İİT Liderlik ve Girişimcilik Programı Sertifika Töreni

- Cumhurbaşkanı Erdoğan: (1) - "Son zamanda yeniden bir şeyi tekrar köpürttüler. Ne o? Ilımlı İslam. Bu 'ılımlı İslam' ifadesinin patenti nereye ait? Batı'ya ait. Şimdi belki de o ifadeyi kullanan şahıs, 'bu bana aittir' gibi de düşünüyor olabilir. Hayır, sana ait değil" - "Myanmar'ı, Arakan'ı yaşıyoruz. Acaba İslam dünyasının bütün ortakları burada aynı hissiyatı duyuyor mu? Duymuyor. Birleşmiş Milletler'de, bu yıl Genel Kurul'da bu işi gündeme getirdik. Genel Kurul'daki bu gündemde devlet başkanı olarak ne yazık ki iki devlet başkanı vardık, bir ben, bir de İran. Başbakan olarak sadece Bangladeş Şeyh Hasina, bir de Endonezya'dan Cumhurbaşkanı Yardımcısı, bir de Pakistan Başbakanı vardı. Bu kadar basit mi bu iş? Bu kadar parmak ucuyla tutulacak bir durum mu? Ama ne yazık ki böyle. Yani yüz binler ölüyor, Müslüman kardeşlerin ölüyor, umurunda değil"

Google Haberlere Abone ol
İİT Liderlik ve Girişimcilik Programı Sertifika Töreni

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Son zamanda yeniden bir şeyi tekrar köpürttüler. Ne o? Ilımlı İslam. Bu 'ılımlı İslam' ifadesinin patenti nereye ait? Batı'ya ait. Şimdi belki de o ifadeyi kullanan şahıs, 'bu bana aittir' gibi de düşünüyor olabilir. Hayır, sana ait değil." dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca düzenlenen "İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Kadın Danışma Konseyi Genç Kadınlar Liderlik ve Girişimcilik Programı Sertifika Töreni"ne katıldı.

"Gelecek İçin Müttefik" temalı programın tüm İslam alemi için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, 2 Kasım Perşembe günü İstanbul'da başlayan ve sertifika töreniyle sona erecek program süresince yurt içinden ve dışından birçok seçkin isimle bir araya gelindiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sertifika programında ekonomiden diplomasiye, kariyer planlamasından sosyoloji, tarih, sanat ve edebiyata kadar oldukça geniş bir yelpazede farklı tartışmalara şahit olunduğunu aktardı.

Programın, zengin bir içeriğe sahip olduğunu ve başarılı geçtiğini ümit ettiğini ifade eden Erdoğan, salonda bulunan katılımcılara "Burada edindiğiniz bilgi, birikim, tecrübe ve dostlukların inşallah hayatınızın her aşamasında, her safhasında sizlere farklı bir perspektif sunacağına inanıyorum." diye seslendi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ataların "önce yoldaş, sonra yol" dediklerini anımsatarak, gönül ve fikir birliği içinde hareket eden yol arkadaşları bulunduğu müddetçe, hiçbir yolun uzun olmadığını kaydetti.

Kalpleri, hedefleri, inançları, umut ve sevdaları bir olan toplulukların aşamayacağı engelin bulunmadığına işaret eden Erdoğan, "Hayatta asıl zenginlik, dost biriktirmektir. Burada geçirdiğiniz sürenin bu açıdan da sizler için bereketli ve verimli olduğuna inanıyorum." diye konuştu.

- "İslam dünyası, aynı hedefe aynı şekilde kilitlenmiyor"

Erdoğan, 1969'da kurulan İslam İşbirliği Teşkilatı'nın 56 üyesi ve 5 gözlemci üyesiyle bütün İslam ülkelerini bir araya getiren yegane platform olduğunu anlattı.

Türkiye'nin geçen yıldan bu yana teşkilatın dönem başkanlığını yürüttüğünü hatırlatan Erdoğan, Türkiye ve İslam dünyası için son derece önemli olan bu 2 yıllık sürecin en verimli şekilde değerlendirmeye çalışıldığını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müslümanların ve tüm insanlığın kanayan yaraları olan sorunların çözümü için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini kaydetti.

Hedeflerinin de on yıllardır ihmal edilen, çoğu zaman da görmezden gelinen ancak içten içe büyüyen meselelerin gündeme taşınmasının sağlanması olduğunu bildiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Peki başarılı mısınız? Onu da açık söylüyorum, çok da başarılı değiliz. Bunu bir öz eleştiri olarak söylemek zorundayım. Niye derseniz? Ne yazık ki İslam dünyası, aynı hedefe aynı şekilde kilitlenmiyor. İşte bir Myanmar'ı, Arakan'ı yaşıyoruz. Acaba İslam dünyasının bütün ortakları burada aynı hissiyatı duyuyor mu? Duymuyor. Birleşmiş Milletler'de, bu yıl Genel Kurul'da bu işi gündeme getirdik. Genel Kurul'daki bu gündemde 'devlet başkanı' olarak ne yazık ki iki devlet başkanı vardık, bir ben, bir de İran. Başbakan olarak sadece Bangladeş Şeyh Hasina, bir de Endonezya'dan Cumhurbaşkanı Yardımcısı, bir de Pakistan Başbakanı vardı. Bu kadar basit mi bu iş? Bu kadar parmak ucuyla tutulacak bir durum mu?"

Konuya böyle bakılmasının yanlış olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Ama ne yazık ki böyle. Yani yüz binler ölüyor, Müslüman kardeşlerin ölüyor, umurunda değil." dedi.

- "Tamam da siz ne yaptınız, bir de onu söyleyin"

Eşi Emine Erdoğan'ın Myanmar'a gitmesine ilişkin, kendisine bunun uluslararası alanda etkili olduğunun söylendiğini aktaran Erdoğan, "Tamam da siz ne yaptınız, bir de onu söyleyin. Çünkü bir elin nesi var, iki elin sesi var. Bunu yapmamız lazım. Eğer bu eller birbiriyle buluşmuyorsa, bu eller birbiriyle tokuşmuyorsa o zaman buradan netice almak mümkün değil. Bunu yapmamız lazım." değerlendirmesinde bulundu.

Kimse gelmese de Türkiye olarak sonuna kadar güç neyi gerektiriyorsa yapılmakta kararlı olunduğuna işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz petrol zengini değiliz, petrol kuyularımız yok ama olmasın. Şu anda 'dünyada en az gelişmiş ülkelere yardımda' bir numara Amerika, ikinci sırada biziz. Fakat milli gelire oranla baktığınız zaman birinci sırada Türkiye, ikinci sırada Amerika, üç İngiltere. Peki biz buna niye böyle bakıyoruz, niye bu şekilde yaklaşıyoruz? Çünkü biz 'veren el, alan elden üstündür' ilkesiyle hareket ediyoruz, olaya böyle bakıyoruz. Biz yüzleşmediğimiz her soruna, bizden sonraki nesillere bırakılmış ağır bir yük olarak bakıyoruz. Tüm Müslümanların da kendi meselelerine bu anlayışla yaklaşması, önlerindeki sorunların üzerine cesaretle, kararlılıkla gitmesi şarttır."

- "Halen o odak sapmasının sancısını yaşıyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müslümanlar olarak ihmal edilen alanların başında hiç şüphesiz kadınların durumunun geldiğini vurguladı.

Peygamber Efendimizin "cennet, annelerin ayakları altındadır" ifadesiyle övdüğü anneyi maalesef olması gereken yere çıkarmada ümmetin başarılı bir sınav veremediğini, hala da veremediğini belirten Erdoğan, "İslam, Allah'tan başka hiçbir gücün kulluğuna izin vermeyerek, insanı özgürleştiren, zincirlerinden kurtaran bir dindir. Dinimizin taşıyıcı sütunları tevhittir, ahlaktır, hürriyettir ve adalettir. Bunun üzerinde ısrarla durmamız lazım." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin 14 asırlık medeniyet müktesebatına bakıldığında sanattan mimariye, siyasetten beşeri münasebetlere kadar bu ilkelerin izlerinin görüldüğünü kaydetti.

Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Asırlar boyunca İslam aleminin ilmin, irfanın, hikmetin ve adaletin merkezi olması işte bu anlayış sayesinde olmuştur. Ne zamanki odak şaşmıştır, işte o zaman gerileme başlamıştır. Bugün halen o odak sapmasının sancısını yaşıyoruz. Maalesef, bunun bedelini ağır ödüyoruz. Özellikle kadınlarla ilgili konularda buna şahit oluyoruz. Birçok İslam ülkesinde kadınların sosyal, siyasal ve beşeri rollerini İslam dininin prensipleri değil, kalıplaşmış toplumsal alışkanlıklar belirliyor. İşte şimdi son zamanda yeniden bir şeyi tekrar köpürttüler. Ne o? Ilımlı İslam. Bu 'ılımlı İslam' ifadesinin patenti nereye ait? Batı'ya ait. Şimdi belki de o ifadeyi kullanan şahıs, 'bu bana aittir' gibi de düşünüyor olabilir. Hayır sana ait değil."

(Sürecek)

Yorumlar