İslam coğrafyasını cetvelle bölen anlaşma tartışılıyor
Tam yüzyıl önce bugün Fransa ve İngiltere tarafından hazırlanan Syces-Picot anlaşması bugün tartışılıyor. Barzani, anlaşmanın en çok da Kürtleri mağdur ettiğini savundu
Osmanlı İmparatorluğu'nun geriye kalan son topraklarının
Ortağdoğu'da kalan kısımlarını cetvelle bölen ve bugün hala sorun
teşkil eden anlaşma tartışılıyor. Irak Bölgesel Kürt Yönetimi
Başkanı Barzani, anlaşmanın en çok da Kürtleri mağdur ettiğini
savundu.
Barzani, Sykes-Picot Antlaşması’nın 100'üncü yıl dönümü vesilesiyle
bir mesaj yayımladı.
Söz konusu mesajda Barzani şunları kaydetti: "Irak devleti
içerisinde birinci derecede Sykes-Picot Antlaşması Kürtler için
feci sonuçlar doğurdu. Ortak uzlaşı sonucu iki millet, Kürt ve
Araplar üzerinde kurulan devlette, Kürtlerin pratik olarak
ortaklığı ihmal edildi. Irak'ta art arda gelen hükümet ve rejimler,
Kürdistan halkını inkar etti. Büyük felaket ve zulüm uyguladı.
Kürtlerin bu hükümette payına düşen Enfal operasyonunda 12 bin
Feyli Kürt (Şii Kürt) ile 8 bin Barzani grubuna mensup kişiyle
birlikte Germiyan ve diğer bölgelerde 180 bin Kürt vatandaşın
öldürülmesi oldu. Aynı zamanda Halepçe'nin kimyasal silahla
bombalanması ve 4 bin 500 köyün yıkılması ile bölgenin tahrip
edilmesi oldu."
Irak'taki Kürtler tarafından 1991 yılında gerçekleştirilen
başkaldırı ile birlikte, Irak merkezi hükümetiyle yeni bir sayfa
açmak istediklerini hatırlatan Barzani, "İntikam peşinde koşmadık
ancak Irak hükümeti eski diktatörlüğüne devam etti. Baas Rejimi'nin
2003 yılında yıkılmasından sonra, Irak'ın durumunun normalleşmesi,
anayasanın hazırlanması, ortak uzlaşı ile ittifakın meydana gelmesi
için demokrasi ve federalizm temeline oturan bir Irak'ın kurulması
adına tüm imkanları seferber ettik. Ancak pratikte anayasaya uygun
bir şekilde hareket edilmedi ve Irak hükümeti anayasaya bağlı
kalmaktan kendini gizledi. Ortak uzlaşı ihlal edildi." ifadelerini
kullandı.
Savaş, istikrarsızlık, şiddet ve eşitsizliğin söz konusu antlaşma
sonucunda meydana geldiğini belirten Barzani mesajında, "Bu
antlaşma bölgedeki birçok unsuru ve özellikle Irak'takileri
birbirinden ayırdı. Kürdistan halkına dayatılan ayrımın
başlamasından bu yana Irak ile birlikte bölge barış ve istikrar"
görmediğini belirtti.
Irak'ın fiilen bölündüğünün altını çizen Barzani, " Mezhepçilik söz
konusu bölünmenin sınırlarını meydana getirmiştir. Irak, Suriye ve
diğer birçok ülkede DAEŞ sınırları birbirine karıştırarak yeni
sınır çizdi. Irak'ın içerisinde olduğu şimdiki durumdan halkımız
sorumlu değildir. Bu durumun sorumluluğu yüz yıl önce bölgeyi bölen
taraflar ve aynı zamanda bölgedeki iktidarların yanlış siyaseti,
zorba ve silah kullanarak bölgede istikrarı temin etmek isteyip
başarılı olamayan Bağdat'ın üzerindedir." bilgisini verdi.
Yüz yıllık bölünmüşlük ve eşitsizlikten sonra Kürt halkının ve
Irak'ın korunmasıyla birlikte birliğin temin edilmesi ve gerçek bir
devlet olarak kalması için tüm yolları denediğini aktaran Barzani,
ancak bunun faydasız olduğunu kaydetti.
Barzani, "Bu süreçte biri gelip, Irak'ın bir bütün kalması için
Kürdistan halkının ne yaptığını veya ne yapacağını sormasından
memnuniyet duyacağım. Savaş, istikrarsızlık ve başka felaketlerin
önüne geçilmesi için Sykes-Picot Antlaşması'nın tekrar gözden
geçirilmesi lazım. Artık Irak halkının savaş, inkar ve şiddete
karşı göstereceği direnci kalmadı. Yüz yıllık bir yanlış ve
felaketin tekrar edilmesi üzerinde ısrarcı olmak kabul edilemez.
Irak'taki adaletsizlik ve eşitsizliğin sonlandırılması için
uluslararası toplum ve bölge ülkelerinin Irak halkının iradesi,
isteği ve doğasına geri dönmesi gerektiğini anlaması gerekiyor. Bu
esasa dayanarak siyasi gelecek ve hayat şekli üzerinde karar
verilmesi lazım." ifadesini kullandı.
Diğer ülkelerdeki Kürtlerin durumuna da değinen Barzani, "Her bir
parçadaki Kürtlerin kendilerine has özellikleri ve durumları var.
Bulundukları durum ve şartlara göre sorunun diyalog ve barış
yoluyla çözülmesi gerekir." dedi.
Şimdiki durumun kabul edilmesinin gerekliliğini savunan Barzani
mesajını şöyle tamamladı:
"Sykes-Picot Antlaşması sona erdi. Uluslararası toplum ve ülkelerin
Irak halkının acılarının devam etmesi yerine, bölgenin ve Irak'ın
gerçekliği üzerinde düşünmeleri lazım. Aksi takdirde savaş, şiddet
ve felaketle birlikte devam edecek. Uluslararası barış ve güvenlik
de tehlikeye girecek. Geçmişte yaşananlar tekrarlanmayacak.
Sykes-Picot Antlaşması'nın 100'üncü yılında yeni çözüm için Erbil
ve Bağdat arasında ciddi diyaloğun başlaması talebinde bulunuyorum.
Eğer ortak uzlaşı başarıya ulaşmazsa kardeş ve iyi komşu kalalım.
Siyasi taraflar sorumluluk almadıkları takdirde, halk kendi
kararını verecektir. Halkın kararı bütün kararlardan güçlü ve meşru
olacaktır."
MÜSLÜMAN TOPRAĞINI LİME LİME ETMİŞTİ
100 yıl önce bugün İngiltere ve Fransa Ortadoğu’yu bölüşmek için
gizli bir anlaşma imzaladı. İki sömürgeci gücün imzaladığı,
Ortadoğu halklarının iradesini hiçe sayan Sykes-Picot anlaşması
bugün de devam eden birçok sorunun temelini
oluşturuyor. Fransa adına François Georges Picot, İngiltere
adına ise Sir Mark Sykes’in imza koydukları bir uzlaşı olmasından
dolayı, onların adı ile anılan bu anlaşma, bölgenin kaderi üzerinde
bugüne ulaşan kalıcı etkiler bıraktı.
1915'te Arabistan Yarımadası'nı ele geçiren İngiltere, Osmanlı'ya
karşı ayaklanan Mekkeli Şerif Hüseyin'i destekleyerek Irak ve
Filistin toprakları üzerinde kendisine bağımlı bir Arap devleti
kuracaktı.
Mekke Şerifi Hüseyin ile Mısır'daki Britanya Yüksek Komutanı
McMahon arasında böyle bir antlaşma gizli olarak imzalanmıştı.
Fransa böyle bir plana karşı çıkıp Britanya'ya baskı yaparak yeni
bir antlaşma yapılmasını istedi.
Rusya'nın da onayı ile imzalanan bu antlaşmaya göre; Rusya'ya,
Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis ile Güneydoğu Anadolu'nun bir
kısmı; Fransa'ya, Doğu Akdeniz bölgesi, Adana, Antep, Urfa, Mardin,
Diyarbakır, Musul ile Suriye kıyıları, Britanya'ya Hayfa ve Akka
limanları, Bağdat ile Basra ve Güney Mezopotamya verilecekti.
Fransa ile Britanya'nın elde ettiği topraklarda Arap devletleri
konfederasyonu veya Fransız ve İngiliz denetiminde tek bir Arap
devleti kurulacak, İskenderun serbest liman olacak, Filistin'de,
kutsal yerleşim yeri olması nedeniyle bir uluslararası yönetim
kurulacaktı.
1917'deki Rus devriminden sonra Rusya antlaşmadan vazgeçmiş, Lenin
gizli olan bu anlaşmayı dünya kamuoyuna açıklamıştı.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar