İsrail'deki Dürziler kimlik sorunu yaşıyor
- "Reddet… Halkın Seni Korur!" platformu kurucularından Dürzi aktivist Halid Ferrac: - "Tabii ki farklı düşünenler var, ancak Dürziler Arap'tır, Arap medeniyetinin bir parçasıdır ve Filistinlidir. Dolayısıyla Filistin köklerine geri dönmelidir. Çünkü İsrail kimliğini seçmek teknik olarak yanlıştır. İsrail kimliği diye bir şey yoktur. Ya Yahudisin ya da Filistinlisindir" - "Oradaki (Tel Aviv) protestolar, yapılan konuşmalar yanlıştı. Çünkü bizim hedefimiz İsrail kimliğine dönmek değildir. Ben bu protestolara karşıydım ve katılmadım. Hâlbuki Dürzilerin İsrail kimliğini terk ederek Filistin kimliğine dönmeleri gerekiyor" - Siyonist Blok'taki İşçi Partisi'nin Dürzi asıllı milletvekili Salih Saad: - "Ben Dürzi'yim, İsrailliyim ve İsrail'de yaşıyorum. Bu devletin Yahudi devleti olduğunu kabul ediyorum. Ama eşitliği ortadan kaldıran bu yasaya karşıyım ve bu devletin tüm vatandaşlara eşit olmasını istiyorum" - "Biz İsrail ordusunda askerlik yapmakla gurur duyuyoruz. Biz İsrail halkının bir parçasıyız, İsrail devletinde yaşamak istiyor ve tüm yöntemlerle İsrail devletini korumak için çabalayacağız"
KUDÜS (AA) – ESAT FIRAT – Filistinli soydaşlarının aksine
kuruluşundan bu yana İsrail'e sadakatle hizmet eden Dürzi
topluluğu, ırkçı Yahudi ulus devlet yasası ile "ikinci sınıf
vatandaş" ilan edilmelerinin ardından Yahudi devleti ile
ilişkilerini sorgulamaya başladı.
İsrail'e sadakatlerini devam ettirmekten yana olan Dürziler
olduğu gibi işgale son verilmesi gerektiğini savunanlar da
var.
Yoğunlukla ülkenin kuzeyinde hayatlarını sürdüren, varlığını
İsrail'in varlığına bağlayan Dürziler, yıllar boyunca "kan kardeşi"
muamelesi göstererek, hiçbir hizmette kusur etmediği "devletleri"
tarafından çıkarılan Yahudi ulus devlet yasası ile izole edilmiş
bir duruma düşürüldü.
İsrail'in kendini sadece Yahudi halkının devleti olarak gören
kanunu çıkarmasıyla, aralarında orduda yüksek rütbeli olarak görev
yapanların da olduğu önde gelen Dürzi şahsiyetler, bundan sonra
ülkedeki statülerinin ne olacağını sorgulamaya başladı.
Dürzilerin kimlik sorununu yakından takip eden AA ekibi, Dürzi
gençlerin zorunlu askerlik hizmetine tabi tutulmalarına karşı
kurulan "Reddet… Halkın Seni Korur!" platformunun kurucularından
Halid Ferrac ve İsrail ana muhalefeti Siyonist Blok'taki İşçi
Partisi'nden Dürzi asıllı milletvekili Salih Saad ile
konuştu.
- "Dürziler Filistin halkının ayrılmaz bir parçasıdır"
İsrail'in kuzeyindeki Yukarı Celile bölgesinin Rama beldesinde
1981'de dünyaya gelen Dürzi Halid Ferrac yaklaşık 20 yıldır işgal
altındaki Doğu Kudüs'te yaşıyor.
İsrail'in zorunlu askerlik hizmetini reddeden ve bu yüzden
birçok defa hapis yatan Ferrac, 2014'te bir grup Dürzi arkadaşıyla
kurduğu "Reddet… Halkın Seni Korur!" platformuyla Dürzilerin
İsrail'e karşı bilinçlenmesi için sivil mücadele veriyor.
İşgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan ofisinin kapılarını AA
ekibine açan Ferrac, Dürzi toplumunun Filistin halkının ayrılmaz
bir parçası olduğunu dile getirdi.
Ferrac, "Reddet… Halkın Seni Korur!" platformunun bir Filistin
hareketi olduğunu belirterek, "Bu platformun ana hedefi tarihi
Filistin topraklarında yaşayan Dürzileri, Filistin kimliğine geri
döndürmektir." dedi.
Platformun Filistin kimliğine geri dönüşü sağlamak için önceliği
Dürzi gençleri askerlikten alıkoymaya verdiğini belirten Ferrac,
askerliği reddeden Dürzi gençlere psikolojik, ekonomik ve hukuki
destek sağladıklarını ifade etti.
Ferrac, askerliği reddetmenin kolay bir süreç olmadığını kendi
hayatından örneklerle anlatarak, Dürzi topluluğunun uzun yıllar
boyunca İsrail Eğitim Bakanlığı tarafından "kültürel yozlaşmaya"
maruz bırakıldığını, dolayısıyla aynı şekilde Dürzi gençleri askere
gitmekten alıkoymanın da kolay olmadığını belirtti.
- İsrail'in "böl-yönet" politikası
İsrail'in askerlik yapan Dürzileri başta Mescid-i Aksa'nın
kapıları olmak üzere askeri kontrol noktaları ve sınır bölgeleri
gibi Filistinlilerle etkileşim noktalarına yerleştirdiğine dikkati
çeken Ferrac, "İsrail, Dürzileri kasten bu noktalara koyuyor. Çünkü
İsrail, Filistin toplumunda Dürzi algısını tahrif etmek istiyor.
Halbuki Dürzi toplumu çok seslidir ve bu toplum içinde
Arap-Filistin kimliğine bağlı çok insan vardır." dedi.
Ferrac, "Reddet… Halkın Seni Korur!" platformunun kurulduğu
günden bu yana 300'den fazla Dürzi genci askerlik yapmama konusunda
ikna ettiğine dikkati çekerek, İsrail ordusunun "işgal
müessesesinin" bir parçası olduğunu vurguladı.
İsrail'in Filistin toplumunda "böl-yönet" politikasını "ustaca"
uyguladığını belirten Ferrac, "İsrail, Dürzi topluluğunu
‘böl-yönet’ politikasıyla Filistin toplumundan ayırmış, 1950'lerde
daha çok küçük bir topluluk iken askerliğe zorlamıştır."
dedi.
- "Bu kanun siyonistleşen, İsraillileşen Dürzileri, Arapları
uykularından uyandırdı"
Ferrac, İsrail'in Filistin toplumundaki farklılıklar üzerinde de
durduğunu, Dürzilerin farklı bir inanç sistemine sahip olmasının
İsrail açısından kullanılmaya değer bir durum olduğunu
vurgulayarak, "Her ne kadar İsrail, Dürzilerin imtiyazlara sahip
olduğu görüntüsü oluşturmaya çalışsa da Dürziler de Filistinlilerin
geri kalanı kadar ayrımcılığa ve ötekileştirilmeye maruz
kalmıştır." ifadelerini kullandı.
Dürzilerin İsrail toplumunda eskiden beri zaten ikinci sınıf
vatandaş konumunda olduğunu, Yahudi ulus devlet yasasının da bunun
hukuki boyutu olduğuna dikkati çeken Ferrac şunları
söyledi:
"Sanırım Dürziler durumun farkındaydılar zaten. Ancak bu kanun,
süren statüko üzerine resmi bir mühür mesabesindedir.
İsraillileşmiş Dürziler de bunu biliyorlardı ancak değişeceğini
umuyorlardı. İşte bu kanun onların yüzüne atılmış bir tokattır. Bu
durumun değişmeyeceğini ve giderek ırkçılığın artacağını
göstermiştir."
Kendisini Filistinli olarak nitelendiren Ferrac, Yahudi ulus
devlet yasasının çıkarılması nedeniyle "memnun" olduğunu
belirterek, "Bu kanun siyonistleşen, İsraillileşen Dürzileri,
Arapları uykularından uyandırdı. Çok açık bir şekilde büyük bir
hayal kırıklığıdır onlar için. Tüm tepki ve protestolar da bu hayal
kırıklığı üzerineydi. 'Biz hizmet ettik vesaire ama diğer Araplar
gibi muamele görüyoruz.' söyleminin dışa vurumuydu. Ben bundan
dolayı çok memnunum." diye konuştu.
- "Tel Aviv'deki protestolar yanlıştı"
Ferrac, Dürzilerin 4 Ağustos'ta Tel Aviv'de Yahudi ulus devlet
yasasını protesto etmesini yanlış bulduğunu belirterek, "Oradaki
protestolar, yapılan konuşmalar yanlıştı. Çünkü bizim hedefimiz
İsrail kimliğine dönmek değildir. Ben bu protestolara karşıydım ve
katılmadım. Hâlbuki Dürzilerin İsrail kimliğini terk ederek
Filistin kimliğine dönmeleri gerekiyor." dedi.
Kendisinin Dürzi toplumunu bir bütün olarak temsil edemeyeceğini
vurgulayan Ferrac, "Tabii ki farklı düşünenler var, ancak Dürziler
Arap'tır, Arap medeniyetinin bir parçasıdır ve Filistinlidir.
Dolayısıyla Filistin köklerine geri dönmelidir. Çünkü İsrail
kimliğini seçmek teknik olarak yanlıştır. İsrail kimliği diye bir
şey yoktur. Ya Yahudisin ya da Filistinlisindir." ifadelerini
kullandı.
Ferrac, son olarak Mescid-i Aksa’nın kapılarında duran Dürzi
polislere çok üzüldüğünü belirterek, İsrail'in bu Dürzi polislerin
beyinlerini yıkadığını, ancak buna rağmen onları kınadığını ve
zaman zaman kendileriyle tartıştığını, Filistin kimliğine geri
dönmeleri konusunda onları bilgilendirmeye çalıştığını
kaydetti.
- "Dürziler İsraillidir"
Öte yandan Siyonist Blok'taki İşçi Partisi'nin Dürzi asıllı
milletvekili Salih Saad ise Dürzi aktivist Ferrac’ın aksine
Dürzilerin Filistinlilikle alakasının olmadığını, bilakis
Dürzilerin İsrailli olduğunu ve bu kimliği "onurla" sahiplendiğini
savundu.
Tel Aviv'deki ofisinde AA muhabirine konuşan Saad, İsrail
parlamentosunda İsrail vatandaşı Filistinlileri temsil eden Ortak
Arap Listesi'nde yer almamasına ilişkin, "Ben Dürzileri İşçi
Partisi'nde temsil ediyorum. Yaratıldığımdan beri bu partideyim.
Çünkü İşçi Partisi benim politik tabiatıma uyuyor. Ne aşırı sağcı
Likud'da ne de aşırı solcu Meretz Partisi'nde olabilirim. İşçi
Partisi bence merkezi temsil ediyor." dedi.
Milletvekili Saad, İsrail devletinin Yahudi kimliğini kabul
ettiğini ancak çıkarılan Yahudi ulus devlet yasasına karşı olduğunu
belirterek, "Ben Dürzi'yim, İsrailliyim ve İsrail'de yaşıyorum. Bu
devletin Yahudi devleti olduğunu kabul ediyorum. Ama eşitliği
ortadan kaldıran bu yasaya karşıyım ve bu devletin tüm vatandaşlara
eşit olmasını istiyorum." ifadelerini kullandı.
Dürzilerin İsrail'de ikinci sınıf vatandaş olduğunu ancak bunun
düzeltilmesi için uğraştıklarına dikkati çeken Saad, bir Yahudi'nin
kendisine küçük düşürücü bir gözle bakamayacağını ve meşru yollarla
buna karşı çıkmaya devam edeceklerini söyledi.
Saad, İsrail ordusunun Dürzilerin ordusu olduğunu, kendilerini
ordunun bir parçası hissettiklerini ve her ne kadar
ötekileştirilmiş olsalar da buna sahip çıkmayı sürdüreceklerini
dile getirdi.
- “İsrail ordusunda askerlik yapmakla gurur duyuyoruz”
Irkçı Yahudi ulus devlet yasasının İsrail'in kuruluş vesikasına
aykırı olduğunu belirten Saad, kendilerini "Yahudi kardeşlerinden"
ayırma sürecinin bu yasayla pekiştiğini vurguladı.
Saad, Dürzi aktivist Ferrac'ın aksine İsrail ordusunda
askerliğin tüm Dürzilerin onayıyla kabul edildiğine dikkati
çekerek, "Biz İsrail ordusunda askerlik yapmakla gurur duyuyoruz.
Biz İsrail halkının bir parçasıyız, İsrail devletinde yaşamak
istiyor ve tüm yöntemlerle İsrail devletini korumak için
çabalayacağız." dedi.
İsrail ordusunun Filistin halkına yönelik uygulamalarını teyit
etmediğini belirten Saad, "Ancak İsrail ordusundan tek bir askere
dokunulmasını kabul etmeyiz. İsrail devletinin güçlü olması lazım."
ifadelerini kullandı.
Saad, İsrail'e komşu olarak 1967 sınırları üzerinde, başkenti
Doğu Kudüs olan bağımsız, tam egemen bir Filistin devletinin
kurulmasını ise desteklediğini ifade etti. Milletvekili Saad, "Biz
Ebu Mazin'e (Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas) de söyledik.
Barış görüşmelerine yeniden dönmelidir." dedi.
- "Dürziler Filistin toplumunun bir parçası değildir"
Dürzilerin İsrail toplumunun bir parçası olduğunu yineleyen
Saad, “Biz Filistinli değiliz. Biz İsrail’in bir parçasıyız. Ancak
İsrail’in demokratik bir Yahudi devleti olmasını talep ediyoruz.”
ifadelerini kullandı.
Saad, bir başka Dürzi topluluğunun yoğun olarak yaşadığı Golan
Tepeleri’nin ise İsrail işgali altında olduğunu kabul ederek,
İsrail ile Suriye arasında barış görüşmelerinin başlamasını ve bu
toprakların halkıyla beraber Suriye'ye iade edilmesi gerektiğini
vurguladı.
Son olarak işgal altındaki Batı Şeria'yı da İsrail'in bir
parçası sayan Yahudi ulus devlet yasasına karşı olduklarına dikkati
çeken Saad, "Ben Yahudi ulus devlet yasasına karşıyım ve Batı
Şeria'daki tüm Yahudi yerleşim birimlerinin boşaltılarak Filistin'e
devredilmesi gerektiğini savunuyorum." diye konuştu.
- İsrail'deki Dürziler
Kudüs merkezli resmi İsrail Merkez İstatistik Bürosu'nun
verilerine göre, çoğunluğu ülkenin kuzeyinde yaşayan Dürzi
topluluğun nüfusu 130 bini aşıyor.
İsrail'in yaklaşık 9 milyonluk nüfusunun yüzde 1,7'sini
oluşturan Dürziler, İsrail vatandaşı Filistinlilerin oluşturduğu 2
milyonu aşkın Arap nüfusunun da yüzde 8'ine tekabül ediyor.
Anadilleri Arapça olan Dürziler, İsrail Dışişleri Bakanlığı'nın
internet sitesinde, "Dürzi topluluğun İsrail için ülkedeki
azınlıklar arasında çok özel bir yeri var. Öyle ki bu topluluğun
mensupları, İsrail siyaset, kamusal yaşam ve ordu alanlarında
önemli görevlerde bulunur." şeklinde tanımlanıyor.
Dışişleri Bakanlığı'nın tanımında, Dürzilerin İsrail'in
kuruluşundan bu yana orduda görev aldıklarına vurgu yapılarak,
"1956’da Dürzi topluluğunun lideriyle yapılan anlaşmadan sonra da
Dürzi erkeklerin İsrail ordusuna katılımını zorunlu hale getiren
bir yasa çıkarıldı. İşte ordudaki Dürzi Tugayı da bu şekilde
doğdu." ifadelerine yer veriliyor.
Çok azı kendini "Filistin Dürzileri" olarak nitelendirirken,
İsrail vatandaşı Filistinlilerin aksine büyük çoğunluğu aidiyetini
tarihi Filistin toprakları üzerinde kurulan İsrail devletine
bağlıyor.
Ayrıca İsrail'in kuzey bölgelerinde yaşayan İsrail Dürzileri,
kendilerini önce Dürzi sonra İsrailli ve en son Arap olarak
tanımlıyor. Suriye kimliğinden vazgeçmeyen ve İsrail işgali
altındaki Golan Tepeleri çevresinde yaşayan yaklaşık 25 bin
Suriyeli Dürzi'nin aksine İsrail Dürzileri, İsrail'e ve kimliğine
tüm sadakatiyle bağlılık gösteriyor.
- Dürziler kimdir?
Kendilerini Müslüman olarak nitelendiren Dürziler, Dürziliği
11'inci yüzyılda Kahire'deki Fatımi imamların oluşturduğu felsefe
ve tasavvuftan etkilenen mezhep olarak tarif ediyorlar.
Sabiilik ve Ezidilik inançlarının etkileşiminin yanı sıra
tasavvufi öğretiler üzerinde bina edildiği dile getirilen
Dürzilikte ibadetler, tahsis edilen özel mekânlardaki meclislerde
ifa ediliyor.
İbadetlerini son derece gizlilik içinde yerine getiren
Dürzilerin, içeriğini açıklamayı reddettikleri "hikmet" dolu bir
kitaba (Risaletu'l Hikme) sahip olduğu söyleniyor.
Dünyadaki nüfusları yaklaşık 2 milyon olduğu belirtilen
Dürziler, İsrail'in yanı sıra işgal altındaki Golan Tepeleri'nde,
Lübnan, Ürdün ve Suriye'de yaşıyor.
- Yahudi ulus devlet yasası ne getiriyor?
İsrail meclisinde temmuz ayında çok az bir oy farkıyla kabul
edilen Yahudi ulus devlet yasası, iki farklı vatandaş modeli
öngörüyor. Buna göre, yaklaşık 9 milyon nüfuslu ülkenin yüzde
20'den fazlasını oluşturan Arapların ikinci sınıf vatandaş konumuna
düşeceği belirtiliyor.
Hâlihazırda uygulamada var olduğu belirtilen ayrımcı politikaları hükme bağladığı eleştirileri yöneltilen yasayla, Arapça resmi dil olmaktan çıktı ve ülkenin tek resmi dili İbranice oldu.
Yasanın en çok tepki çeken diğer maddeleri arasında şu hükümler
yer alıyor:
"Ülkede kendi kaderini tayin etme hakkı sadece Yahudilere
aittir, İsrail dünyadaki tüm Yahudilerin tarihi ana vatanıdır,
dünyadaki tüm Yahudilerin İsrail'e dönme hakkı vardır, Yahudilerin
dini günleri resmî tatil sayılacaktır ve İsrail'in başkenti
Kudüs'tür."
Yasada, "İsrail, tüm dünyadaki Yahudilerin tarihi ana
vatanıdır." denilerek, Filistinlilerin bu topraklar üzerindeki
tarihi varlığı ve haklarının da görmezden gelinmiş olduğu dile
getiriliyor.
İsrail, dünyanın değişik bölgelerindeki Yahudileri İsrail'e gelip yerleşmeye teşvik ederken 1948'de vatanlarından sürdüğü Filistinlilere geri dönme hakkı tanımayı ise reddediyor.
Yorumlar