Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nın (SETA),
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin ardından
yaptığı öncü niteliğindeki toplumsal
algı araştırmasında, 15 Temmuz gecesi sokağa çıkan
insanların bu kararlarında, TRT'de okunan darbe bildirisi,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın canlı yayında halkı sokağa
çağırması ve camilerden sela okunmasının etkili olduğu ifade
edildi.
SETA'dan Nebi Miş, Serdar Gülener, İpek Coşkun, Hazal Duran ve
Erkut Ayvaz tarafından, demokrasi nöbeti tutulan illerden İstanbul,
Ankara, İzmir, Eskişehir, Sakarya, Adana ve Trabzon'daki 9 farklı
meydanda, 18-24 Temmuz'da, 77'si erkek ve 69'u kadın olmak üzere
146 katılımcıyla "15 Temmuz Darbe Girişimi Toplumsal Algı
Araştırması" gerçekleştirildi ve öncü niteliğinde bir rapor
hazırlandı.
Raporda, meydanlarda ağırlıklı olarak "AK Parti'li ve ülkücülerden
oluşan sağ seçmen"lerin bulunduğu ifade edildi.
15 Temmuz'da insanların çoğunun aklına ilk etapta darbe fikrini
getirmediğinin vurgulandığı raporda, demokrasi nöbetine
katılanların yaklaşık 4'te 3'ünün, darbe girişimine tepki için ilk
gece sokağa çıktığı belirtildi.
Raporda, bu kişilerin sokağa çıkmalarında, TRT'de darbe
bildirisinin okunması, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın canlı yayına
katılması ve camilerden okunan selaların etkili olduğunu
söyledikleri aktarıldı.
FETÖ VE DIŞ GÜÇLER
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısından önce durumu
anlamak için sokağa çıkan insanların da oldukça fazla olduğunun
belirtildiği raporda, insanların herhangi bir çağrıyı beklemeden
sokaklara dökülmesinin, Erdoğan'ın son 14 yıl boyunca takip
ettiği "sorunları milleti öncelik haline getirerek çözme"
politikasının etkisiyle açıklanabileceği ifade edildi.
Gecenin ilerleyen saatlerinde darbe girişimi olduğunun
anlaşılmasıyla insanların sokakta bulunma motivasyonlarının
arttığına dikkatin çekildiği raporda, siyasi kimlik olarak
kendisini "AK Parti'ye uzak" olarak tanımlayan bir katılımcının,
"Erdoğan'ın açıklamasından önce çıktım, eve geldim Erdoğan'ın
açıklamasını gördüm sonra 'çıkmak farz-ı ayn' dedim. İlk
çıktığımda hiçbir şey yoktu. Jetler ilk uçtuğunda kocama,
'gerizekalı bir amiral darbe yapıyor' diye şaka yaptım hatta."
ifadelerini kullandığı da kaydedildi.
İlk gece sokağa çıkmayan katılımcılar, bunun en önemli nedenleri
arasında "korku" ve "kafa karışıklığı"nın olduğunu ifade
etti.
Katılımcılara, darbe girişiminin failleri de soruldu.
Rapora göre, katılımcılar darbe girişiminin arkasında rol alan
aktörlerin en başında Fetullah Gülen'in elebaşı olduğu FETÖ'yü
gördüğünü belirtti.
Katılımcıların önemli bir kısmı yalnızca FETÖ'yü işaret
ederken, hatırı sayılır başka bir kitle ise bu girişimde "FETÖ
ile dış güçler"in ortak hareket ettiğini, başka bir kısmı ise
darbe girişimini "FETÖ ve ABD'nin ortak gerçekleştirdiğini"
düşündüğünü bildirdi.
DARBEYİ ÖNLEYEN FAKTÖRLER
FETÖ'nün toplum tarafından nasıl algılandığına ilişkin de bazı
bulgular elde edildi. Bu bulgular 3 kategoride yorumlandı.
Birinci kategoride FETÖ'ye başından beri olumsuz bakanlar, ikinci
kategoride FETÖ'ye ilişkin algılarının 2013'te gerçekleşen Gezi
Parkı eylemleri ve 17-25 Aralık darbe girişimi sonrasında
değiştiğini ifade edenler, üçüncü kategoride ise örgütün bu
kadar tehlikeli olduğunu 15 Temmuz darbe girişimiyle
anladıklarını belirtenler yer aldı.
FETÖ'yle ilgili fazla bilgiye sahip olmayıp 15 Temmuz'la birlikte
bu yapılanma ile ilgili bilgisinin olduğunu söyleyen kişilerin
ağırlıklı olarak "CHP ve HDP çizgisinde siyasal eğilimlere sahip"
katılımcılardan oluştuğu kaydedildi.
15 Temmuz darbe girişiminin taşıdığı özellikler nedeniyle,
"Türkiye'de daha önce yaşanmış askeri darbelerden bir farklılık
arz ettiği"ne işaret edilen raporda, toplumda buna ilişkin oluşan
algının temel dayanaklarından birinin, darbecilerin kendi
vatandaşlarına karşı silah kullanması ve giriştiği acımasız
tutumdan kaynaklandığı belirtildi.
Raporda, "askeri darbe kültürünün oluşturduğu negatif
toplumsal hafıza", "askerin siyaset üzerindeki vesayet
mekanizmalarının geriletilmesi", "orta sınıfın güçlenmesi",
"bürokrasinin dönüşümü", "darbenin zamanlaması", "emir komuta
içerisinde gerçekleşmemesi", "emniyet teşkilatının dengeleyici
güvenlik yapısı olarak mücadele etmesi", "siyasi liderliğin etkisi
ile muhalefetin çabası", "medyanın dönüşümü, çoğullaşması ve
iletişim teknolojilerinin gelişmesi", darbenin önlenmesindeki
önemli etkenler arasında gösterildi.
DARBECİLERE PSİKOLOJİK ÜSTÜNLÜK
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinin, "darbe girişimini
engellemedeki rolü"ne vurgu yapılan raporda, Erdoğan'ın halkı
havaalanlarına ve meydanlara çağırmasındaki kararlı ve tereddütsüz
tutumu ile halkın sokağa inmesinin, darbecilere karşı psikolojik
üstünlük sağlanmasında önemli olduğu belirtildi.
Raporda, meydanlara çıkan hem Erdoğan taraftarı hem de muhalif
olanların ifadelerinden, darbe girişiminin netlik kazanmasından
itibaren Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasının topluma bir öz güven
verdiğinin anlaşıldığı kaydedildi.
CHP'li bir katılımcının "Erdoğan'ın liderliğinin ve toplumla
kurduğu bağın darbenin önlenmesinde kritik olduğunu" söylediği
vurgulanan raporda, CHP'li katılımcının "İlk kez Erdoğan'a bu kadar
yakın hissettim kendimi. Sevmeye başladım bile diyebilirim. O gün
canlı yayında 'Cumhurbaşkanımız' ifadesini sahiplenmek için adım
bekliyordum. Şu an 'yalnız bir adam' olduğuna karar verdim, aynı
Atatürk gibi. Şimdi yalnız bırakamam o nedenle" ifadelerini
kullandığı aktarıldı.
MUHALEFETİN TUTUMU
Araştırmada katılımcılara, darbe girişimi sonrası muhalefetin
tutumu da soruldu. Darbe girişiminin başlamasından hemen sonra
muhalefetin, hükümetin yanında tavır almasının katılımcıların
önemli bir kısmı tarafından "takdirle karşılandığı"nın
belirtildiği raporda, katılımcıların bir kısmının, MHP haricinde
diğer siyasi partilerin "darbe girişiminin seyrine göre hareket
ettiğini ve kendilerine oy verenleri sokağa çıkarma konusunda
geç kaldıklarını", dolayısıyla aldıkları pozisyonun çok
gerçekçi olmadığını dile getirdiği de kaydedildi.
Bu yönde partisini ciddi şekilde eleştiren katılımcıların da
bulunduğunun ifade edildiği raporda, HDP destekçisi bir
katılımcının, "HDP çok geç kaldı ve Selahattin Demirtaş çok eksik
açıklamalar yaptı. İlk darbe günü çıkmalıydı meydana. 'Meydanlarda
kadın yok' dedi Figen Yüksekdağ. Korkunç bir açıklamaydı. HDP'yi bu
süreçte eleştiririm. Yine de sonradan telafi etmeye çalışmaları
güzel. CHP'yi çok takdir ettim, Genel Kurul konuşması çok iyiydi
Kılıçdaroğlu'nun. Darbeciler, CHP'li halkın sokağa çıkmasını
bekledi. Ama CHP çok net karşı durdu. MHP de çok güçlü durdu. Uzun
süredir 4 partinin uzlaştığı tek konu. Sürecin kazanımı olarak
görüyorum." şeklindeki değerlendirmelerine de yer verildi.
SETA'nın internet sitesinde de yer alan rapor; Yenikapı mitingi ile
Diyarbakır, Van ve Batman'da yapılan görüşmelerle genişletilerek
yeniden kamuoyuyla paylaşılacak.
Saniye
Üç kağırtçı tavra gerek yok ben de chp li yim en çok darbelerde ezilen biziz niye karşı olmayalım darbeye her türlü darbeye karşıyız Kasıtlı haber bu..
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar