HDP kayyuma karşı ancak 30 kişiyi toplayabildi

Sonhaberler / Haber Merkezi 

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) gereği bazı belediyelere görevlendirme yapılması HDP'yi hayal kırıklığına uğratırken, bir hayal kırıklığı da halk tarafından partiye yaşatıldı. Kayyum kararlarına karşı bugün bir açıklama yaparak, halkı kışkırtmaya çalışan HDP yönetimi beklediği karşlığı almadı. HDP Sözcüs Ayhan Bilgen bugün yaptığı açıklamada halkın kayyum kararlarına karşı sokaklara çıkacağını savunmuştu; ancak Diyarbakır'da Sur belediyesinin önünde protesto gösterisi yapmak isteyen HDP'lilere sadece 30 kişi destek verdi. HDP'lilerin bu küçük grubunu da polis tazyikli suyla dağıttı. 

Aralarında HDP milletvekilleri Feleknas Uca, Sibel Yiğitalp ve Meral Danış Beştaş ile DBP'li Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak'ın da bulunduğu grup, kararnameyi protesto etme gerekçesiyle yeni görevlendirme yapılan belediyeler arasında bulunan Sur Belediyesi önünde basın açıklaması yapmak istedi.

Güvenlik güçlerince gruba, Valilikçe 15 Ağustos'ta 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunun 12. maddesi, 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu'nun 11-m maddesi gereğince il ve ilçelerde açık alanlarda stant açma, çadır kurma, basın açıklamaları yapma, oturma eylemi, miting, her türlü toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin ikinci bir emre kadar yasaklandığı hatırlatılarak, dağılmaları istendi.

Bunun üzerine belediye binasına yakın HDP ve DBP ilçe başkanlıklarının bulunduğu binanın önüne yürüyen grup, burada basın açıklaması yapmak istedi. Güvenlik güçlerince, Valiliğin alınan yasaklama kararı yeniden hatırlatılarak, grubun dağılması istendi. Tüm uyarılara rağmen dağılmayarak basın açıklaması yapan gruba tazyikli suyla müdahale edildi. Milletvekillerinin binanın önünden ayrılmasının ardından Diyarbakır Büyükşehir  Belediyesi önüne yürümek isteyen gruba da polis müdahale etti. Gruptakiler ara sokaklara dağıldı.

HDP'DEN HALKI KIŞKIRTMA ÇABASI 

HDP Sözcüs Ayhan Bilgen bugün yaptığı açıklamada, "Biz bu tutumu doğrudan doğruya halk iradesine, onun seçme, seçilme yeteneğine tahammülsüzlük olarak görüyoruz. Dolayısıyla, halk kendi iradesini önemsiyorsa, kendi seçimini, kendi onurunu, kendi yaklaşımını değerli görüyorsa, önemli görüyorsa, saygı duyulmaya değer görüyorsa, gereken tavrını, demokratik tepkisini ortaya koyacaktır diye düşünüyoruz." demişti.