Hrant Dink cinayeti davası

- FETÖ elebaşı Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, eski emniyet müdürleri Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Coşgun Çakar ve ana dava dosyası sanıkları Ogün Samast, Erhan Tuncel ile jandarma görevlileri, gazeteciler Ekrem Dumanlı ve Ercan Gün'ün de aralarında bulunduğu 25'i tutuklu 10'u firari 85 sanıklı davanın altıncı duruşması başladı - Tutuklu sanık Atilla Güçlüoğlu: - "Katil zanlısının yakalanma olayına katıldığımız için çok heyecanlı ve gururluyduk. O zaman 'Jandarma mı, polis mi?' yakaladı diye tartışılıyordu. 'İki jandarma Ogün Samast'ın sağına ve soluna geçerek fotoğraf çektirsin.' dedim. Bayraklı fotoğraf çekilmesi için kesinlikle emir vermedim. Hatta ben de gidip Ogün Samast'ın yanında fotoğraf çektirdim. Bu tamamen doğaçlama, spontane şekilde kurgulanmadan meydana gelen bir şeydi"

Google Haberlere Abone ol
Hrant Dink cinayeti davası

İSTANBUL (AA) - Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, eski emniyet müdürleri Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Coşgun Çakar ve ana dava dosyası sanıkları Ogün Samast, Erhan Tuncel ile jandarma görevlileri, gazeteciler Ekrem Dumanlı ve Ercan Gün'ün de aralarında bulunduğu 25'i tutuklu 10'u firari 85 sanıklı davanın görülmesine devam ediliyor.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde, dosyaların birleştirilmesinin ardından görülen altıncı duruşmaya, bu davanın yanı sıra FETÖ/PDY'ye yönelik diğer davalarda da tutuklu bulunan Ramazan Akyürek, gazeteci Ercan Gün ile jandarma görevlilerinin de aralarında bulunduğu 20 tutuklu sanık katıldı.

Tutuksuz yargılanan 3 sanığın geldiği duruşmada, tarafların avukatları da hazır bulundu.

Duruşma, dönemin Samsun İl Jandarma Komutanlığı Asayiş Şube Müdürü emekli Yarbay Atilla Güçlüoğlu'nun savunması alındı.

HTS kayıtlarına dayanılarak niyet okumayla 4,5 aydır tutuklu olduğunu belirten Güçlüoğlu, görevli olduğu birimde basın bürosu olmadığı için basınla ilgili görüşmeleri kendisinin yaptığını, bu nedenle sanıklardan gazeteci Muammer Ay ile bölgedeki "Baba oğlunu vurdu tarlaya gömdü" başlıklı bir cinayet haberine ilişkin görüştüğünü söyledi.

Ogün Samast'ın yakalanması için Samsun Otagarı'na gittiğinde emniyet biriminin de orada olduğunu dile getiren Güçlüoğlu, şöyle devam etti:

"Otobüse sivil olarak girmemiz zorunluydu. Samast'ın silahlı olma ihtimali vardı. Ön kapıdan normal yolcu olarak otobüse girdik. Ogün Samanst'ı polisler aldı. Jandarma da etrafında güvenlik alarak indirdik. Katil zanlısının emniyet personeli tarafından TEM şubede bulunan çay ocağına götürülmesinde jandarma personelinin hiçbir dahli olmamıştır. Birol Ustaoğlu yanımıza gelerek, 'katil zanlısının üzerinde bulunan bayrağı açarak fotoğraf çektirmek istediğini, eğer bayrakla fotoğraf çektirirse cinayete ilişkin her şeyi anlatacağını söylediğini' belirtti. Katil zanlısının yakalanma olayına katıldığımız için çok heyecanlı ve gururluyduk. O zaman 'Jandarma mı, polis mi?' yakaladı diye tartışılıyordu. 'İki jandarma Ogün Samast'ın sağına ve soluna geçerek fotoğraf çektirsin.' dedim. Ama bayraklı değil. Bayraklı fotoğraf çekilmesi için kesinlikle emir vermedim. Hatta ben de gidip Ogün Samast'ın yanında fotoğraf çektirdim. Bu tamamen doğaçlama, spontane şekilde kurgulanmadan meydana gelen bir şeydi. Bu fotoğrafa bakıldığında katil zanlısını kahraman olarak göstermek amacıyla değil, Jandarma Genel Komutanlığı'na gönderilecek ciddiyette olduğu anlaşılacaktır. Bu fotoğrafın algı olarak kullanılabileceği o dönem hiç kimsenin düşünmediğini sanıyorum. Bu fotoğraflar kesinlikle basına verilmek amacıyla çektirilmedi."

Fotoğraflar ve görüntülerin müfettişlere teslim edildikten 3 gün sonra medyada yayınlandığını ifade eden Güçlüoğlu, çelik kasada muhafaza edilen fotoğraf ve kamera kaydının yer aldığı CD'ler müfettişlere verilene kadar, jandarmanın çektiği hiçbir görüntünün basına sızmadığını kaydetti.

Güçlüoğlu, Dink ailesinin avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu'nun, Ogün Samast'ın zaten sağdan, soldan ve yandan fotoğrafının çekilmiş olmasına rağmen, yeniden ve bayrakla neden fotoğrafının çekildiğine ilişkin soruları üzerine, jandarma görevlilerinin de operasyonda yer aldığını göstermek, arşivde kalması ve Jandarma Genel Komutanlığı'na göndermek için fotoğrafın çekildiğini söyledi.

Atilla Güçlüoğlu, fotoğraf çekilirken "Personel yanına geçsin, bayrak açılsın." diye bir talimatının olmadığını ifade etti.

- "Yarbay olduğum gün emekli oldum"

Savunmasını yaparken ağladığı görülen Güçlüoğlu, şunları kaydetti:

"FETÖ'yle illiyet bağım yok. ByLock, Eagle kullanmadım. Eşim ile katalog evliliği yapmadım. Örgütün bankalarında hiçbir işlem yapmadım. Himmet parası vermedim nasıl verileceğini bilmem. NATO ve yurt dışı görevlerinde hiç bulunmadım. FETÖ'cülerin çoğu gibi personel şube ve istihbarat birimlerinde hiç çalışmadım. FETÖ'cüler gibi son nefesime kadar orduda kalmak için hiç uğraşmadım. Yarbay olduğum gün emekli oldum. Yaptığım her işi emir komuta zinciri içinde yaptım. Görüntüleri kesinlikle ben sızdırmadım. Algı yaratmaya çalışmadım."

Duruşma, sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.

Yorumlar