Halit Yerebakan eşi, nereli, kimdir, TRT programı izle, randevu, eşi ne iş yapıyor?

Halit Yerebakan eşi, nereli, kimdir, TRT programı izle, randevu, eşi ne iş yapıyor, uzmanlık alanı nedir? Şimdilerde TRT 1 ekranlarında hafta içi her gün sabah saatlerinde sağlık konulu programın sunuculuğunu yapan Doktor Halit Yerebakan kimdir, nerelidir, kaç yaşında kiminle evlidir, eşi kimdir? İşte Halit Yerebakan hayatı ve biyografisi: 

 

Doktor Halit Yerebakan 1982 yılında İstanbul'da Rize Ardeşenli bir ailenin evladı olarak dünyaya geldi. Çocuk yaşta ailesiyle birlikte ABD'ye göç etmek durumunda kaldı. İlkoklun bir kısmını İstanbul'da diğer kısımlarını ise ABD'de tamamladı. Lise eğitimini ise yenide döndükleri İstanbul'da tamamladı.

Lise eğitimini özel bir kolejde tamamlayan Doktor Halit Yerebakan, özel İstanbul Bilim Üniversitesi'nde burslu olarak Tıp Fakültesi'nde okudu.

Yerebakan mezun olduktan sonra zorunlu hizmet görevi için Erzincan'a gitti.

 

Daha sonra Tıpta Uzmanlık Sınavı'nı kazanarak Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nin Kalp ve Damar Cerrahisi alınanda ihtisas eğitimi aldı.

Halit Yerebakan, dünyaca ünlü Türk doktoru Mehmet Öz'ün yanında 3 aylık bir eğitim aldı. Öz ile yakın dostlukları bulunmaktadır.

Halit Yerebakan'ın çeşitli görevlerde bulunarak çalışmalar yaptığı hastaneler ve yılları şöyledir:

- 2001 Şişli Florance Nightingale Hastanesi

- 2003 New York Presbyterian Hastanesi

- 2004 Belika OLV Zievkenhuis Aalst

- 2005 Dubai Wellcare Hospital

- 2006 Cenevre Üniversitesi

- 2008 Yeditepe Ünivresitesi

- 2010 Yeditepe Üniversitesi

- 2011 Columbia Üniversitesi

- 2011 TÜBİTAK bursu

- 2017 doçentlik unvanı aldı

- 2018 'Tıp Medya Ödülü' aldı.

2017 yılından bu yana çeşitli televizyon kanallarında sağlık programları yapmaktadır.

Yerebakan ayrıca Daily Sabah ve Günaydın gazetelerinde kendi ihtisas alanıyla ilgili köşe yazıları yazmaktadır.

HALİT YEREBAKAN EŞİ KİM, KİMİNLE EVLİ?

Doktor Halit Yerebakan, Esra Yerebakan ile evlidir. Bu evlilikten iki çocukları bulunmaktadır.

HALİT YEREBAKAN KİTAPLARI

Doktor Yerebakan'ın "Hayatın Ritmi" isimli bir eseri bulunmaktadır.

ÖZEL HAYATI İLE İLGİLİ ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR VE DETAYLAR

Halit Yerebakan'ın iş hayatı kadar özel hayatı da doğal olarak merak ediliyor. Halit Yerebakan, Sabah Gazetesinden Pınar Yıldız Yüksel'e yaptığı açıklamalarda, iş ve aile hayatından önemli bilgiler vermişti.

 

NEYİM NEYİM YOK EŞİMİNDİR, ONUN ÜZERİNE KAYITLIDIR

Halit Yerebakan bu röportajında önemli açıklamalarda bulunmuştu. Bunlardan en dikkat çekeni ise maddi olarak her şeyinin eşinin üzerine kayıtlı olmasıydı. Yerebakan, "Neyim var neyim yok hepsi eşimindir. Bir telefon faturası dışında" demişti.

İşte Halit Yerebakan ile yapılan o röportaj: 

- Şu an dört kişilik güzel bir ailesiniz. Çocuktan sonra hayat değişiyor değil mi?

- Halit Yerebakan: Çalışmalarım, yurt dışı görevlerim derken çocuk sahibi olmamız evliliğimizin 10. yılında oldu. Kariyerimin en rahatladığı dönemin başlangıcıydı. Konsantrasyonumuz çocuklarımıza doğru kaydı. Doktor olarak çocuk sahibi olmak biraz daha stresli. Çünkü mikroptan, vücuduna gelebilecek herhangi bir travmadan çok korktuğum için bende ekstra koruma etkisi oldu.

- Doktor bir baba nelerden sakınıyor çocuğunu?

- H.Y: Ellerini sık sık yıkatıyorum. Çocukların hastalanmalarının temelinde genelde enfeksiyon yatar çünkü. Restoranlarda gelen mama sandalyelerinin temizliğinden tatilde aman havuza girmesin, herkesin denize girdiği yerde yüzmesin, bu şezlongda yarım saate kadar biri oturuyor muydu? gibi olmadık şeyleri hesap ediyorum. Otel kalabalıksa fazla kalmayalım, ne kadar kalabalık o kadar hastalık diye düşünüyorum. Bir de insanın başına ne gelirse ani ve fevri hareketlerden geldiğini biliyorum.

- Çocukla ilgilenmekten çiftler bazen kendi ilişkilerine vakit ayıramıyor. Sizin ilişkiniz de değişti mi?

- Esra Yerebakan: Çocuk insan hayatını kökten değiştiren bir şey. Anne babanızla, kardeşinizle olan ilişkilerinizi bile değiştiriyor. Tabii ki karı-koca ilişkiniz de değişiyor ama nereden baktığınız önemli bu duruma. Eğer pozitif bir yapıya sahipseniz bu evliliği güçlendiren bir şey. Uykusuzluk anneyi çok yıpratan bir şey. Babanın buna destek olması çok önemli. Allah razı olsun Halit bana çok yardımcı oluyor.

- H.Y: Hem güzel hem zor. Anneler kendi hayatlarını bir kenara bırakıyor. İş bir mazeret olmaktan çıkabilmeli. Babalar ne kadar meşgul olurlarsa olsunlar evde bir işin ucundan tutabilmeliler. Eve gelmeme ihtimaliniz varsa bile işlerinizi sıkıştırıp o eve dönmelisiniz. Hayat algımız da değişti. Ne yapıyorsak çocuklarımız için yapıyormuşuz gibi oluyor artık.

- Hayatın anlamı mı değişiyor?

- E.Y: Aslında hayat anlamlanıyor. Çocuklardan sonra yaşamım daha da kıymetli hale geldi. Eskiden sadece kendimize yatırım yaparken artık ailemize yapıyoruz. Eşimle atacağımız her adımda, "Çocuklara faydası nedir?" diye düşünüyoruz. Bu da değer katıyor hayata.

- Peki, çocuklu hayat insan sağlığını etkiliyor mu?

- H.Y: Bu yıl "Gerçek yaşınız ne?" diye soracağım herkese. Çünkü insanların takvim yaşı ile biyolojik yaşları farklı aslında. Burada mutlu evlilik, çocuk sahibi olmak ve çocuk sahibi olduktan sonra hayatı doğru idame ettiriyor olmak insanın biyolojik yapısı etkiliyor. Bir insanın sağlığını bile evliliği etkiliyor. Bir kişi evde mutsuzsa, düzenli bir ilişkisi yoksa bu kişi diğer bireylere göre daha erken ölebiliyor. Evdeki hayatı da en stabil şekilde koruyor olabilmek lazım. Ama çocuk olması hayatta belli bir pencerenin kapanması manasına gelmiyor. Eşler çocuk yapma fabrikası değil. Aralarında iletişimi, gençlik yıllarında yaşadıkları hayatı da modifiye ederek yaşamak zorundalar.

- Yani, eşlerin birbirine ayırdıkları vakit de sağlıklarını etkiliyor mu?

- H.Y: Çocuklar uyduktan sonra eşinizle geçirdiğiniz iki saat, muhabbetiniz, günü değerlendiriyor olmanız önemli. İyi evlilik ve çocuk ömrü uzatır. Bizim Esra'yla çocukların dışında da bir hayatımız var. Bu yüzden ben yaşımı göstermediğimi düşünüyorum.

- E.Y: Halit'in geldiği saat bazen belli olmuyor. Ama çocuklarıyla en az iki saat geçirir mutlaka, geç bile gelse. Biz de ilişkimizi buna göre ayarlarız.

BALAYINDAN SONRA 19 GECE NÖBET

Doktorluk gecesi gündüzü olmayan bir meslek. Bu durum sizi evlenirken düşündürdü mü hiç Esra Hanım?

- E.Y: Evlenince tahminimden de yoğun bir meslek olduğunu anladım. Mesela biz evlendiğimiz de Halit asistanlığının başındaydı. Aralık ayında evlendik, ocakta 19 gece nöbet tuttu.

- H.Y: Biz evlenirken bölüm başkanım "Oğlum evlilik kutsal bir müessesedir. Sen deli gibi çalışıyorsun. Bu müesseseyi doğru kurman için sana izin veriyorum. Gidiyorsun ve 10 gün seni bu hastanede görmek istemiyorum" dedi. Düğünümüz perşembe günü olmuştu. Bir sonraki pazartesiye kadar izinliydim ve hiç alışık değildim. Balayından döndük ve ben hemen ameliyata girdim. Hatta evden çantayla çıkmıştım. Dönüşüm bir sonraki hafta çarşamba günü oldu. Tır şoförü gibi yani. Öyle bir hayat yaşadım ki yoğun bakımdaki hastam servise çıkmadan hastaneyi bırakmazdım.

- Siz ne yaptınız o ara Esra Hanım?

- E.Y: Benim de çalıştığım bir dönemdi. Evlendikten sonra ikinci üniversitemi okudum. Bilgisayar programcılığı ve işletme alanında eğitim aldım.

- H.Y: Çok iyi yazardır.

- E.Y: Çok iyi olduğumu iddia edemem ama tecrübelerim oldu. Benim isteğim hep yazmaktı ama hayat bana farklı diplomalar aldırdı. Çeviriler de yaptım. Şimdi ise çocuklarımla ilgileniyorum. Ama ben kendimi yazarak anlıyorum.

BAYRAĞI ZİRVEYE TAŞIYACAĞIM

Halit Yerebakan, bir doktor olarak hedefinin zirveye ulaşmak olduğunu söylüyor: "Benim hayatta bir hedefim, gelmek istediğim bir nokta var. Bu neden için çalışıyorum. Doktor olarak bir idealim var ve taşıdığım bayrağı zirveye dikmek istiyorum. Bunu yapabilmek için saygıda kusur etmiyorum, hiç kimsenin bugününe dününe bakmıyorum. Yarın da karşıma çıkabileceklerini düşünüyorum. Akademik kariyerim çok erken şekillendi. Bugün bir üniversite hastanesinin başhekimi oldum. Bunların hepsi kurguladığım hikâyemin temelleri..."

Esra Yerebakan kaleme, yazı yazmaya tutkuyla bağlı. Dünya hayatının bir yolculuk olduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor: "Kimseye zarar vermeden izler bırakmak, ne yaparsam en iyisini yapmak istiyorum. Yazmak çok önemli benim için..." Yazmak deyince Halit Bey eşinin mütevazı davrandığını ve çok iyi bir yazar olduğunu söylüyor: "Benim editörüm. Makalelerimi de çeviriyor. Programlarımın yapımcısı sayılır. Yayın haklarım onda. Bu dünyada neyim varsa hepsi onun üzerine. Bir telefon faturam dışında bir şey yok."

AŞK TILSIMINI KAYBETMEMEK LAZIM

- Kadınlarımız çocuktan sonra eşlerinin sadece çocuklara ilgi gösterdiğinden mustarip...

- H.Y: Burada kadın faktörü çok önemli. Bir karıkoca ilişkisine baktığımızda aslında bu aynı zamanda bir erkek-kadın ilişkisidir. Kadının da kendine bakması gerekiyor. Çocuk doğurmak kadınlar için büyük bir emek hatta vücutlarının değiştiği bir dönem. Bu dönemden sonra tekrar eski hallerine dönebilmek için kendilerine çok iyi bakmaları gerekiyor. Çünkü erkek aynı hayatına devam ediyor ama kadının doğumdan sonra aynı kilosuna dönebilmek için spor yapması lazım. "Doğumda 20 kilo aldım bu da kaldı ne yapayım" demek bir mazeret değil. Sadece fiziksel güzellik değildir ilişkileri güçlendirip devam ettiren ama bir motivasyon kaynağıdır. Erkeğin de kendisine dikkat etmesi gerekir. "Çocuğum oldu, çocuğa da bir yastık lazım" deyip karnında kocaman bir göbekle dolaşmamalı. Aralarındaki aşk tılsımını kaybetmemek lazım. Her iki tarafın da uğraşması gerekiyor.

- Baba olduktan sonra mesleğinize, hastalarınıza bakışınız değişti mi?

- H.Y: Değişmedi. Eşimle evlenirken de söyledim, "Hayatımda hastalarım ve mesleğim öncelliğimdir" diye. Çok güzel bir sözü vardır bir profesörün, "Bütün iyi cerrahlar ameliyat yaparlar ama daha iyi cerrahlar ne zaman ameliyat yapmaları gerektiğini bilirler. Fakat en iyileri ne zaman ameliyat yapmaları gerektiğini bilenlerdir." Dolayısıyla bizim hastalara bakışımız hep onların hayatını riske atmamak adına oldu. Benim için bir macera değil ameliyatlarım, bir hayat tarzı. Çocuklarıma, eşime aileme ne kadar dikkat ediyorsam hastalarıma da o kadar dikkat ediyorum.