İş dünyası, ekonomideki ivme kaybına rağmen 2019 için iyimser (1)

- İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan: - "Bu yılı, başarılı ilk yarının ardından olumsuz giden ikinci yarı nedeniyle yüzde 2,5-3'lük bir büyüme ile kapatacağımızı düşünüyorum. 2019 yılı için ise temkinli iyimserlik sürecindeyiz. Gelecek yıl biraz temkinli olmamız gerekiyor" - TİM Başkanı İsmail Gülle: - "İhracatta gelecek yıllar için hedefimiz, 100'lü rakamları geride bırakıp 200'lü rakamlara ulaşmak. 2019 yılında YEP'te belirtildiği gibi 182 milyar dolar seviyesine doğru yol alacağımızı düşünüyoruz. Bu hedeflere ulaşabilmenin ülkemizin potansiyelini göz önüne aldığımızda çok da uzak olmadığı kanaatindeyiz" - DEİK Başkanı Nail Olpak: - "Türk iş dünyasının küresel iş platformu olarak, dengeleme, disiplin ve değişime dayalı Yeni Ekonomi Programı'mızın kalıcı bir başarıya ulaşacağına eminiz"

Google Haberlere Abone ol
İş dünyası, ekonomideki ivme kaybına rağmen 2019 için iyimser  (1)

İSTANBUL (AA) - ALİ ATAR - Döviz kurlarında yaşanan spekülatif atakların etkisiyle zor bir yılı geride bırakan Türk iş dünyası, 2019'a iyimser bakıyor.

İş dünyası örgütlerinin temsilcileri, daha çok küresel ekonomideki gelişmelerin şekil vermesinin beklendiği 2019'da, yapısal reformlar, alınan tedbirler ve verilecek teşviklerin etkisiyle ekonomideki daralmanın geride kalacağı görüşünü taşıyor.

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, seçimlerin hemen ardından Türkiye ekonomisine yönelik özellikle kur kaynaklı oluşan taarruzun; son aylarda giderek bozulma işaretleri görülen finansal istikrarı, en başta döviz üzerinden, arkasından da faiz ve onu tamamlayan enflasyon üzerinden ciddi anlamda sarstığını söyledi.

O tarihten sonra Türkiye'nin ekonomik gündeminin, ortaya çıkan aşırı güçlü türbülansı ve dengeleri toparlamaya doğru evrildiğini dile getiren Bahçıvan, "Ağustos ve eylül aylarında ekonomi yönetimimiz bütün bunlarla boğuşurken alınan ilk önlem olan Yeni Ekonomi Programı (YEP) ile de Türkiye'nin yeni bir ekonomik ajandası oluştu. İçinde bulunduğumuz dönem, hakikaten yeniden dengeleme ve yeniden bir toparlanmaya dönme sürecindeyiz. 2019'u işte böyle bir tabloyla, yani 2017'yi kapattığımızdan farklı bir tabloyla karşılıyoruz. Bugün içine girdiğimiz süreci bir fedakarlık ve tekrar sağlıklı bir çıkış oluşturabilmek adına bir kararlılık süreci, bir sabır süreci olarak görmeliyiz. Bu nedenle bunu çok kısa zamanda hemen realize ediyoruz dersek çok gerçekçi olmaz." şeklinde konuştu.

Bahçıvan, hükümetin, hem genel manada hem sektörlere can suyu verebilmek adına almış olduğu dönemsel birtakım teşvik kararları olduğunu ancak bunların genele yayılması ve bir toparlanma oluşturmasının zaman alacağını söyledi.

Finansman bulma açısında şirketlerin problem yaşadığını ifade eden Bahçıvan, "Zaten eminim ki önümüzdeki aylarda gerçek yapısal reform diyeceğimiz, Türkiye'nin ihtiyacı olan yüksek katma değerli, teknolojik, Türkiye'nin cari açığına katkı sağlayacak yatırımları desteklemek için birtakım farklı finansman araçları, birtakım farklı finansman modelleri ortaya konacaktır." dedi.

Bu yılı, başarılı ilk yarının ardından olumsuz giden ikinci yarı nedeniyle yüzde 2,5-3'lük bir büyüme ile kapatacaklarını düşündüğünü dile getiren Bahçıvan, şunları kaydetti:

"2019 yılı için ise temkinli iyimserlik sürecindeyiz. Gelecek yıl biraz temkinli olmamız gerekiyor. Özellikle yılın ilk yarısı için dikkatli olunması gereken bir yıl olacak. Zaten hükümetin de vermiş olduğu mesajda, 2019 yılı için Yeni Ekonomi Programı'ndaki büyüme hedefinin 2,8 olduğunu görüyoruz ki orada da zaten çok gerçekçi bir analiz var. Yerel seçimlerin mart ayında olması, bizi bekleyen birtakım temel konulara biraz daha sabır göstermemiz gerektiğini gösteriyor. Seçimlerden sonra Türkiye, uzun süre, 4 küsur yıl seçim konuşamayacak bir döneme girecek ve umarız ki daha güçlü yapısal reformlarla 2019’un en azından ikinci yarısını daha güçlü ve daha çözümlere odaklanmış olarak geçirecektir. Ben onun için yılın ilk yarısıyla ikinci yarının biraz daha birbirinden farklı olacağını düşünüyorum."


- "2019'da ticaret savaşlarının daha da derinleşmesi gündemde"


Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle de son 12 aylık ihracatın 168,1 milyar dolar olarak gerçekleştiğini, 2018 sonunda tarihin en yüksek yıllık ihracat rakamına ulaşmayı hedeflediklerini bildirdi.

İhracatta gelecek yıllar için hedeflerinin 100'lü rakamları geride bırakıp 200'lü rakamlara ulaşmak olduğunu kaydeden Gülle, "2019 yılında YEP'te belirtildiği gibi 182 milyar dolar seviyesine doğru yol alacağımızı düşünüyoruz. Bu hedeflere ulaşabilmenin ülkemizin potansiyelini göz önüne aldığımızda çok da uzak olmadığı kanaatindeyiz. Ancak bu süreçte bizleri bazı zorluklar da bekliyor. En önde gelen tehdit, ABD ve Çin arasında başlayan, karşılıklı gümrük vergisini artırmaya yönelik adımlarla başlayan ticaret savaşları olgusu... 2019'da ticaret savaşlarının diğer ülkelerin katılımıyla daha da derinleşmesi de gündemde." ifadelerini kullandı.

Gülle, gelecek dönemde Türkiye'nin itici gücünün yine ihracat olacağını vurgulayarak, inovasyon, Ar-Ge, tasarım ve markalaşma çalışmalarının daha çok gelişmesiyle 2023 ihracat hedeflerine emin adımlarla ilerleyeceklerini söyledi.

2019'da daha çok üretime ve ihracata odaklanacaklarını belirten Gülle, "Bizler, 72 bin ihracatçının çatı kuruluşu TİM olarak, ülkemizin geleceğine umutla bakıyoruz. Umut ediyoruz ki Ar-Ge, inovasyon, tasarım ve markalaşma faaliyetlerimize ağırlık vererek katma değerli ürün yoğunluğumuzu artıracağız ve dış ticaret açığını ülkemizin kaderi olmaktan çıkaracağız. Önümüzdeki yıllarda da ihracat rekorları kırmaya, ülkemizin yüz akı olmaya devam edeceğiz." şeklinde konuştu.


- "YEP ve bir dizi tedbir sayesinde başarılı bir dengeleme sürecine girdik"


Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Yönetim Kurulu Başkanı Nail Olpak ise Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesinin, Türkiye'nin geleceği ve ekonomisi içi bir dönüm noktası olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin yapısal sorunlarının kalıcı şekilde aşıldığı bu yeni yönetim sistemiyle birlikte ekonomi alanında da güçlü bir koordinasyonla hızlı ve etkin yeni bir ekonomi yönetiminin oluştuğunu söyledi.

Ağustos ayında Türkiye'nin makroekonomik göstergelerini yansıtmayacak şekilde dövizdeki volaliteyle birlikte sıkıntılı bir süreç yaşandığını ifade eden Olpak, şunları kaydetti:

"Ancak reel ekonomik verilerle bağdaşmayan manipülatif bir kur farkı ile karşı karşıya kalmamıza rağmen ekonomi yönetimimizin ortaya koyduğu YEP ve bir dizi tedbir sayesinde başarılı bir dengeleme sürecine girdik. Dövizde ibrenin aşağıya dönmesi ve dış ticaretteki çarpıcı atağımızla birlikte güçlü ekonomimiz, bu süreci en hasarsız şekilde atlatacaktır. Türk iş dünyasının küresel iş platformu olarak, dengeleme, disiplin ve değişime dayalı Yeni Ekonomi Programı'mızın kalıcı bir başarıya ulaşacağına eminiz. 2019 yılında da tüm imkanlarımızı seferber ederek azim ve özveriyle ülke ekonomimizin gerçek kapasitesini ortaya koyacağına inanıyoruz."

Gelecek dönemde yeni iş konseylerinin kurulması için de girişimlerini sürdüreceklerini ifade eden Olpak, yeni yılla birlikte mevcut üye sayılarını 2 kattan fazla artırarak 3 bin üyeye ulaşmayı hedeflediklerini bildirdi.

Yorumlar