Harp Akademileri Komutanlığı'ndaki darbe faaliyetlerine ilişkin dava

- FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Harp Akademileri Komutanlığı'ndaki faaliyetler ve eylemlere ilişkin, aralarında 3 generalin de bulunduğu 116'sı tutuklu, 1'i firari 122 sanığın yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi - Tutuklu sanık eski Piyade Albay Durdu Selim Ayçetin: - "Sıkıyönetim emrini Genelkurmay Başkanı imzalasaydı, zannediyorum kan gövdeyi götürecekti"

Google Haberlere Abone ol
Harp Akademileri Komutanlığı'ndaki darbe faaliyetlerine ilişkin dava

İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Harp Akademileri Komutanlığı'ndaki faaliyetler ve eylemlerle Akademi Komutanı Korgeneral Tahir Bekiroğlu’nun kaçırılarak cezaevine konulmasına ilişkin, aralarında 3 generalin de bulunduğu 116'sı tutuklu, 1'i firari 122 sanığın yargılandığı davada sanık savunmaları alındı.

İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri’deki Alibey Spor Salonu’nda yapılan duruşmada savunma yapan tutuklu sanık eski Piyade Albay Durdu Selim Ayçetin, Ölçme ve Değerlendirme Binası'nda darbe girişimine ilişkin yapıldığı iddia edilen gizli toplantıya dair beyanlarda bulundu.

Sanık Ayçetin, İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı’ndaki darbe eylemlerine ilişkin davada da yargılandığını belirterek, 15 Temmuz’dan önceki birkaç aylık süreçte, terör olaylarının artmasıyla, personelin dikkatli olmasına dair bilgilendirmeler yapıldığını anlattı.

Eğitimler ve anlatımlar sonucunda terör konusunda herkesin algısının ve hassasiyetinin en üst seviyeye çıkarıldığını söyleyen Ayçetin, "15 Temmuz’da akademide Ölçme ve Değerlendirme Müdürlüğü’ndeydim. Yaklaşık 1 hafta sonra diploma töreni yapılacaktı. İmzaların ayın 18’ine yetişmesi gerekiyordu. Saat 12.00 civarında Ahmet Zeki Gerehan beni arayarak, saat 13.30’da kurum toplantı salonunda mezuniyet töreni ve diplomalar ile ilgili toplantı yapılacağını söyledi. Saat 13.35’de kurul toplantı salonuna çıktım. Öğretim elemanları aralarında, öğrencilerin okuma faaliyetiyle ilgili konuşuyorlardı. Saat 14.05’te öğretim komutanı gelmeyince toplantı sona erdi. 20-25 dakikada nasıl bir darbe toplantısı yapılabilir?" ifadelerini kullandı.

15 Temmuz gecesi saat 22.30’da firari eski Albay Ahmet Zeki Gerehan’ın kendisini arayarak bir terör eylemi olacağını, Genelkurmay Başkanlığı’nca görevlendirme yapıldığını bu nedenle görev yerine gitmesi gerektiğini bildirdiğini öne süren sanık Ayçetin, şunları söyledi:

"Bunun üzerine tugay komutanlığına gittim. Gerehan, akademinin gözde isimlerinden biridir. O yüzden verdiği emri sorgulamadım. Binada karartma uygulanmıştı. Genelkurmay’dan sıkıyönetim emri gelmiş, haberim yoktu. Nail Yiğit’in makamına gittim. Görevlendirildiğimi söyleyince şaşırdı. Gerehan’ın beni aradığını söyleyince 'Tamam sen bir yerde bekle, bir durum olursa sana haber veririm.' dedi. Tugayın içinde bir arkadaşla karşılaştım, sıkıyönetim ilan edildiğini duyduğumu söyledim. O da bana Başbakanın açıklamasını izlediğini, bir kalkışmanın söz konusu olduğunu anlattı. Çok şaşırdım. Tekrar Nail Yiğit’in yanına gittim. Üzerinde hücum yeleği, elinde beylik silahı vardı. Oldukça bitkindi. 'Siz ne yapıyorsunuz? Bu işin neresindesiniz?' diye çıkıştım. 'Böyle olmayacaktı. Emir-komuta zinciriyle olacaktı. Genelkurmay Başkanı imzalayacaktı sıkıyönetim emrini. Halk sokağa çıkarsa bu iş olmaz.' dedi. Sıkıyönetim emrini Genelkurmay Başkanı imzalasaydı, zannediyorum kan gövdeyi götürecekti. Hava aydınlanıncaya kadar tugayda kaldım. Sonrasında tugaydan çıktım. Olaydan sonra 2 ay göreve devam ettim."

- "Gece boyunca kimse bana emir vermedi"

Tutuklu sanıklardan Hava Pilot Üsteğmen Mustafa Kılıç da darbe girişimi ve hazırlık aşamasından haberi olmadığını savunarak, "15 Temmuz’da saat 17.00’ye kadar mesaideydim. Sonra eve geçtim. Arkadaşım Mehmet Börekçi ile beraber onun ailesinin yanına Güneşli’ye yemeğe gittik. Yemeği yedikten sonra bir arkadaşım aradı, televizyondaki haberlerden bahsetti." dedi.

Arkadaşının ailesinin yanında kalmak istediğini dile getiren Kılıç, "Ben aracımla lojmana doğru yola çıktım. Yolda whatsapp üzerinden çağırma planı geldi. Çağırma planı 'mesaiye gelin' demektir. Kıdemli öğrenci Hakan Akbulut’u arayıp, trafikte olduğumu, gecikeceğimi söyledim. Saat 24.00’e doğru lojmanlara ulaştım. Üzerimi değiştirip akademiye gittim. Levent Albay'ın yanına gittim, yoklamaya geç kalmıştım. Levent Albay yerinde yoktu. Ölçme ve Değerlendirme Binası'na gittim. Kimse olmadığı için eve gitmek için izin isteyecektim. Sonrasında eve gittim. Yaklaşık 40 dakika sonra akademiye geri döndüm. Sabaha kadar gazinoda bekledim. Gece boyunca kimse bana bir emir vermedi." şeklinde konuştu.

Duruşma, yarına ertelendi.

Yorumlar