Hrant Dink cinayeti davası
- FETÖ elebaşı Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma ve eski emniyet görevlileri ile ana dava hükümlülerinin de aralarında bulunduğu 85 sanıklı davanın 12. duruşması başladı - Duruşma, celse arası mahkemeye gelen belgelerin okunmasıyla devam ediyor
İSTANBUL (AA) - Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant
Dink'in öldürülmesine ilişkin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ)
elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler,
jandarma ve eski emniyet görevlileri ile ana dava hükümlülerinin de
aralarında bulunduğu 16'sı tutuklu, 10'u firari 85 sanıklı davanın
12. duruşması başladı.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, bu davanın yanı sıra Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik diğer davalarda da tutuklanan eski emniyet müdürleri Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer, Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz, gazeteci Ercan Gün ile eski jandarma-emniyet görevlilerinin de aralarında yer aldığı 13 tutuklu sanık katıldı.
Eski Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay'ın da yer aldığı 6 tutuksuz sanığın da hazır bulunduğu duruşmaya, bazı tutuklu veya hükümlü sanıkların Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılımı sağlandı.
Duruşmada celse arasında mahkemeye gelen belgeler okunuyor.
Bu arada, duruşma başlamadan önce "Hrant'ın Arkadaşları" adına, dava süreciyle ilgili açıklama yapıldı.
- Kamu görevlilerine ilişkin davanın iddianamesinden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu
tarafından hazırlanan 168 sayfalık iddianamede, Ramazan Akyürek ile
Coşgun Çakar'ın "tasarlayarak kasten öldürmek" suçundan
ağırlaştırılmış müebbet, "silahlı örgüt kurmak, resmi belgede
sahtecilik, resmi belgeyi yok etme ve görevi kötüye kullanma"
suçlarından da 23 yıldan 44'er yıla kadar hapisle cezalandırılması
talep ediliyor.
Sanıklardan Ali Fuat Yılmazer'in "tasarlayarak kasten öldürmek"
suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "silahlı örgüt kurma, resmi
belgeyi yok etme ve görevi kötüye kullanma" suçlarından 19 yıldan
32 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede,
dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü olan Emniyet Genel Müdürlüğü
İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç ve eski İstanbul İstihbarat
Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'in "kasten öldürmenin ihmali
davranışla işlenmesi ve görevi kötüye kullanma" suçlarından 15 yıl
6 aydan 22'şer yıla kadar hapisle cezalandırılması
öngörülüyor.
Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve eski
İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun'un "görevi kötüye kullanma"
suçundan 6 aydan ikişer yıla kadar hapisle cezalandırılması talep
edilen iddianamede, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ve
eski Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarattan Sorumlu Müdür
Yardımcısı Hasan Durmuşoğlu'nun "kasten öldürmenin ihmali
davranışla işlenmesi, görevi kötüye kullanma ve resmi belgeyi yok
etme" suçlarından 18 yıl 6 aydan 29 yıl altışar aya kadar hapis
cezasına çarptırılması isteniyor.
Cinayetin işlendiği dönemde İstihbarat Daire Başkanlığında
görevli komiser Yılmaz Angın, İstihbarat Daire Başkanlığı C Büro
Şube Müdür Yardımcılığı görevini yürüten Tamer Bülent Demirel ve
Osman Gülbel, Trabzon'da polis memurluğu yapan Muhittin Zenit,
Mehmet Ayhan, Onur Karakaya, komiser yardımcısı Özkan Mumcu,
Trabzon İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı görevini yürüten Ercan
Demir ve Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü yapan Faruk Sarı
hakkında "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış
müebbet hapis cezası talep edilen iddianamede, bu sanıklar hakkında
ayrıca ''silahlı örgüte üye olmak, resmi belgede sahtecilik, resmi
belgeyi yok etme ve görevi kötüye kullanma'' suçlarından farklı
oranlarda hapis cezaları isteniyor.
İddianamede, dönemin İstihbarat Daire Başkanlığında görevli Şube
Müdürü Yunus Yazar, eski İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdür
Yardımcısı Ali Poyraz, o dönem komiser olan Hamdi Egbatan, Mehmet
Akif Yılmaz, Serkan Şahan, Ömer Faruk Kartın, polis memuru Mehmet
Uçar ve dönemin mülkiye müfettişi Şükrü Yıldız'ın ise "silahlı
örgüte üye olmak, resmi belgede sahtecilik, resmi belgeyi yok etme
ve görevi kötüye kullanma" suçlarından farklı oranlarda hapis
cezalarına çarptırılmaları talep ediliyor.
- Süreç
Dönemin özel yetkili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 19
sanığın yargılandığı davada 17 Ocak 2012'de verdiği kararla tutuklu
sanık Yasin Hayal'in, "Hrant Dink'i tasarlayarak öldürmeye
azmettirmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, yazar Orhan Pamuk'u
tehdit etmekten 3 ay ve "ruhsatsız silah bulundurmak" suçundan da 1
yıl hapisle cezalandırılmasını, "silahlı terör örgütü yöneticisi
olmak" suçundan ise beraatini kararlaştırmıştı.
Tutuklu sanıklardan Erhan Tuncel'in de 10 yıl 6 ay hapisle
cezalandırılmasına hükmederek tahliyesine karar veren heyet,
sanıklardan Ersin Yolcu'yu 12 yıl 6 ay, Ahmet İskender'i 13 yıl 4
ay ve Salih Hacısalihoğlu'nu 2 ay 15 gün hapisle cezalandırmış,
bütün sanıkların "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan beraatine
hükmetmişti.
- Bozma kararı
Yargıtay 9. Ceza Dairesi de "örgüt" yönünden verilen beraat
kararını bozarak, sanıkların "silahlı terör örgütü" değil, "suç
işlemek amacıyla oluşturulan örgüt" üyesi oldukları gerekçesiyle
yargılanmalarına hükmetmişti.
"Kasten öldürmeye azmettirme'' ve "Orhan Pamuk'u tehdit"
suçlarından sanık Yasin Hayal'e verilen mahkumiyet kararını onayan
daire, Yasin Hayal hakkında ''silahlı terör örgütü kurma,
yöneticisi olma'' suçundan verilen beraat kararını ise ''suç örgütü
kurma ve yönetme'' suçundan mahkumiyet gerektiği için
bozmuştu.
Sanıklardan Erhan Tuncel'in ''patlayıcı madde imal etme''
suçundan mahkumiyet kararını onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi,
''kasten öldürmeye azmettirme'' suçundan beraat hükmünü ise sanığın
Dink'in öldürülmesi suçuna yardım suretiyle iştirak etmesi
sebebiyle mahkumiyeti gerektiği için bozmuştu.
"Silahlı terör örgütü yöneticisi olma'' suçundan beraat kararı
da ''suç örgütü üyesi olma'' suçundan mahkumiyeti gerektiği
gerekçesiyle bozulan Tuncel hakkında, Trabzon'da 24 Ekim 2004'te
McDonalds'ın bombalanması olayında, ''genel güvenliği kasten
tehlikeye sokma, mala zarar verme ve 6 ayrı kasten yaralama''
suçlarından verilen mahkumiyet kararı da bozulmuş, bu eyleminin ''6
ayrı kasten öldürmeye teşebbüs'' suçunu oluşturacağına karar
verilmişti.
Yargıtay kararının ardından davanın yeniden görülmesine İstanbul
14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlanmış, bu mahkemede 6 duruşma
yapıldıktan sonra dosya, Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10.
maddesiyle görevli ağır ceza mahkemelerinin kaldırılması üzerine
İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmişti.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, kamu görevlilerine ilişkin
iddianameyi kabul ettikten sonra dava dosyasını, Ogün Samast, Yasin
Hayal ve Erhan Tuncel'in de aralarında bulunduğu, haklarındaki
hükümler Yargıtay tarafından bozulan 8 sanıklı ana davayla
birleştirilmesi için İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk
etmişti. Bu mahkemenin heyeti, "Birleştirme kararında muvafakat
talep edilmediği, mahkemenin terör suçlarına bakmakla görevli
olmadığı, ana davada yargılamanın ileri aşamaya geldiği ve bu
davada yargılananlarla yeni davada yargılanacak kamu görevlileri
arasında ortak sanık bulunmadığı" gerekçeleriyle dosyayı İstanbul
14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne iade etmişti.
Mahkemeler arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi için dosyaların
gönderildiği Yargıtay 5. Ceza Dairesi, iki davayı birleştirip,
davaların İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesine karar
vermişti.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen,
eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler ve jandarma görevlilerinin de
aralarında bulunduğu 50 sanık hakkında Hrant Dink cinayetine
ilişkin açılan yeni davanın, aralarında Ogün Samast, Erhan Tuncel,
eski emniyet müdürleri Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Coşkun
Çakar'ın da yer aldığı 35 sanıklı ana dava ile birleştirilmesine
hükmetmişti.
Heyet, birleşen 85 sanıklı Hrant Dink cinayeti davası kapsamında, FETÖ elebaşısı sanık Fetullah Gülen'in yurt dışında bulunması ve kendisine ulaşılamaması nedeniyle gıyaben tutuklanmasını, aralarında Ekrem Dumanlı, Zekeriya Öz'ün de bulunduğu 6 sanık hakkında da yakalama kararı çıkarılmasını kararlaştırmıştı.
Yorumlar