesinin neden olduğu dinamiklerin,
bölgedeki gerek arsa ve arazi deposuna yönelik talebi arttırmak,
gerekse bölgeye yönlendirilecek nüfusa yönelik hizmet sektöründeki
ihtiyacın artmasına destek verecek nitelikte olduğunu
belirtiyor.
Proje kapsamındaki alanların belirli ölçüde işaret edilmesinin
yanında net bir güzergahın henüz çizilmemiş olmasının bölgedeki
talebin maksimum düzeye ulaşmasını engellediğini ifade eden
Balsarı, detayların belirgin hale gelmesiyle gerek arsa ve arazi
sahiplerinin gerekse proje yatırım kararlarını bölgeye yönlendirmiş
yatırımcıların yakın gelecekte beklentilerini üst düzeyde
karşılayabileceklerini de sözlerine ekliyor.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar