İçişleri Bakanı Soylu, NTV canlı yayınına katıldı

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: (3) - "FETÖ bizim akıllarımızı durduran bir yapılanma ortaya koymuş. Şu anda öyle bir noktaya gelmişler ki Avrupa'yı, Amerika'yı ikna etmişler. Bakmayın şimdi Avrupa yavaş yavaş çözülmeye başladı bu konuda, bize hak verir duruma gelmeye başladı" - "Tayyip Erdoğan olmasaydı bugün Türkiye belki de ifade edilemeyecek kadar baskı ve despotluk altında bir ülke, sadece bir yere bağlı, okyanus ötesine bağlı bir ülke haline gelecekti" - "(Kılıçdaroğlu'nun telefonlarının dinlendiği iddiası) Türkiye'de değil Kemal Kılıçdaroğlu, kanunsuz şekilde bir kişi dinleniyorsa sokağa çıkmam ben, bırakın siyaset yapmayı"

Google Haberlere Abone ol
İçişleri Bakanı Soylu, NTV canlı yayınına katıldı

İSTANBUL (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "FETÖ bizim akıllarımızı durduran bir yapılanma ortaya koymuş. Şu anda öyle bir noktaya gelmişler ki Avrupa'yı, Amerika'yı ikna etmişler. Bakmayın şimdi Avrupa yavaş yavaş çözülmeye başladı bu konuda, bize hak verir duruma gelmeye başladı." dedi.

Bakan Soylu, NTV'de katıldığı programda, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "telefonlarımız dinleniyor" iddiasına ilişkin, Türkiye'de telefonların yargı kararıyla dinlendiğini kaydetti.

"Bu tam seçime göre bir manipülasyondur. Elde done olmayınca bu tip hayal ürünü senaryolarla gündem oluşturulmaya çalışılır. Bu çok açıktır, yıllardan beri de yapılmıştır. Türkiye'de değil Kemal Kılıçdaroğlu, kanunsuz şekilde bir kişi dinleniyorsa sokağa çıkmam ben, bırakın siyaset yapmayı" diyen Soylu, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu ve mahkeme karar vermeden dinleme yapılamayacağını dile getirdi.

Soylu, "Çok önemli şahsiyetler telefonlarının sürekli dinlendiğini düşünürler. Böyle bir şey söz konusu değildir, böyle bir şey yok. Ancak, Türkiye'de telefon yargı kararıyla dinlenir ve yargı kararıyla beraber yapılmak zorundadır zaten. Kimler dinlenir? Teröristler dinlenir, yargı kararıyla dinlenir. Uyuşturucu tacirleri dinlenir, yargı kararıyla dinlenir, organize suç örgütleri dinlenir, yargı kararıyla dinlenir. Bunlar otomatik olarak yargı kararıyla dinlenirler zaten ama Kemal Kılıçdaroğlu'nu veya X, Y, Z'yi dinleyebilecek bir şey söz konusu değildir Türkiye'de. Bu deli saçması bir şeydir. Bunu söylemekle aslında kendi ülkesine bir güvensizlik ortaya koymaktır." ifadelerini kullandı.

FETÖ ile mücadeleye de değinen Soylu, şöyle konuştu:

"Bu birbiri içine geçmiş bir örgüt. Birinci yaptığımız operasyon şuydu; 15 Temmuz günü FETÖ'de tespit ettiğimiz kişilere hemen operasyonu yaptık ve oradan davalar başladı. İki, bir Bylock listesi üzerinden yaptık. Üç, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin mahrem yapılanmasıyla ilgili yapıldı. Dört, ardışık arama, ankesör sistemi... Bu şu demektir, bunlar bir araya gelecekleri zaman bir büfeden telefon açarlar veya telekom merkezleri var. Kendi yapılanması içerisindeki kişileri sürekli olarak arayıp bir hafta, 15 gün, bir ay içerisinde toplantılara çağırıyor. Biz onların üzerinden giderek bir ardışık operasyon yaptık. Emniyetin çok başarılı bir operasyonudur bu. Aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, emniyetin mahrem yapılanması, bunlar sonra çıktı. Bunun dışında gaybubet, hijyen evleri... Hala takip ettiğimiz yerler var. İtiraflar var, bu itiraflar üzerinden yakaladıklarımız var. Bunların hemen hepsi önemli ölçüde takip edilmektedir. FETÖ bizim akıllarımızı durduran bir yapılanma ortaya koymuş. Şu anda öyle bir noktaya gelmişler ki Avrupa'yı, Amerika'yı ikna etmişler. Bakmayın şimdi Avrupa yavaş yavaş çözülmeye başladı bu konuda, bize hak verir duruma gelmeye başladı. Birçok ülkede öyle yöntemler kullanmışlar ki akla ziyan yöntemler kullanmışlar."

FETÖ ile mücadelede daha yapılacak işlerin olduğuna dikkati çeken Soylu, "FETÖ'de cezaevi dahil olmak üzere, dışarısı dahil olmak üzere halen yapmamız gereken çok şey var. Bunun üzerine acımasızca gitmeliyiz. Eğer gitmezsek, 'aman tamam bu iş bitsin, artık bir noktaya geldi' dersek bilesiniz ki Türkiye karşılaşmayacağı kadar zor durumlarla karşılaşabilir." dedi.

Bakan Soylu, "Bu ülkede iş adamlarının sermayelerine çöktüler, ses çıkaramıyorlar şimdi. Tayyip Erdoğan olmasaydı bugün Türkiye belki de ifade edilemeyecek kadar baskı ve despotluk altında bir ülke, sadece bir yere bağlı, okyanus ötesine bağlı bir ülke haline gelecekti." diye konuştu.

Soylu, HDP'nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş'ın cezaevinden çıkarılmasını isteyenlere, "Bugün Selahattin Demirtaş'ı içeriden çıkarmak isteyenler yarın kazara Allah korusun FETÖ'cüleri de içeriden çıkartmak için ciddi bir uğraş içerisinde olurlar." dedi.

- "Türkiye terör konusunda işini yarım bırakmamalıdır"

"Türkiye işini özellikle terör konusunda PKK, FETÖ, DHKP-C ve aynı zamanda DEAŞ konusunda kesinlikle yarım bırakmamalıdır." diyen Soylu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Cezaevleri terör örgütü üyelerinin önemli kuluçka merkezleri arasında. Bizim cezaevi kapasitemiz 130-140 bin. 60 bin uyuşturucudan var, 40 bine yakın bunlardan (FETÖ) var, toplam 100 bin. Diğerlerini saymıyorum. Cezaevi içerisinde de kendilerini sürekli olarak birbirlerini gördükleri için motive ediyorlar. Şimdi yeni cezaevleri yapıyoruz. Yeni cezaevleriyle beraber bunları ayrıştıracağız. Ayrıştırdığımız zaman bunlar o motivasyonu bulamayacaklar. Cezaevlerine aileleri, görüşmecileri, avukatları gidiyor. Aynen PKK'da böyledir, DHKP-C'de böyledir. Esas itibariyle onların kuluçka yaptıkları yerlerin önemli bölümü cezaevleridir. Türkiye'nin bu konularda tamamen steril olabilmesi için çok adımlar atılması lazım. Dışarıyı kontrol edebiliyorsunuz bazen ama cezaevlerinin içerisinde yapabildikleri bir şey yok, yapabilecekleri de yok ama motivasyonlarını devam ettiriyorlar. Orada motivasyonlarını devam ettirince bunu çok anlamlı şekilde dışarıya... Bir de okyanus ötesinden, bunların terörist başı var. O terörist başı da çok doğal olarak her hafta yayınladığı sözde sohbetleriyle birlikte buraya başka bir motivasyon veriyor. Onun için burada bütün birimlerimiz çok dikkatli bir çalışma ortaya koymaktadırlar. Biz devlet olarak istihbari anlamda da somut anlamda da suçunu görmediğimizin hemen gereğini yerine getiriyoruz. Hiç bu konuda bir endişemiz söz konusu değil. Mesela emniyette binlerce insanı tekrar görevine iade ettik, İçişleri Bakanlığında binlerce insanı tekrar görevine iade ettik. Mali İdarelerde binlerce insanı görevine iade ettik."

(Sürecek)

Yorumlar