Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de
öldürülmesine ilişkin eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire
Başkanı Ramazan Akyürek, eski İstihbarat Daire Başkanlığı Personel
Şube Müdürü Coşgun Çakar ve eski İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube
Müdürü Ali Fuat Yılmazer ile Yargıtay'ın bozduğu ana davanın 8
sanığının da aralarında bulunduğu 35 kişinin yargılanmasına devam
ediliyor.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki 20. duruşmaya, bu davanın
yanı sıra FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturmalarla davalarda tutuklu
bulunan Akyürek ile dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin
Cerrah, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, eski İstanbul
İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler ve eski İstihbarat Daire
Başkanı Sabri Uzun ve sanık avukatları ile Dink ailesinin
avukatları katıldı.
Ana dava dosyası sanıklarından hükümlü Ogün Samast'ın da hazır
bulunduğu duruşmaya, yine başka suçtan tutuklu iki sanığın da Ses
ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlantı kurularak,
duruşmaya katılımı sağlandı.
Duruşma, dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan
Güler'in çapraz sorgusunun yapılmasıyla devam ediyor.
Kamu görevlilerine ilişkin davanın
iddianamesinden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu
tarafından hazırlanan 168 sayfalık iddianamede, Ramazan Akyürek ile
Coşgun Çakar'ın "tasarlayarak kasten öldürmek" suçundan
ağırlaştırılmış müebbet, "silahlı örgüt kurmak, resmi belgede
sahtecilik, resmi belgeyi yok etme ve görevi kötüye kullanma"
suçlarından da 23'er yıldan 44'er yıla kadar hapisle
cezalandırılması talep ediliyor.
Sanıklardan Ali Fuat Yılmazer'in "tasarlayarak kasten öldürmek"
suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "silahlı örgüt kurma, resmi
belgeyi yok etme ve görevi kötüye kullanma" suçlarından 19 yıldan
32 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede,
dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü olan Emniyet Genel Müdürlüğü
İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç ve eski İstanbul İstihbarat
Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'in "kasten öldürmenin ihmali
davranışla işlenmesi ve görevi kötüye kullanma" suçlarından 15 yıl
altışar aydan 22'şer yıla kadar hapisle cezalandırılması
öngörülüyor.
Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve eski
İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun'un "görevi kötüye kullanma"
suçundan 6 aydan ikişer yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen
iddianamede, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ve eski
Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarattan Sorumlu Müdür Yardımcısı
Hasan Durmuşoğlu'nun "kasten öldürmenin ihmali davranışla
işlenmesi, görevi kötüye kullanma ve resmi belgeyi yok etme"
suçlarından 18 yıl altışar aydan 29 yıl altışar aya kadar hapis
cezasına çarptırılması talep ediliyor.
Cinayetin işlendiği dönemde İstihbarat Daire Başkanlığında görevli
komiser Yılmaz Angın, İstihbarat Daire Başkanlığı C Büro Şube Müdür
Yardımcılığı görevini yürüten Tamer Bülent Demirel ve Osman Gülbel,
Trabzon'da polis memurluğu yapan Muhittin Zenit, Mehmet Ayhan, Onur
Karakaya, komiser yardımcısı Özkan Mumcu, Trabzon İstihbarat Şube
Müdür Yardımcısı görevini yürüten Ercan Demir ve Trabzon İstihbarat
Şube Müdürlüğü yapan Faruk Sarı hakkında "tasarlayarak kasten
öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilen
iddianamede, bu sanıklar hakkında ayrıca ''silahlı örgüte üye
olmak, resmi belgede sahtecilik, resmi belgeyi yok etme ve görevi
kötüye kullanma'' suçlarından çeşitli hapis cezaları isteniyor.
İddianamede, dönemin İstihbarat Daire Başkanlığında görevli şube
müdürü Yunus Yazar, eski İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdür
Yardımcısı Ali Poyraz, o dönem komiser olan Hamdi Egbatan, Mehmet
Akif Yılmaz, Serkan Şahan, Ömer Faruk Kartın, polis memuru Mehmet
Uçar ve dönemin mülkiye müfettişi Şükrü Yıldız'ın ise "silahlı
örgüte üye olmak, resmi belgede sahtecilik, resmi belgeyi yok etme
ve görevi kötüye kullanma" suçlarından çeşitli hapis cezalarına
çarptırılmaları talep ediliyor.
Soruşturma kapsamında başka suçtan tutuklu Ali Fuat Yılmazer ile
diğer sanıklar Ramazan Akyürek, Muhittin Zenit, Özkan Mumcu ve
Ercan Demir'in tutuklanmasına hükmedilmiş, bu sanıklardan Zenit ve
Mumcu, davaların birleştirilmesi sonrası ilk duruşmada tahliye
edilmişti.
Süreç
Dönemin özel yetkili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 19 sanığın
yargılandığı davada 17 Ocak 2012'de verdiği kararla tutuklu sanık
Yasin Hayal'in, "Hrant Dink'i tasarlayarak öldürmeye azmettirmek"
suçundan ağırlaştırılmış müebbet, yazar Orhan Pamuk'u tehdit
etmekten 3 ay ve "ruhsatsız silah bulundurmak" suçundan da 1 yıl
hapisle cezalandırılmasını, "silahlı terör örgütü yöneticisi olmak"
suçundan ise beraatını kararlaştırmıştı.
Tutuklu sanıklardan Erhan Tuncel'in de toplam 10 yıl 6 ay hapisle
cezalandırılmasına hükmederek tahliyesine karar veren heyet,
sanıklardan Ersin Yolcu'yu 12 yıl 6 ay, Ahmet İskender'i 13 yıl 4
ay ve Salih Hacısalihoğlu'nu 2 ay 15 gün hapisle cezalandırmış,
bütün sanıkların "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan beraatına
hükmetmişti.
Bozma kararı
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, "örgüt" yönünden verilen beraat kararını
bozmuş, sanıkların "silahlı terör örgütü" değil, "suç işlemek
amacıyla oluşturulan örgüt" üyesi oldukları gerekçesiyle
yargılanmalarına hükmetmişti. "Kasten öldürmeye azmettirme'' ve
"Orhan Pamuk'u tehdit"
suçlarından sanık Yasin Hayal'e verilen mahkumiyet kararını ise
onayan daire, Yasin Hayal hakkında ''silahlı terör örgütü kurma,
yöneticisi olma'' suçundan verilen beraat kararını ise ''suç örgütü
kurma ve yönetme'' suçundan mahkumiyet gerektiği için bozmuştu.
Sanıklardan Erhan Tuncel'in ''patlayıcı madde imal etme'' suçundan
mahkumiyet kararını onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, ''kasten
öldürmeye azmettirme'' suçundan beraat hükmünü ise sanığın Dink'in
öldürülmesi suçuna yardım suretiyle iştirak etmesi sebebiyle
mahkumiyeti gerektiği için bozmuştu. ''Silahlı terör örgütü
yöneticisi olma'' suçundan beraat kararı da ''suç örgütü üyesi
olma'' suçundan mahkumiyeti gerektiği gerekçesiyle bozulan Tuncel
hakkında, Trabzon'da 24 Ekim 2004'te McDonalds'ın bombalanması
olayında, ''genel güvenliği kasten tehlikeye sokma, mala zarar
verme ve 6 ayrı kasten yaralama'' suçlarından verilen mahkumiyet
kararı da bozulmuş, bu eyleminin ''6 ayrı kasten öldürmeye
teşebbüs'' suçunu oluşturacağına karar verilmişti.
Yargıtayın kararının ardından davanın yeniden görülmesine İstanbul
14. Ağır Ceza Mahkemesinde başlanmış, bu mahkemede 6 duruşma
yapıldıktan sonra dosya, Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10.
maddesiyle görevli ağır ceza mahkemelerinin kaldırılması üzerine
İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmişti. İstanbul 14. Ağır
Ceza Mahkemesi, kamu görevlilerine ilişkin iddianameyi kabul
ettikten sonra dava dosyasını, Ogün Samast, Yasin Hayal ve Erhan
Tuncel'in de aralarında bulunduğu, haklarındaki hükümler Yargıtay
tarafından bozulan 8 sanıklı ana davayla birleştirilmesi için
İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesine göndermişti.
Bu mahkemenin heyeti, "Birleştirme kararında muvafakat talep
edilmediği, mahkemenin terör suçlarına bakmakla görevli olmadığı,
ana davada yargılamanın ileri aşamaya geldiği ve bu davada
yargılananlarla yeni davada yargılanacak kamu görevlileri arasında
ortak sanık bulunmadığı" gerekçeleriyle dosyayı İstanbul 14. Ağır
Ceza Mahkemesine iade etmişti. Mahkemeler arasındaki uyuşmazlığın
giderilmesi için dosyaların gönderildiği Yargıtay 5. Ceza Dairesi,
iki davanın birleştirilmesini ve birleşen davanın İstanbul 14. Ağır
Ceza Mahkemesinde görülmesini karara bağlamıştı.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar