"İngiltere ile özel bir ilişkimiz olduğu açık"
- AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik: - "İngiltere ile özel bir ilişkimiz olduğu açık. Özellikle darbe girişiminden sonra Türkiye’yi hemen hemen en doğru pozisyonda anlayan ülkelerin başında geliyor" - "Bazı müttefiklerimiz terörle mücadele konusunda çok aşırı, haddini aşan açıklamalar yaparken, İngiltere ile biliyorsunuz çok yönlü ilişkilerimiz var"
LONDRA (AA) - Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer
Çelik, İngiltere'nin 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye’yi
en doğru anlayan ülkelerin başında geldiğini belirterek, iki ülke
arasındaki ilişkiyi "özel" diye nitelendirdi.
Türk-İngiliz Tatlıdil Forumuna katılmak üzere İngiltere’nin
başkenti Londra’da bulunan Çelik, burada Türk basınına
değerlendirmelerde bulundu.
Bugün 7'ncisi başlayacak Tatlıdil Forumu'nun İngiltere ile
Türkiye arasında önemli ve değerli bir platform olduğunu ifade eden
Çelik, bu yıl forumun kapanışının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan’ın katılımıyla yapılacağını söyledi.
Tatlıdil Forumu'nu bu akşam İngiltere Dışişleri Bakanı Boris
Johnson ile açacağını belirten Çelik, İngiliz Bakan ile
görüşmesinde de hem genel meselelerin hem de forumun gündeminin ele
alınacağını kaydetti. Çelik, yarın da forumda Brexit konulu bir
oturuma İngiltere’nin Avrupa’dan Sorumlu Devlet Bakanı Alan Duncan
ile katılacağı bilgisini verdi.
- İngiltere ile Türkiye arasında “özel ilişki”
Tatlıdil Forumu'nun İngiltere ile Türkiye ilişkilerindeki yerine
değinen Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:
“İngiltere ile özel bir ilişkimiz olduğu açık. Özellikle darbe
girişiminden sonra Türkiye’yi hemen hemen en doğru pozisyonda
anlayan ülkelerin başında geliyor. Fetullahçı Terör Örgütü'nün
darbe girişiminden hemen sonra Türkiye’yi ziyaret ettiler. Ondan
sonraki pozisyonlarını da bu çerçevede kurdular. Seçilmiş
cumhurbaşkanına, seçilmiş kurumlara, seçilmiş hükümete desteklerini
her vesileyle yinelediler. Nitekim o sürecin arkasından aldığımız
tedbirlerle ilgili olarak da bu tedbirleri yerli yerinde anlamaya
çalışan, bunları yerli yerinde değerlendirmeye çalışan bir siyaset
güttüler.”
Son Londra ziyaretinde Türkiye’nin Londra Büyükelçiliğinde İngiltere’nin üst düzey savunma sanayi ve savunma konularıyla ilgili bürokratların ve generallerin yer aldığı bir toplantıya katıldığını hatırlatan Çelik, şunları kaydetti:
“Orada bir şey söylemiştim. Onun tekrar altını çizmek isterim. Bu zor dönemde müttefiklik ilişkisi bakımından da doğru bir pozisyonda duruyorlar. Örneğin, bazı müttefiklerimiz terörle mücadele konusunda çok aşırı, haddini aşan açıklamalar yaparken, hatta bazı müttefiklerimiz Türkiye’ye tabanca satma konusunda bile ayaklarını sürürken, İngiltere ile biliyorsunuz çok yönlü ilişkilerimiz var. Orada da söyledim. Bu müttefiklik ilişkisinin nasıl doğru konumlandırılacağını bazı müttefiklerimiz İngiltere’den öğrensinler.”
Türkiye ile İngiltere’nin savaş uçağı dahil pek çok projede
ortak çalıştığına dikkat çeken Çelik, “Atlantik’e açılan kapı olan
İngiltere ile Asya’ya, Ortadoğu’ya, Akdeniz’e açılan kapı olan
Türkiye arasındaki bu ilişkinin çok özel bir ilişki olduğunu
söyleyebiliriz. Bu yeni dönemde de daha da yoğunlaşacak ve daha
özel bir ilişki haline gelecek diye düşünüyorum.” ifadelerini
kullandı.
Suriye ve Irak’la ilgili problemlerin yoğunlaşarak sürdüğünü dile getiren Çelik, “Türkiye’nin gerek Cenevre sürecine gerek Astana sürecine verdiği desteklere rağmen, hem Astana sürecini sabote etmek isteyenler var hem Cenevre sürecini sabote etmek isteyenler var. Türkiye’nin bu her iki süreçte de ne kadar kıymetli bir rol oynadığını anlamakta zorlanan pek çok ülke var. Bu çerçevede buradaki sorunun çözümü için gösterilen çaba çerçevesinde İngiltere ile diyalog iyi bir şekilde sürüyor.” değerlendirmesinde bulundu.
- Trump’ın Kudüs ve İran kararları
ABD Başkanı Donald Trump’ın ülkesinin büyükelçiliğini Kudüs’e
taşıma ve İran nükleer anlaşmasından çekilme kararlarına da değinen
Bakan Çelik, “Burada tabii Türkiye, İslam İşbirliği Teşkilatı dönem
başkanı olarak, Avrupa Birliği’ne aday ülke olarak
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde çok güçlü bir ses ortaya koydu.
Avrupa Birliği ülkelerinin çoğunluğu da Kudüs konusunda Türkiye ile
paralel bir düşünceye sahip.” diye konuştu.
“Enteresan bir dönemden geçiyoruz.” diyen Çelik, ilk defa bir
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı ile Batı ittifakının diğer
ülkeleri arasında bu derece yoğun çelişki görüldüğünü vurguladı.
Çelik, bu durumun ABD’nin Kudüs kararında ortaya çıktığını, İran
ile nükleer anlaşmadan çekilme kararı ile de zirveye ulaşmış
göründüğünü söyledi.
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun İran anlaşmasıyla ilgili bugüne kadarki raporlarının bu ülkenin anlaşmaya uyduğu yönünde olduğuna işaret eden Çelik, “Diplomatik başarı sağlanmıştı burada. Ama bu başarıya rağmen Trump’ın buradan çekilmesi Avrupa Birliği ülkelerinin, 5 ülkenin burada ısrar etmesi. İngiltere, Almanya ve Fransa’nın ortak bildiri yayımlaması, bu çelişkinin daha da derinleştiğini ve önümüzde yönetilmesi gereken çok daha büyük krizler olduğunu gösteriyor.” dedi.
- Aşırı sağ tehdidi
AB’nin Brexit ile bir sarsılma sürecine girdiğini dile getiren
Çelik, “Maalesef bu sarsıntıyı aşabilecek şekilde yeni yöntemler,
yeni siyasetler geliştiremediler. Daha İngiltere’ye karşı 27
ülkenin bir ve beraber duruşunu sağlamaya çalışıyorlar. Ama büyük
tehdit, Avrupa’nın içinde aşırı sağın, ırkçılığın, İslam
düşmanlığının yükselişi şeklinde tezahür ediyor.” ifadelerini
kullandı.
Özellikle Almanya’da camilere, Müslümanların dernek ve
lokallerine, Müslüman kimlikli kişilere yapılan saldırıların büyük
boyutlara ulaştığını anlatan Çelik, “Bu İslamofobik saldırılara
karşı yeterince tedbir alındığını, mücadele edildiğini
düşünmüyoruz.” diye konuştu.
Geçmişte masum Yahudilere karşı yapılan bir takım kabul edilemez
girişimlerin acı ve insanlık tarihi açısından kabul edilemez
sonuçlar doğurduğunu ifade eden Çelik, şunları söyledi:
“Aşırı sağcıların Müslümanlara dönük nefret suçlarının artması
karşısında, benzer süreçlerin yaşanmaması için herkesin sesini
yükseltmesi gerekiyor. Gözüken şey açıktır, nettir. Bugün Avrupa’da
ırkçılar, yabancı düşmanları, AB değerlerine düşman olanlar, bu
düşmanlıklarını İslam düşmanlığıyla, Türkiye karşıtlığıyla
saklamaya çalışıyorlar. Bunlar karşısında ciddi bir duruş
geliştirilmesi gerekiyor.”
- Türkiye’nin küresel ve bölgesel rolü
Dünyanın, kurumların vizyonlarını kaybettiği ve teamüllerin
ortadan kalktığı bir sürece girdiğini belirten Çelik, “Kuzey Kore
ile sorunun çözümü için müzakerelerde yol alınırken, kısmi başarı
sağlanmışken, başarılı bir anlaşma olan İran anlaşmasının
bozulması, bir yandan diplomasi ile ilgili bu kadar başarılı bir
örnek ortaya konurken bir yandan diplomatik bir başarının bu
şekilde sabote edilmesi tabii çok sarsıcı olmuştur. Herkesin
yeniden düşünmesini getiren bir takım kapılar açmıştır.” görüşünü
dile getirdi.
Türkiye'nin dünyada yaşanan süreçlerde oynadığı gerek küresel
gerek bölgesel rolle barışa, istikrara katkı verebilecek kapasitesi
ve tecrübesi en yüksek siyasi aktör olarak gözüktüğünü anlatan
Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD’nin Kudüs ve İran nükleer
anlaşması kararlarının ardından yürüttüğü yüksek diplomasinin buna
örnek teşkil ettiğini kaydetti. Çelik, benzer bir diplomasinin
İngiltere ile Rusya arasındaki casus krizi ve Suriye’deki olaylar
bağlamında da sergilendiğinin altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İngiltere’ye yapacağı ziyaretin
İngiltere ile Türkiye ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcı
olacağına dikkati çeken Çelik, “Türkiye-İngiltere ilişkilerinin
özel, ayrıksı, önem verdiğimiz bir dönemde olduğunu söyleyebiliriz.
Kendileri de aynı hassasiyetle yaklaşıyorlar.” diye
konuştu.
Erdoğan’ın temaslarıyla ilgili bilgi de veren Çelik,
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth ve
Başbakan Theresa May ile görüşeceğini, düşünce kuruluşu Chatham
House’da bir konuşma yapacağını ve İngiltere’de yerleşik Türk
toplumuyla bir araya geleceğini söyledi.
Yorumlar