İşçi olarak başladığı sektörde kendi markasını kurdu

İşçi olarak başladığı biyoplastik sektörde destek almadan kendi fabrikasını kuran Hülya Akdeniz, geliştirdiği markasıyla dünyanın sayılı firmaları arasına girdi

Google Haberlere Abone ol
İşçi olarak başladığı sektörde kendi markasını kurdu

İşçi olarak başladığı sektörde destek almadan kendi fabrikasını kuran kadın girişimci Hülya Akdeniz, ürettiği biyoplastik markasıyla dünyanın sayılı firmaları arasına girdi.

Üniversiteden mezun olduktan sonra plastik malzeme üreten bir şirkette işçi olarak çalışmaya başlayan iki çocuk annesi Akdeniz, edindiği tecrübeyle 2004 yılında kendi fabrikasını kurdu.

Üretime bir makine ve iki işçi ile başlayan Akdeniz, plastik ambalaj üreterek 5 yılda fabrikasının kapasitesini 20 makine ve 46 personele çıkarak ihracat ve ithalat yapmaya başladı.

İsviçre'ye ihracat yaparken doğa dostu ambalajlarla tanışan Akdeniz, aynı ürünü üretmek için ham madde arayışına girdi. Akdeniz, aradığı ham maddeyi bulduğu Kanada'daki firmadan "Yeterli teknolojiye sahip olmadığınız için bu ürünü üretemezsiniz." yanıtını aldı.

Kanadalı firmadan olumsuz yanıt alan Akdeniz, başarabileceğine olan inancıyla, 2011'de biyoplastiğin ARGE'sine başladı. Üniversitelerden aldığı destekle 3 yıl içinde ürünü çıkaran Akdeniz, yeni bir ürün ürettikleri için gerekli dünya standartlarını oluşturdu ve biyoplastik üreten dünya devi firmaların arasına katıldı.

Hiçbir eksiği kalmayacak şekilde belgelendirilen Akdeniz'in ürünü, şu an yurt içinde ve yurt dışında talep görüyor.

Akdeniz'in ürettiği ürünün uluslararası patent alma süreci de devam ediyor.

"Plastik sektöründe çok az kadın girişimci var"

Akdeniz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, plastik sektöründe çok az kadın girişimci olduğunu belirtti.

Dünyada en büyük plastik sanayinin Türkiye'de olduğunu aktaran Akdeniz, sektörde çalışanların çoğunun erkek olduğunu dile getirdi.

Kurduğu fabrikada hem ambalaj hem de ham madde üretimi yaptıklarını söyleyen Akdeniz, Türkiye'de sadece kendilerinin biyoplastik ürettiklerini aktardı.

"Maalesef kadınların zor işlerin üstesinden gelemeyeceğini, uğraşamayacağını düşündükleri için sektördeki insanlar bizden çok fazla başarı beklemiyor." diyen Akdeniz, başarılı olunca herkesin şaşırdığını, takdir ettiğini ama kabullenmekte de zorlandığını vurguladı.

Türkiye'de kadınlara "bilim adamı" olmanın yakıştırılmadığını söyleyen Akdeniz, "Girişimci kadınlara yılmamalarını tavsiye ediyorum." dedi.

"Ürettiğimiz ham madde de geri dönüştürmeye uygun"

Akdeniz, alışılmış standart plastiklerin doğada yüzlerce yıl kaldığını, biyoplastiklerin ise doğaya hiçbir zarar vermeden, toprağın ve suyun yapısını bozmadan doğadaki basit maddelere dönüştüğünü, toprağı ve suyu kirletmediğini kaydetti.

Dönüştürülebilen plastikten yana olduklarını vurgulayan Akdeniz, şunları kaydetti:

"Çünkü para verilen bir şeyin yok olmasını istemiyoruz. Ürettiğimiz ham madde de geri dönüştürmeye uygun. Biz ürünün toplanamayan kısmı için çözüm olmak istiyoruz. Ürettiğimiz plastik 18 ila 24 ay arasında yok oluyor ama bunun daha hızlı ya da yavaş olması elimizde. Çok fazla işçiye ihtiyacımız olmuyor. Otomasyon çalışılabilecek kapalı bir sistemle üretim yapıyoruz. Ayda 300 ton üretim yapıyoruz. Daha fazla üretim ve daha fazla ülkeye ihracat yapmayı hedefliyoruz. Bir de yaptığımız üretime ilişkin eğitimler veriyoruz. Çevreci bir ürün üretiyoruz ve bunu anlatıyoruz."

İhracata iki yıl önce başladıklarını aktaran Akdeniz, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İhracat yaptığımız ülkeler arasında İsviçre, Avusturya, Avrupa ülkeleri, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kamerun, Etiyopya ve Sudan var. Özellikle ada ülkelerinde plastik ve çöpler daha büyük bir sorun. Önce ada ülkelerinde yasaklar çıkıyor. Biz de ilgili kurumları uyararak, plastik konusunda bir an önce çözüm üretmemiz gerektiğini söylüyoruz. Plastiği yasaklamak ya da alternatif sunmak imkansız. Önemli olan bunun zararını aza indirerek doğada yok olmasını sağlamak."

Akdeniz, normal plastiğin kullanımında hiçbir tehlike olmadığını da belirterek, "Plastiğin tek tehlikesi ömrü. Koku yapmaz, hava geçirmez, her şeyi taze tutar. Plastiğe çok tepkinin gösterilmesinin nedeni çok göz önünde olması." dedi.

Yorumlar