"İnşaat malzemeleri sanayi faaliyetleri beklentilerin altında"
- Türkiye İMSAD Haziran 2018 Sektör Raporu: - "Yılın ikinci çeyrek döneminde döviz kurlarında ve faiz oranlarında yaşanan önemli artışlar hem müteahhitleri hem de satın alma/kiralama iştahını olumsuz etkiledi" - "Müteahhitler için satışlardaki ve talepteki gerilemeye ilave olarak finansman maliyetlerinde görülen artışlar mali yapılara da negatif yansıdı" - "Öncelikle ikinci çeyrekte inşaat malzemesi sanayicilerinin yurt içinden aldıkları siparişlerde gerileme yaşandı. İkinci olarak maliyetlerde ve enflasyonda yaşanan sıçrama fiyatlamayı zorlaştırdı ve karlılıkları olumsuz etkiledi"
İSTANBUL (AA) - İnşaat sektöründe yılın ikinci çeyrek döneminde mevcut işlerin sürdüğü ancak mevcut işler seviyesinin en yüksek sezon olmasına karşın beklentilerin altında gerçekleştiği belirtildi.
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği'nin (Türkiye İMSAD) "Haziran 2018 Sektör Raporu" yayımlandı.
Rapora göre, nisan ayında başlayan erken seçim süreci ile
birlikte iktisadi faaliyetlerde yavaşlama ortaya çıktı. Yine aynı
dönemde tüketiciler ile reel sektör şirketlerinin güven ve
beklentileri de zayıfladı. Genel olarak görülen bu eğilim inşaat
faaliyetlerinde de yaşandı. Seçim sonrasına yönelik belirsizlikler
nedeniyle yeni inşaat işleri siparişlerinin gerilediği bu dönemde,
inşaat faaliyetlerinde de düşüş meydana geldi.
Yılın ikinci çeyrek döneminde döviz kurlarında ve faiz
oranlarında yaşanan önemli artışlar hem müteahhitleri hem de satın
alma/kiralama iştahını olumsuz etkiledi. Müteahhitler için
satışlardaki ve talepteki gerilemeye ilave olarak finansman
maliyetlerinde görülen artışlar mali yapılara da negatif
yansıdı.
İnşaat sektöründe ikinci çeyrekte yaşanan bu gelişmeler inşaat
malzemeleri sanayisini de dört yönü ile etkiledi. Öncelikle ikinci
çeyrekte inşaat malzemesi sanayicilerinin yurt içinden aldıkları
siparişlerde gerileme yaşandı. İkinci olarak maliyetlerde ve
enflasyonda yaşanan sıçrama fiyatlamayı zorlaştırdı ve karlılıkları
olumsuz etkiledi. Üçüncü unsur, ödeme ve tahsilatlarda yaşanan
sıkıntıların artması ve barter eğiliminin güçlenmesi oldu. Son
olarak uzayan satış vadeleri ve yükselen aylık faizler nakit
akışlarını bozdu.
- "Sıkılaştırma politikaları inşaat faaliyetlerini sınırlandırabilir"
Rapora göre, Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin tamamlanmasının ardından tüm iş dünyası gibi inşaat sektörü de önceliğin ekonomiye verilmesini bekliyor. Bu çerçevede uygulanacak yeni ekonomi politikalarının, sektörlerin geleceğini de şekillendireceği öngörülüyor. Ekonomide bozulan makro ekonomik dengelerin iyileştirilmesi ve mali göstergelerde yeniden istikrar sağlanması için sıkılaştırıcı maliye ve para politikalarına ihtiyaç duyuluyor.
Buna bağlı olarak uygulanacak sıkılaştırma politikalarının
derecesine göre inşaat sektöründeki faaliyetlerde en azından 6-12
aylık bir yavaşlama kaçınılmaz görünüyor. Genişletici politikalar
uygulanması halinde ise makro dengeler ile mali göstergelerdeki
bozulmaların, ekonomide daha büyük sıkıntılar yaratarak inşaat
sektörünü de olumsuz etkileyebileceği değerlendiriliyor.
Mevcut inşaat işleri seviyesi geleneksel olarak yılın ikinci
çeyreğinde önemli artış gösterir. Ancak 2018 yılı ikinci çeyreğinde
mevcut işler seviyesi, nisan ayındaki artışın ardından seçimlerin
yarattığı belirsizlikler ile mayıs ayında durağanlaştı, haziran
ayında ise bir önceki aya göre 3,6 puan geriledi. Bu gerilemede
mali göstergelerdeki bozulmalar ile finansman olanaklarındaki
sıkılaşma da etkili oldu. Mevcut işler seviyesindeki
hareketlenmenin seçim sonrası gelişmelere bağlı olacağı
öngörülüyor.
- "Yeni alınan inşaat işleri seviyesi 3,4 puan geriledi"
Alınan yeni iş siparişleri, nisan ayında bir önceki aya göre 1,5 puan yükseldikten sonra mayıs ayında 2,2 puan, haziran ayında ise 3,4 puan geriledi. Böylece seçim kararı alınmasının ardından yeni alınan işler endeksinde nisan ayına göre 5,6 puan gerileme ortaya çıktı.
Erken seçimin yarattığı belirsizlikler inşaat sektöründe yeni iş siparişlerini de olumsuz etkiledi. Yeni siparişlerin geleceğinin de seçim sonrası yaşanacak gelişmeler ve uygulanacak politikalara göre şekillenmesi bekleniyor. Müteahhitler ve konut üreticileri için finansman sorunları ile talep yetersizliği, yeni inşaat işlerine başlanmasını en çok sınırlayan unsurlar olmaya devam etti. Finansman sorunu ve talep yetersizliği sorunları haziran ayında zirve yaptı.
Döviz kurlarında yaşanan hızlı artışlar reel sektörde döviz
kredisi kullanan şirketler için olumsuz etki yaratıyor. Bu etki
özellikle döviz geliri bulunmayan sektörleri ve şirketleri daha da
olumsuz etkiliyor. İnşaat sektörü ve gayrimenkul sektörü de büyük
ölçüde döviz kredisi kullanan ve aynı zamanda döviz geliri düşük
olan veya hiç olmayan sektörler arasında yer alıyor.
İnşaat sektöründe Şubat 2018 itibarıyla yurt içi ve yurt dışında
alınmış toplam 39,3 milyar dolar tutarında döviz kredisi stoku
bulunuyor. Gayrimenkul sektöründe ise aynı tarih itibarıyla döviz
kredisi stoku 12,59 milyar dolar. Her iki sektörün toplam 51,89
milyar dolara ulaşan döviz kredisi stoku, döviz kurlarındaki artış
nedeniyle mali olarak endişe yaratıyor.
Her iki sektörün döviz kredilerinden oluşan toplam stokun 29,24
milyar doları yurt içindeki bankalardan, 22,65 milyar doları ise
yurt dışındaki bankalardan alınmış bulunuyor. Bu kredi stoku
içinden yeniden yapılandırma taleplerinin ortaya çıkabileceği
öngörülüyor.
Yorumlar