İsrail vatandaşı Filistinliler "Yahudi ulus devlet" yasasını reddediyor
- YATK bünyesindeki Özgürlükler Komisyonu Başkanı Şeyh Kemal el-Hatib: - “Bu kanun İsrail toplumunda var olan din ve inanç çatışmasını teyit etmiş oldu. İsrail politikaları zaten daima ‘Yahudi devleti’ esası üzerine işliyordu. İşte bugün bu tasarının kanunlaşması da bu muameleyi hukuki boyuta bürümüştür.” - “İbranice resmi dil, Arapça da özel dil muamelesi görecek. İsrail’in Yahudi devleti sayılması da Filistinli vatandaşların ikinci sınıf vatandaş sayılması ve hiçbir hakka sahip olamayacağı anlamına geliyor. Halbuki Arapça bu toprakların asıl dili, Filistinliler de bu ülkenin asli unsurlarıdır.” - “İsrail eskiden beri bir Apartheid rejimi olarak varlığını sürdürüyordu, şimdi bu kanunla da bu Apartehid rejimi olduğunu pekiştirmiş oldu.” - Ortak Arap Listesi Bloku Vekili Mesud Ganayim: - “Kanunu tasarlayan ve onaylayan sağcı milletvekillerine göre, Batı Şeria da İsrail’in bir parçası. Bu gizli bir şey değil zaten, her açıklamalarında dile getiriyorlar.” - “Bu kanun ,İsrail’in 1948’den beri izlediği politikaları meşrulaştırıyor ve Filistinli vatandaşları ikinci sınıf görüyor.”
KUDÜS (AA) - ESAT FIRAT - İsrail'in Filistinli vatandaşlarını temsil eden Yüksek Arap Takip Komitesi (YATK) bünyesindeki Özgürlükler Komisyonu ve İsrail parlamentosundaki Filistin asıllı vekiller, İsrail devletini, tüm dünya Yahudilerinin temsilcisi etnik-dini bir devlet olarak tanımlayan ve tüm Yahudilerin İsrail'e dönme hakkı olduğunu vurgulayan "Yahudi ulus devlet" yasa tasarısının onaylanmasına tepki gösterdi.
YATK bünyesindeki Özgürlükler Komisyonu Başkanı ve 1948 Filistin
İslami Hareketi Başkan Yardımcısı Şeyh Kemal el-Hatib AA muhabirine
yaptığı açıklamada, Yahudi ulus devlet yasa tasarısının
onaylanmasını tehlikeli bir adım olarak değerlendirerek, İsrail
vatandaşı Filistinliler üzerinde olumsuz etkileri olacağını
söyledi.
İktidardaki aşırı sağcı koalisyon hükümetinin İsrail vatandaşı
Filistinlilerin hedef alınması için tüm imkanları seferber
ettiğini, şimdi de kanunen hedef alınmasını sağladığına dikkati
çeken Şeyh Hatib, “Bu kanun, İsrail toplumunda var olan din ve
inanç çatışmasının teyit etmiş oldu. İsrail politikaları zaten
daima ‘Yahudi devleti’ esası üzerine işliyordu. İşte bugün bu
tasarının kanunlaşması da bu muameleyi hukuki boyuta bürümüştür.”
dedi.
Şeyh Hatib, artık İsrail vatandaşı Filistinlilerin bu kanun
çerçevesinde daha fazla ötekileştirilme ve hedef alınma dairesine
alınacağına vurgu yaparak, “Dolayısıyla bu kanun çok tehlikelidir
ve Filistinli vatandaşlar üzerinde çok geniş bir şekilde olumsuz
etkileri olacaktır.” ifadelerini kullandı.
- “İsrail, Apartheid rejimi olduğunu teyit etti”
Bu kanunla beraber özgürlükler üzerinde gerilimin artacağına,
örgütlenme ve siyasal yapılanma konusunda Filistinlilere
kısıtlamaların olabileceğini belirten Şeyh Hatib, “İbranice resmi
dil, Arapça da özel dil muamelesi görecek. İsrail’in Yahudi devleti
sayılması da Filistinli vatandaşların ikinci sınıf vatandaş
sayılması ve hiçbir hakka sahip olamayacağı anlamına geliyor.
Halbuki Arapça bu toprakların asıl dili, Filistinliler de bu
ülkenin asli unsurlarıdır.” dedi.
Şeyh Hatip, İsrail’in Apartheid (Irkçı, ayrımcı devlet) rejimi
olduğunu bu kanunla teyit ettiğini belirterek, “İsrail eskiden beri
bir Apartheid rejimi olarak varlığını sürdürüyordu, şimdi bu
kanunla da bu Apartehid rejimi olduğunu pekiştirmiş oldu.”
ifadelerini kullandı.
Filistinli mültecilerin ana vatanlarına geri dönmesini
engelleyen İsrail’in dünyadaki Yahudilere kapılarını açtığını
belirten Şeyh Hatip, “Bu kanun, dünyanın dört bir tarafından
İsrail’e Yahudi göçünün önünü açarken, Filistinlilerin kendi
vatanlarına, kendi ülkelerine dönmesini engelliyor.” şeklinde
konuştu.
- “Yahudi Ulus Devlet yasası Batı Şeria’yı da hedef
alıyor”
Öte yandan İsrail vatandaşı Filistinlileri temsil eden İsrail
parlamentosundaki Ortak Arap Listesi Bloku Milletvekili Mesud
Ganayim de AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yahudi Ulus Devlet
yasasının sadece İsrail vatandaşı Filistinlileri hedef almadığını
bilakis işgal altındaki Batı Şeria’yı da hedef aldığını
söyledi.
Milletvekili Ganayim, İsrail devletini, tüm dünya Yahudilerinin
temsilcisi etnik-dini bir devlet olarak tanımlayan ve tüm
Yahudilerin İsrail'e dönme hakkı olduğunu vurgulayan "Yahudi ulus
devlet" yasanın tam olarak, ‘İsrail devletini’ değil ‘İsrail
topraklarını’ vatan olarak öngördüğünü ve tam olarak “İsrail
toprakları (Tarihi Filistin topraklarının tamamı) Yahudi halkının
tarihi vatandır.” cümlesinden oluştuğunu ifade etti.
Kanunun İsrail topraklarının sınırlarını belirtmediğini,
dolayısıyla ‘İsrail devleti’ yerine ‘İsrail toprakları’ söyleminin
kullanıldığını belirten Ganayim, Tarihi Filistin topraklarının
tamamı yani Batı Şeria da dahil olmak üzere tüm bölgeyi hedef
aldığını vurguladı.
Ganayim, başta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu olmak üzere
İsrailli yetkililerin geçen yıllar boyunca Batı Şeria’yı da
İsrail’in bir parçası olarak gördüklerini deklare ettiklerini
hatırlatarak, “Kanunu tasarlayan ve onaylayan sağcı
milletvekillerine göre, Batı Şeria da İsrail’in bir parçası. Bu
gizli bir şey değil zaten, her açıklamalarında dile getiriyorlar.”
dedi.
Kanunun İsrail’in Filistinli vatandaşlardan temizlenmesini
öngören kanunun apartheid rejimini kökleştirdiğini ve ayrımcılığı
arttıracağını belirten Ganayim, “Bu kanun İsrail’in 1948’den beri
izlediği politikaları meşrulaştırıyor ve Filistinli vatandaşları
ikinci sınıf görüyor.” ifadelerini kullandı.
Ganayim, kanun metninde tek bir defa dahi “demokrasi” veya
“eşitlik” kelimelerinin olmadığını belirterek, “Bu kanun bizim
yıllarca buradaki demokrasinin sadece Yahudiler için geçerli olduğu
şeklindeki sözlerimizi teyit ediyor. İsrail demokrasi söylemini
sadece Araplara karşı işlediği suçları örtmek için bir örtü olarak
kullanıyordu.” dedi.
Uluslararası topluma İsrail’e karşı harekete geçme çağrısı yapan
Ganayim, Ortak Arap Listesi Bloku olarak da kanunun iptal edilmesi
için gerekli çalışmaları yürüttüklerini ve gerekirse İsrail Yüksek
Mahkemesi’ne başvurabileceklerini söyledi.
Muhalefetin karşı çıktığı, İsrail devletini, tüm dünya
Yahudilerinin temsilcisi etnik-dini bir devlet olarak tanımlayan ve
tüm Yahudilerin İsrail'e dönme hakkı olduğunu vurgulayan "Yahudi
ulus devlet" yasa tasarısına ilişkin oylama sabah erken saatlerde
yapılarak, 55 "hayır" oyuna karşılık 62 "evet" oyuyla meclisten
geçmişti.
- Yahudi ulus devlet yasa tasarısı
İsrail'in bir anayasası olmadığı için devletin anayasası
mesabesindeki "temel kanunlarının" içine girecek olan yasayla
İsrail devleti, tüm dünya Yahudilerinin temsilcisi etnik-dini bir
devlet olarak tanımlanıyor.
Halihazırda uygulamada var olduğu belirtilen ayrımcı
politikaları yasayla hükme bağlayacak tasarıyla, Arapça resmi dil
olmaktan çıkacak ve ülkenin tek resmi dili İbranice olacak. Bununla
birlikte tasarının en çok tepki çeken diğer maddeleri arasında şu
hükümler yer alıyor:
"Ülkede kendi kaderini tayin etme hakkı sadece Yahudilere
aittir, İsrail bir Yahudi devletidir, İsrail dünyadaki tüm
Yahudilerin tarihi ana vatanıdır, hukukta bir boşluk olduğunda
Yahudi şeriatı referans alınacaktır, dünyadaki tüm Yahudilerin
İsrail'e dönme hakkı vardır, Yahudilerin dini günleri resmi tatil
sayılacaktır ve İsrail'in başkenti Kudüs'tür."
Yasa tasarısında yer alan bir diğer madde, "Tüm İsrail
vatandaşları eşit haklara sahiptir." hükmünün ise diğer maddelerle
çeliştiği, göstermelik olduğu belirtiliyor ve uygulamada bir anlam
ifade etmeyeceği kaydediliyor.
Tasarıda "İsrail tüm dünyadaki Yahudilerin tarihi ana vatanıdır"
denilerek Filistinlilerin bu topraklar üzerindeki tarihi varlığı ve
hakları da görmezden gelinmiş oluyor.
İsrail dünyanın değişik bölgelerinde bulunan Yahudileri İsrail'e gelip yerleşmeye teşvik ederken, 1948'de vatanlarından sürdüğü Filistinlilere geri dönme hakkını tanımayı ise reddediyor.
Yorumlar