KADIN GİRİŞİMCİLER - Kurumsal giyim sektörünün öncüsü oldu

- Hemşirelik mesleğini bırakarak, Paris'teki iki ünlü üniforma markasının temsilcilikleriyle farklı bir sektöre adım atan Tülin Yazıcı, Türkiye, Orta Doğu, Afrika, Avrupa ve Türk Cumhuriyetleri başta olmak üzere geniş bir coğrafyada uluslararası otel zincirleri, havayolları, hastaneler ve kurumsal şirketler için personel üniforması tasarlıyor - Türkiye'nin 2016 Kadın Girişimcisi Yazıcı: - "Kadınlarımızın gerçekten kendilerine güvenmeleri lazım. Ben şuna inanıyorum; kadın anaç olduğu için kendi genetik hücresinde koruma, kollama, yapabilme içgüdüsü var. Yani yapabilirlik kadınlarda çok yüksek" -"Kadınlar ilk önce kendi içine dönsün, kendini tanısın, içindekinin değerine varsın. Kadınlar yeter ki ürünlerini pazarlayacak bir yer bulsun. Kadınlarımız salça, tarhana, reçel, örgü, el işi, nakış yapıyor satıyor. Girişimci olmak isteyen kadınlar, kendilerinin ne yapabileceğini ve en yakın çevresinde, kime, ne satacağını düşünsün"

Google Haberlere Abone ol
KADIN GİRİŞİMCİLER - Kurumsal giyim sektörünün öncüsü oldu

İSTANBUL (AA) - ÇİĞDEM ALYANAK - Hemşirelik mesleğini bırakarak, Paris'teki iki ünlü üniforma markasının temsilcilikleriyle farklı bir sektöre adım atan Tülin Yazıcı, Türkiye, Orta Doğu, Afrika, Avrupa ve Türk Cumhuriyetleri başta olmak üzere geniş bir coğrafyada uluslararası otel zincirleri, havayolları, hastaneler ve kurumsal şirketler için personel üniforması tasarlayarak, kurumsal giyim sektörünün öncüsü oldu.

Hacettepe Üniversitesi Yüksek Hemşirelik Okulu mezun olan Tülin Yazıcı, hemşirelik mesleğini, evlendikten 4 yıl sonra meydana gelen trafik kazasında eşini kaybetmesinin ardından bıraktı.

Tülin Yazıcı, daha sonra aile şirketinde tekstil ihracatının pazarlama ve yönetiminde 8 yıl çalıştı.

Yakın bir arkadaşının teşvikiyle 1995 yılında üniforma sektörüne ilgi duymaya başlayan Yazıcı, yaptığı fizibilite çalışmalarının ardından Paris'teki iki ünlü üniforma markasının temsilciliklerini aldı.

Daha sonra "Dress Best Uniforms" markasını kuran Yazıcı, aralarında "Fetih 1453", "GORA", "Lüküs Hayat", "Sultans Of The Dance"ın da bulunduğu çok sayıda önemli sanat etkinliğinin kostümlerinde imzası bulunan tasarımcı Canan Göknil ile ortak olarak çalışmalarını yürütmeye başladı.

Yazıcı, Türkiye, Orta Doğu, Afrika, Avrupa ve Türk Cumhuriyetleri başta olmak üzere geniş bir coğrafyada uluslararası otel zincirlerinin, hava yollarının, hastanelerin ve kurumsal şirketlerin personelleri için üniforma tasarlıyor.

Sektördeki yükselişini ve başarısını yıllar içinde arttıran Yazıcı, Garanti Bankası, Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) ve Ekonomist dergisi iş birliğiyle düzenlenen ve 33 bin kadın girişimcinin başvurduğu yarışmada geçen yıl "Türkiye'nin Kadın Girişimcisi" seçildi.

- "Hangi sektörün, neye ihtiyacı olduğunu araştırıyoruz"

Yazıcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şirketi kurduğu ilk dönemlerde, tasarımlı üniformanın, kaliteli kumaşın, ne demek olduğunu anlatmak için büyük çaba harcadığını anlattı.

Üniformacı kimliğine otel gruplarıyla başladıklarını, otellerle başlayan bu serüvenin hava yolları, kamu kurumları, kurumsal şirketler ve sonra hastanelerle devam ettiğini belirten Yazıcı, ilerleyen süreçte sektörler bazında hem kumaş hem materyal hem de ürün gamı olarak Ar-Ge yapmaya başladıklarını ifade etti.

Yazıcı, hangi sektörün neye ihtiyacı olduğunu araştırdıklarında, üzerinde çalışacakları materyalin de özelliklerinin ortaya çıktığını aktardı.

- Somalı kadınları unutmadı

Bugün, İstanbul, Dubai ve Cidde'de şirketlerinin bulunduğunu, yaptıkları ihracatla Türkiye'ye katma değer ve döviz girdisi sağladıklarını, firmanın ve Türkiye'nin bayrağını Tacikistan'dan, Londra'ya kadar dalgalandırdıklarını dile getiren Yazıcı, sosyal sorumluluk projelerine de önem verdiklerini belirterek, şöyle devam etti:

"Soma'daki maden kazasının ardından bölgede bir atölye kurdum, oradaki kadınları ustalarım aracılığıyla eğittim. Ustalar, kadınlara bütün ceket, klasik ceket, klasik pantolon, gömlek haricinde tüm ürünleri dikebilecek nitelikte eğitim verildi. Hiç dikiş makinesi kullanmayı bilmeyen kadınların, bir gün sonra ceket, iki gün sonra tunik diktiğini gördüm. Vardiya usulü çalışabilecek durumda orayı istihdam merkezi haline getirdik.

Kızım 3 yaşındayken eşimi kaybetmiş biri olarak, çaresizliğin ne demek olduğunu bilen biriyim. Oradaki o kadınlar eşlerini kaybetmiş. Kazada yaralandıktan sonra çalışamayanlar var. İnanılmaz bir travma ve acı vardı. Bu atölye onlara bir nebze nefes oldu, bir de öz güvenlerini kazandılar ve hiç bilmedikleri bir alanda neler yapabildiklerini gördüler. Kendi bölgelerindeki belediyelerden ve hastanelerden, okullardan ihale almaya başladılar. Kalıplarımız, üretimimizin bütün aksesuar ve malzemesi oradan geliyor. Kendileri satın alma yapabilecek şekilde organize olmaya başladılar. Bugün hepsi birer terzi, usta. Eşlerinin aldığı maaş kadar maaş almaya başladılar. "

- "Kadınlar ilk önce içindekinin değerine varsın"

Yazıcı, girişimci olmak isteyen kadınlara da şu önerilerde bulundu:

"Kadınlarımızın gerçekten kendilerine güvenmeleri lazım. Ben şuna inanıyorum; kadın anaç olduğu için, kendi genetik hücresinde koruma, kollama, yapabilme iç güdüsü var. Yani yapabilirlik kadınlarda çok yüksek. Kadınlar ilk önce kendi içine dönsün, kendini tanısın, içindekinin değerine varsın. Kadınlar yeter ki ürünlerini pazarlayacak bir yer bulsun. Kadınlarımız salça, tarhana, reçel, örgü, el işi, nakış yapıyor satıyor. Girişimci olmak isteyen kadınlar, kendilerinin ne yapabileceğini ve en yakın çevresinde, kime, ne satacağını düşünsün.

Günümüzde sosyal medya ve dijital pazarlama yaygın hale geldi. Her türlü şekilde birileri zaten ulaşıyor. Çalışmadan bir şey olmuyor. Ben bugün hala çok çalışıyorum, çalışmak durumundayım. İşimi severek yapıyorum, insan sevdiği şeyi güzel yapıyor zaten. Bir kere olumsuzları lügatımızdan çıkarmamız lazım."

Girişimcilikte cesaret sahibi olmanın, hiçbir şeyden korkmamanın, öz güven sahibi olmanın önemine değinen Yazıcı, kendisinin de bu bilinçle yola devam ettiğini çünkü yaptığı işe çok güvendiğini dile getirdi.

Yazıcı, ekonomi bölümü mezunu olan kızı Mesil Yazıcı'nın da son yıllarda bu yolculukta kendisine eşlik ettiğini ve iyi bir ekip olduklarını anlattı.

Ortağı olan tasarımcı Canan Göknil ile de 2006 yılından beri çalıştıklarını belirten Yazıcı, "Canan Göknil'in kostüm tahini eğitimi almış olması ve Şehir Tiyatrolarının kostümcüsü olması firmaya çok önemli bir katma değer kazandırdı. Arabistan ve diğer ülkelerdeki etnik üniformaların Canan'ın elinden çıkması katkı sağladı." dedi.

Çevre baskılarının ya da kendi korkularının, kayıt dahilinde çalışabilecek kadınların çalışma ritmini ve ya çalışma isteğini kırabileceğini ifade eden Yazıcı, girişimci kadınlara da hayal ettiklerini hayata geçirebilmeleri için danışmanlık veren, maddi kaynak sağlayan kuruluşların olduğunu hatırlattı.

- Mardin'de BM desteğiyle yeni proje

Yazıcı, Soma'da hayata geçirdikleri projeyi pilot olarak kabul ettiklerini ve Mardin'de yaşayan kadınlar ve Suriyeli sığınmacı kadınlar için yeni bir proje hazırlığında olduklarını söyledi.

Soma projesinin bir büyüğünün fizibilitesinin hazırlandığını anlatan Yazıcı, bu projenin finansı için Birleşmiş Milletler'e (BM) başvuru yaptıklarını belirtti.

BM'nin vereceği fon ile Mardin'de 40 makinelik bir atölye kuracaklarını ifade eden Yazıcı, "Proje için Hayatım Yeni Bahar adında bir dernek kurduk. Bu dernek aracılığıyla üretim atölyesi için 200 kadına ulaşmayı hedefliyoruz. Bu 200 kişiye, iki aylık periyotlar halinde eğitim verilecek. Bu atölye döner sermayeyle çalışmaya başlayacak." dedi.

Geçen 33 bin kadın arasından "Türkiye'nin Kadın Girişimcisi" seçilmenin kendisi için çok değerli olduğunu dile getiren Yazıcı, "Hiç olmayan bir sektör yaratmış olmanın, bu sektörde doğru bir iş yaparak ihracat yapmanın, markamı dünyanın her tarafına taşımamın geri dönüşümünü bu ödülle gördüm. Benim için çok kıymetli bir ödül ve her kadının bunu alabileceğine inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu.


Yorumlar