İsrail’in Ölü Deniz kıyılarındaki 'turizm oyunu'

Filistinli uzman ve analistlere göre, İsrail’in muhtemel bir Filistin-İsrail barışı durumunda Ölü Deniz’i Filistin tarafına bırakmamak, işgal altındaki Batı Şeria’nın birbiriyle bağlantılı kentlerini coğrafi açıdan parçalamak ve Ölü Deniz çevresindeki Yahudi yerleşim birimlerini doğrudan Kudüs’e bağlamak gibi “derin” planları var.

Google Haberlere Abone ol
İsrail’in Ölü Deniz kıyılarındaki 'turizm oyunu'

İsrail, 1993’te Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ile yapılan Oslo Anlaşmasına göre Filistin’e ait kabul edilen Ölü Deniz (Lut Gölü) kıyılarında “turistik” projeler başta olmak üzere hayata geçirmeye çalıştığı yeni projelerle, Lut Gölü ve çevresindeki varlığını güçlendirmeyi hedefliyor.

Filistinli uzman ve analistler AA muhabirine yaptıkları değerlendirmelerle, İsrail’in muhtemel bir Filistin-İsrail barışı durumunda Ölü Deniz’i Filistin tarafına bırakmamak, işgal altındaki Batı Şeria’nın birbiriyle bağlantılı kentlerini coğrafi olarak parçalamak ve Ölü Deniz çevresindeki Yahudi yerleşim birimlerini doğrudan Kudüs’e bağlamak gibi “derin” planları olduğunu vurguladı.

İsrail’in Ölü Deniz’de hayata geçirmeye çalıştığı projelerin siyasi bir yatırım olduğuna dikkati çeken Filistinli analistler, İsrail’in Filistinlileri bu çevredeki doğal kaynaklardan menetmeyi de amaçladığı değerlendirmesinde bulundu.

Filistin Uygulamalı Araştırmalar Enstitüsü (ARIJ) Müdürü Suheyl Haliliyye AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail’in hedef projesinin, Ürdün-Filistin sınırı boyunca, Ölü Deniz'in kuzey kıyılarından Batı Şeria'nın kuzey doğusuna kadar uzanan bölgede başladığını söyledi.

Güvenlik, ekonomi ve turistik açıdan stratejik öneme sahip

Haliliyye, İsrail’in bölgedeki Yahudi yerleşim birimlerinin turistik ve tarım açısından alt yapılarını geliştirmeye çalıştığına değinerek, İsrail’in Ölü Deniz çevresindeki Ağvar bölgesini, güvenlik, ekonomik ve turistik açılar olmak üzere, stratejik bir bölge olarak değerlendirdiğine vurgu yaptı.

İsrail’in Ürdün sınırındaki Lut Gölü çevresinde Filistinlileri barındırmamaya çalıştığını belirten Haliliyye, bu bölgenin tarım açısından çok verimli topraklara sahip olduğunu ve turistik bir çekim merkezi olduğunu da kaydetti.

Haliliyye, Ölü Deniz çevresindeki Ağvar bölgesinin Batı Şeria’nın yüzde 30’una denk geldiğini, bu bölgede bulunan 38 Yahudi yerleşim biriminde 13 bin Yahudi’nin oturduğunu, yaklaşık 34 noktada ise 60 bin Filistinlinin yaşadığını belirterek, Filistinlilerin bu bölgenin sadece yüzde 5’inden faydalanabildiğini, geri kalanının da İsrail ordusu ve Yahudi yerleşimcilerin hizmetinde olduğuna temas etti.

İsrail’in Ölü Deniz’in kuzeyinden başlayan ve Batı Şeria’nın El Halil kentinin doğusuna kadar uzanan 700 kilometrekarelik alanın 400 kilometrekaresine fiilen hakim olduğunu söyleyen Filistinli uzman Haliliyye, Tel Aviv yönetiminin işgali altındaki Filistinlileri ise bu bölgenin doğal kaynaklarından yararlanmaktan mahrum bıraktığını ifade etti.

Haliliyye son olarak, Oslo Anlaşmasına göre “C” bölgesi olarak tasnif edilen bölgenin Filistin yönetimine ait olmasına rağmen, İsrail’in bu anlaşmayı ihlal ederek Filistinlilerin bu bölgeden faydalanmasını engellediğini sözlerine ekledi.

Hedef proje, E1 projesinin uzantısı

Öte yandan Yahudi yerleşim birimi uzmanı Abdulhadi Hanatş ise, hedef projenin İsrail’in Doğu Kudüs'ten Ölü Deniz'e kadar uzanan yaklaşık 12 bin dönümlük araziden "Filistinlilerin çıkarılmasını öngören" E1 projesinin uzantısı olduğunu söyledi.

Filistinli Uzman Hanatş, İsrail’in Ölü Deniz projesinin tamamen siyasi olduğunu anlatarak, “İsrail, Batı Şeria’nın güneyindeki Beytullahim ile El Halil kentlerini, Batı Şeria’nın orta kesim ve kuzeyinden ayırmaya ve Kudüs’ü Batı Şeria’dan tamamen izole etmeyi hedefleyen bu projeyi apaçık politik emellerle hayata geçirmeye çalışıyor.” dedi.

İsrail’in 1967’de ilk defa bu projeyi başlattığını ve bu bölgeyi Yahudi yerleşimcilere açtığını belirten Hanatş, İsrail’in Ölü Deniz kıyılarında devasa Yahudi yerleşim birimi kurmayı hedeflediğini vurgulayarak şunları kaydetti:

“Yahudi yerleşim birimlerinin Batı Şeria’daki dağılım haritasına baktığımızda hâlihazırdaki durum, İsrail’in Batı Şeria’nın güneyini geri kalan kısmından ayırma planını hayata geçirmek konusunda ilerlemeye devam ettiğine işaret ediyor.”

“İsrail Batı Şeria’yı da bölmek istiyor”

FKÖ’ye bağlı Ayrım Duvarı ve Yerleşim Birimleriyle Mücadele Heyeti Başkanı Velid Assaf da AA muhabirine yaptığı açıklamada, söz konusu projenin Filistin topraklarında hayata geçirildiğini, İsrail’in uluslararası hukuk ve sözleşmeleri ihlal ettiğini belirtti.

Filistinli yetkili Assaf, İsrail’in Filistinlilerin Ölü Deniz’den hem doğal kaynaklar açısından hem de turistik açıdan faydalanmasını engellediğine dikkati çekerek, Batı Şeria’nın Eriha kentinin de projeyle Ölü Deniz’den tamamen koparılacağını söyledi.

İsrail’in on yıllardır bu bölgeyi Filistinlilere kapattığını anımsatan Assaf, bölgenin hurma ağaçlarını sulayacak ve yıllık 95 milyon metreküp su kaynağına sahip olduğuna da dikkati çekti.

Assaf da hedef projenin E1 projesinin uzantısı olduğunu belirterek, İsrail’in bu projeyle Doğu Kudüs’teki Yahudi yerleşim birimlerini Ölü Deniz’deki Yahudi yerleşim birimlerine bağlayacağını ve Batı Şeria’yı da coğrafi olarak böleceğini söyledi.

Filistin Dışişleri Bakanlığı uyarmıştı

Filistin Dışişleri Bakanlığı’ndan pazar günü yapılan yazılı açıklamada, "İsrail makamları, 1967 sınırları çerçevesinde işgal altındaki Filistin toprakları sayılan Ölü Deniz’in kuruyan bölgelerindeki geniş alanları egemenliğine geçirmeye çalışıyor." ifadeleriyle yeni plana atıfta bulunulmuş ve İsrail’in Lut Gölü çevresindeki projelerini uygulamaya geçirmesini engellemek için uluslararası camiaya acil müdahale çağrısı yapılmıştı.

Açıklamada, Yahudi yerleşim birimi inşa projeleri kapsamında İsrail hükümetinin bu alanlara kendisine ait devlet arazisi hükmü uyguladığı anımsatılmış, İsrail’in bu çabalarının uluslararası hukukun açık ihlali ve yine İsrail’in FKÖ ile yaptığı anlaşmaları ihlallerinin uzantısı olduğu vurgulanmıştı.

İsrail’in Haaretz gazetesi daha önce, İsrail hükümetinin, Ölü Deniz’in kuzeyindeki alanları “turistik” amaçlarla geliştirmek üzere 417 milyon yeni İsrail şekeli (yaklaşık 116 milyon dolar) bütçe ayrılması kararı aldığını açıklamıştı.

Yorumlar