Hintliler neden tavuk, yumurta, et yemez?

Hintliler neden tavuk, yumurta, et yemez veya Hintliler neden et yemez soruları sıklıkla cevabı merak edilen sorulardan bazılarıdır. Peki, Hindistan'da et yemek veya Hindular için et yemek neden sakıncalıdır, neden yemezler.

Google Haberlere Abone ol
Hintliler neden tavuk, yumurta, et yemez?

Hintliler neden tavuk, yumurta, et yemez veya Hintliler neden et yemez demek daha doğru sorma şekli olur. Çünkü Hintliler etin hiçbir çeşidini yemiyorlar. Özellikle de Dangal filminde babanın güçlenmeleri için kızlarına zorla tavuk eti yedirmeye çalışması ve yedirmesi sonrasında evde yaşananlar görenleri şaşırtıyor. Çünkü evde ilk kez tavuk eti yeniyor. Aslında ilk kez et yeniyor dememiz daha doğrusu olur. Hindular, yaşayan tüm canlıların ruhu olduğuna inanırlar. Ölümden sonra yeniden bir yaşama doğacaklarına, dünyaya geleceklerine; yani reenkarnasyona inanırlar. Önceki hayatlarını uygunsuz bir şekilde yaşayan ruhların, yeni yaşamlarını bir hayvanın bedeninde yaşayabileceklerine inanırlar. Bu nedenle bütün hayvanlara büyük saygı duyarlar.

Hintliler neden tavuk yemez?
Dangal filminde, Hintli bir baba güçlenmeleri için kızlarına zorla tavuk eti yedirir.

 

Sanılanın aksine, bizim düşündüğümüz gibi ineğe tapmazlar; ineğe saygı duyarlar. Krishna isimli tanrının ineğin vücudunda beden bulduğuna inanırlar. Bu sebeple ineğe asla zarar vermezler, etini yemezler. Artı olarak, ineğin etini yemekten öte, ondan 5 farklı şekilde yarar sağlayabilirler, yünü, sütü, peyniri, idrarı ve dışkısı. Dışkısı tezek olarak kullanılabilir ki zaten ülkemizde de hayvan dışkısını tezek olarak evlerin duvarlarını örmekte bile kullanıyoruz.

Hintliler neden tavuk yemez?
Havyansal ürünlere biraz mesafeliler

 

İneğin idrarının da vücuda çok yararlı olduğunu düşünüyorlar. İnek idrarı içmeye başladığından itibaren diyabet hastalığının kontrol altına aldığına inananlar var. Ve hatta, ineğin idrarından, diş macunu, banyo sabunu, bitkisel ilaçlar bile ticaret ürünü olarak kullanılıyor. İdrarı içilecek olan ineğin bakire olması gerekiyor.

Hindular neden sığır eti yemez? Hak dinlerde kitaba el basarak yemin edilmesi gibi, Hinduizm’de de ineğin kuyruğu tutularak yemin ediliyor.

İneği öldürmek, zarar vermek Hindistan’da suç olarak kabul ediliyor. Yalnız, yanlışlıkla bir ineğe zara verildiğinde ya da öldürüldüğünde, o kişi 6-12 ay arasında yıkanmaz, temizlenmez, tırnaklarını kesmez, erkek ise sakalını kesmez, iş ve sosyal hayatını devam ettiremez. Bu süre bittiğinde Hindistan’da kutsal kabul edilen bir ağacın altında büyük bir ziyafet verip, o ağacın yapraklarını bol miktarda tereyağı ile yaktıktan sonra günahından arındığına inanılır.

1857 senesinde, Hindistan’da bulunan İngiliz askerleri, tüfeklerinin namlularını bir yağ ile temizliyorlardı. Bu duruma Hindulardan büyük tepkiler yağdı. Çünkü bu askerlerin kullandıkları yağların ineklerden yapıldığını düşünüyorlardı. İngilizler’in bu yağın domuz yağı olduğunu açıklaması üzerine bu sefer Müslümanlardan tepki geldi. Bu durum dahilinde, bölgede yaşayan bu iki toplum ilk defa aynı konuya tepki göstermişlerdi.

Bazı tarihçiler, antik dönemlerde Hintlilerin sığır eti yediğini iddia ediyor. Hindistan’da, M.Ö. 6000 yıllarına tarihlenen, Aryan olmayan Harappan dönemine ait arkeolojik kazıların, sığırların yerli halk tarafından tüketildiğine işaret ettiğine inanılmaktadır. Bazı tarihçiler ayrıca, sığırların da Vedik Çağı’nda (M.Ö. 1500 – M.Ö. 500 yıllarında) tüketildiğini belirtmektedirler. Bununla birlikte, Vedik Dönem’in erken dönemlerinde ortaya çıkan ilahiler kitabı Rig Veda, hayvan kurbanlarının yerine geçenlerin düşünüldüğünü göstermektedir. Genellikle bir hayvan kesmek yerine arpa ve pirinç sunuldu.

Bazı tarihi teorilere göre, M.Ö. 700 civarında, sığırların törensel amaçlar ve misafirperverlik için kesilmesine izin verilmiştir. Ancak, inekler çok sayıda öldürülürken, ciddi bir süt sıkıntısı vardı. Bu nedenle, dini kurallar inek beslemek için değiştirildi, böylece süt kaynağı akmaya devam etti. Ekonomi, bir avcı toplayıcısından tarım insanına dönüştüğünde, inek öldürmekten ziyade korunmaya başladı. Athravaveda; ilahiler, ilahiler ve büyülerden oluşan eski dini kitap, daha sonra, hasta bir ineğin bile yemesinin, atalarının ruhlarına kötü şans getireceğini söylemeye devam etti.

Hindular tarafından Tanrı’nın bir enkarnasyonu olarak kabul edilen Lord Krishna, milattan evvelki çağlarda Hindistan’da yaşadı, vaaz verdi ve bir inek çobanının ailesinin çocuğu idi. İneklere karşı büyük bir sevgi gösterdi. En yakın arkadaşları olan süt hizmetçileriyle büyüdü. Geleneksel olarak tasvirlerde, Krishna arka planda bir inek ile bir flüt çalarken gösterilir.

Hindu mitolojisine göre, kutsal inek Kamdhenu, bir tanrıçanın statüsüne sahiptir ve tüm ineklerin annesi olarak kabul edilir. İstedikleri her şeyi onlara verdiğine inanılıyordu. İneğe duyulan saygı da bu durumdan kaynaklanmaktadır.

Kaynak: ShallWe.com.tr


 

Yorumlar