"İşgal hayallerimizi altüst etti"
- İsrail tarafından serbest bırakılan Filistinli aktivist Kayid: - “İnsan hapisteyken, hayattaki en basit şeyleri bile arıyor. Annesinin eline dokunmayı dahi özlüyor. Annesinin günaydın demesini bile özlüyor. Ailesi ile güzel vakit geçirmeyi, temiz hava solumayı ve insani muameleyi özlüyor” - "Gençliğimde tahsilimi devam ettirme ve evlilikle ilgili planlarım vardı. Ancak işgal gücü hayallerimizi altüst etti. En basit yaşama şeklimizi dahi engelledi. Ailemle, arkadaşlarımla bu küçük beldemde yaşayacağım hayatıma dahi göz dikti" - "Gençliğinin baharında biri olarak hapse atıldım. Çıktığımda neredeyse hayatımın yarısına geldim. Şimdi her şey çok değişmiş. Gençler, kadınlar, yaşlılar herkes çok değişmiş. Hepsinin farklı farklı hayalleri vardı. Ben de onların hayallerine ortak olmayı ne kadar çok istemiştim. Ancak işgalciler, benim halkımın hayallerine ortak olma durumumu öldürme kararı aldı. Şimdi yeniden halkımın arasına, aileme, arkadaşlarıma kavuştum. Çok mutluyum” - “Biz İsrail’in yaptıklarına şaşırmıyoruz. İşgal gücü, uluslararası camianın sessizliğine alıştı. Bunu fırsat bilen aşırı sağcı işgal hükümeti de insan onuruna yakışmayan yeni kararlar almaktan geri durmuyor" - “Filistin halkı, acılardan ve sıkıntılardan zafer çıkarır. Filistin halkı Anka kuşu gibidir, her daim acıyla kıvranır ancak kanla da olsa, sabit hatlarla çizilmiş gerçek dersler verir. Tabi bu kahraman halkın yaşadığı acıları, mücadelesini ve fedakarlığını anlayabilecek liderlere ihtiyacı var" - “Tarih bize, özgürlüğün ve zaferlerin altın tepsilerde sunulmayacağını öğretti. Bilakis zaferler, yaşanan sorunların ve acıların içinden çekip çıkarılarak kazanılır” - "Bu halk siyasi arenada kendisini anlatacak gerçek liderlere ihtiyaç duyuyor. Ben siyasi boyutu bırakalım demiyorum elbette, ancak siyasi boyut, mücadele ile denk bir şekilde kendisini geliştirmelidir. Filistin halkı acıların rahminden mucizeler gerçekleştiriyor, lideri de bunu uluslararası topluma taşıyabilecek kapasitede olmalıdır”
NABLUS (AA) - ESHAT FIRAT - İsrail hapishanelerinde geçirdiği 15 yıllık mahkumiyetinin ardından serbest bırakılan Filistinli aktivist Bilal Kayid, “Gençliğimde tahsilimi devam ettirme ve evlilikle ilgili planlarım vardı. Ancak işgal gücü hayallerimizi altüst etti. En basit yaşama şeklimizi dahi engelledi. Ailemle, arkadaşlarımla bu küçük beldemde yaşayacağım hayatıma dahi göz dikti." dedi.
İşgal altındaki Batı Şeria'nın Nablus kentine bağlı Asire
beldesinde kendisi için düzenlenen etkinlikte AA muhabirine konuşan
35 yaşındaki Kayid, İsrail hapishanelerinde geçirdiği yılları,
Filistinli mahkumların yaşadıklarını, gençlik yıllarındaki
hedeflerini ve tutukluluk süresinin bitmesinin üzerinden 6 ay
geçmesine rağmen serbest bırakılmamasının ardından başladığı 71
günlük açlık grevini anlattı.
İsrail Başbakanı Ariel Şaron’un Mescid-i Aksa’nın avlusuna
girişiyle fitili ateşlenen 2'nci İntifada'nın başladığı 2000
yılında siyasi aktivitelerine başlayan Kayid, İsrail askerleri
tarafından 2001’de Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin (FHKC)
silahlı kanadı Ebu Ali Mustafa Tugayları üyesi olmakla suçlanarak
gözaltına alınmıştı.
Kayid, çıkarıldığı mahkemede 14,5 yıl hapis cezasına
çarptırılmıştı. İsrail, Kayid'in tutukluluk süresinin bitmesine
rağmen "idari tutukluluk" adlı uygulamayla tutukluluğunu 6 ay daha
uzattı. Bu uygulamaya karşı çıkan Kayid, 71 gün süren açlık grevine
başladı. İsraille varılan anlaşma neticesinde Kayid açlık grevini
sonlandırmış ve ardından da serbest bırakılmıştı.
Hapse mahkum edildiğinde henüz 19 yaşında olan Kayid, İsrail
hapishanelerinde yaşadıklarını şu cümlelerle anlatı:
“Ben de diğer Filistinli esirler gibi baskı ve zulüm dolu yıllar
yaşadım. İşgal gücünün hapishanelerinde mahrumiyetin, zulmün ve
baskının her çeşidi bize uygulanıyordu. İşgal gücüyle mücadelemizin
temelini oluşturan ilkelerimiz, onurumuz ve değerlerimiz bizi
ayakta tutan tek dayanağımızdı.”
Filistinlilerin dışarıda olduğu gibi İsrail hapishanelerinde de
işgalin getirmiş olduğu zorluklarla mücadeleye devam ettiğini
belirten Kayid, “Biz İsrail’in yaptıklarına şaşırmıyoruz. İşgal
gücü, uluslararası camianın sessizliğine alıştı. Bunu fırsat bilen
aşırı sağcı işgal hükümeti de insan onuruna yakışmayan yeni
kararlar almaktan geri durmuyor.” dedi.
İsrail’in, mahkumiyet süresinin bitmesine rağmen, ‘idari
tutukluluk’ adını verdiği uygulama çerçevesinde tutukluluğunu 6 ay
daha uzatmasını da değerlendiren Kayid, “Bu karar bizim için
şaşırtıcı değildi. İsrail askeri mahkemesi de işgal yetkililerinin
verdiği bu haksız kararı onayladı. Bunun üzerine biz de tek çaremiz
olan açlık grevine başlayarak karşı koyma mücadelemizi bu şekilde
sürdürme kararı aldık.” ifadelerini kullandı.
Kayid, 71 gün süren açlık grevine başlama kararı almakla
İsrailli askerlerin eline kendisini öldürmek için bir malzeme
geçtiğini belirterek, “Açlık grevine başladığımda İsrailli
yetkililerin Bilal Kayid’i öldürme kararı aldıklarını öğrendik.
Mesele Bilal Kayid adlı şahıs değil, mücadele azmini yitirmemiş,
direniş ruhlu böylesi bir Filistinlinin öldürülmesi meselesiydi.
Böylece Filistin halkının evlatlarına diz çöktüreceklerini
düşünüyorlar. Filistinli esirin iradesi, imanı ve zafere olan
inancı dışında hiçbir şeyi yok.” şeklinde konuştu.
Filistin halkının mücadele azminin ve işgale karşı direnişinin
İsrail’e geri adım attırdığını belirten Kayid, “Esirler sorunu
Filistin halkının vicdanında hep canlı duruyor. Bu durum
işgalcileri geri adım atmaya zorladı. İsrail, gerilimin
tırmanmasından korktuğu için de bu tür tutuklama kararlarından geri
adım atabiliyor. Filistin halkı böylece bir zafere daha imza atmış
oldu.” dedi.
- Mahkumlar Filistinlilerin birleşmesini istiyor
İsrail hapishanelerinde bulunan Filistinli tutuklulardan da
mesajlar getirdiğini aktaran Kayid, Filistinli taraflar arasındaki
ayrışmanın sona erdirilmesi, Hamas ile Fetih Hareketleri arasındaki
anlaşmazlıkların bitirilmesi ve Filistin halkının sorunlarına kulak
vermelerine dair istekler olduğunu söyledi.
Geleceğe hep iyimser baktığını, Filistin halkının her zaman
“mucizeler” gösterebileceğini ifade eden Kayid şöyle konuştu:
“Filistin halkı, acılardan ve sıkıntılardan zafer çıkarır. Filistin
halkı Anka kuşu gibidir, her daim acıyla kıvranır ancak kanla da
olsa, sabit hatlarla çizilmiş gerçek dersler verir. Tabi bu
kahraman halkın yaşadığı acıları, mücadelesini ve fedakarlığını
anlayabilecek liderlere ihtiyacı var.”
- “Konferanslar bağımsızlığımızı sağlamaz”
Kayid, Fransa’da, İsrail-Filistin sorununu çözmek için düzenlenecek olan Paris Konferansı’nın Filistin’e özgürlük ve bağımsızlık getirmeyeceğini belirterek, “Tarih bize, özgürlüğün ve zaferlerin altın tepsilerde sunulmayacağını öğretti. Bilakis zaferler, yaşanan sorunların ve acıların içinden çekip çıkarılarak kazanılır.” dedi.
Filistin halkının özgürlük ve bağımsızlık yolunda çok fazla bedel ödediğini ve ödemeye devam ettiğini ifade eden Kayid, “Bu halk siyasi arenada kendisini anlatacak gerçek liderlere ihtiyaç duyuyor. Ben siyasi boyutu bırakalım demiyorum elbette, ancak siyasi boyut, mücadele ile denk bir şekilde kendisini geliştirmelidir. Filistin halkı acıların rahminden mucizeler gerçekleştiriyor, lideri de bunu uluslararası topluma taşıyabilecek kapasitede olmalıdır.”şeklinde konuştu.
Kayid, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) teşkilat biçiminin
yeniden belirlenmesi ve yenilenmesi gerektiğini söyleyerek,
“Filistin halkının çatı hareketi ve sesi olan FKÖ’nün yeniden
yapılandırılmasının ardından, mücadele yöntemleri de belirlenir.”
dedi.
Hamas ve İslami Cihad Hareketi’nin de FKÖ’ye katılması gerektiğini kaydeden Kayid, “FKÖ, Filistin halkının yegane temsilcisidir ve Filistin halkının ulusal koruyucusudur. Dolayısıyla bütün direniş grupları bu yapının içinde yerini almalıdır. FKÖ’de seçimler yapılmalı, particilik, tarafgirlik ve benzeri durumlarına son verilerek asıl rolüne geri döndürülmelidir.” ifadelerini kullandı.
- “Filistin, insanlık vicdanının garantörüdür”
Türkiye’nin Filistin davasına olan desteğini değerlendiren
Kayid, “Türkiye tarih boyunca Filistin halkına, bu coğrafyanın
insanına yardım eli uzatmıştır. Son dönemde de hem Gazze’ye hem de
Batı Şeria’ya çok büyük yardımları olmuştur.” şeklinde
konuştu.
Kayid, Filistin’in insanlığın vicdanını diri tutacak bir
garantör olduğunu belirterek, “Türkiye’den ve dünyanın diğer
hükümetlerinden talebimiz, Filistin halkının özgürlük ve
bağımsızlık taleplerine sadece açıklamalarla değil, ciddi ve somut
adımlarla karşılık vermeleridir.” dedi.
Mavi Marmara gemisinin Gazze kuşatmasını kırma çabasını tarihi bir adım olarak değerlendiren Kayid, “Türk halkı asil bir halktır. Filistin ile tarihi, dini ve insani bağları çok güçlüdür. Dolayısıyla böylesi bağlara sahip asil bir halkın kuşatmayı kırmaya çalışması garipsenecek ve şaşılacak bir durum değildir.” ifadelerini kullandı.
- “İnsan, annesinin eline dokunmayı dahi özlüyor”
Kayid, hapiste geçirdiği yıllar boyunca birçok şeyi aradığını söyleyerek, “İnsan hapisteyken, hayattaki en basit şeyleri bile arıyor. Annesinin eline dokunmayı dahi özlüyor. Annesinin günaydın demesini bile özlüyor. Ailesi ile güzel vakit geçirmeyi, temiz hava solumayı ve insani muameleyi özlüyor." dedi.
"İşgal gücünün hapishanelerinde insanın ahlaki ve ilkesel boyutu
tamamen çiğneniyor.” diyen Kayid, şöyle konuştu:
“Gençliğinin baharında biri olarak hapse atıldım. 15 yıl sonra
çıktığımda neredeyse hayatımın yarısına geldim. Şimdi her şey çok
değişmiş. Gençler, kadınlar, yaşlılar her kes çok değişmiş.
Hepsinin farklı farklı hayalleri vardı. Ben de onların hayallerine
ortak olmayı ne kadar çok istemiştim. Ancak işgalciler, benim
halkımın hayallerine ortak olma durumumu öldürme kararı aldı. Şimdi
yeniden halkımın arasına, aileme, arkadaşlarıma kavuştum. Çok
mutluyum.”
Gençlik yıllarındaki hayallerinin birçoğunun gerçekleşmesinin
artık zor olduğunu belirten Kayid, “Gençliğimde tahsilimi devam
ettirme ve evlilikle ilgili planlarım vardı. Ancak işgal gücü
hayallerimizi alt üst etti. En basit yaşama şeklimizi dahi
engelledi. Ailemle, arkadaşlarımla bu küçük beldemde yaşayacağım
hayatıma dahi göz dikti.” şeklinde konuştu.
Kayid, “Bütün bu yaşadıklarımız Filistin halkının hafızasına kazınıyor. İşgal, masum hayallerimizi kursağımızda bırakan, soğuk yüzlü bir duvar gibi.” ifadelerini kullandı.
Yorumlar