"Halep Osmanlısından Bize Ne Kaldı?" paneli

- Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan: - "Suriye'de yaşanan katliam öylesine çok boyutlu ki, insan, tarih, kültür, her şey yok ediliyor. Tarihi eserler yağmalanarak, insanlık mirası el değiştiriyor. Birkaç yıl sonra Halep’in öz mirasını, kim bilir hangi müzelerde göreceğiz?" - "Halep'in tarihi aynı zamanda bizim tarihimizdir. Bursa, Edirne, Erzurum neyse, Halep de odur bizim için. Birlikte yaşamanın sembolüdür. Dolayısıyla Halep'te sadece ibadethaneler, kütüphaneler, hanlar ve hamamlar yok edilmemiş, insanlığın birlikte yaşama ufku da ortadan kaldırılmak istenmiştir"

Google Haberlere Abone ol
"Halep Osmanlısından Bize Ne Kaldı?" paneli

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Suriye'deki savaşın 6. yılına girdiğini belirterek, "Suriye'de yaşanan katliam öylesine çok boyutlu ki, insan, tarih, kültür, her şey yok ediliyor. Tarihi eserler yağmalanarak, insanlık mirası el değiştiriyor. Birkaç yıl sonra Halep’in öz mirasını, kim bilir hangi müzelerde göreceğiz?" dedi.

Erdoğan, Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezinde gerçekleştirilen "Halep Osmanlısından bi̇ze ne kaldı? paneli̇nde yaptığı konuşmasında, "Tam da İdlib'de yaşananlar, kalbimizi en ağır biçimde yaralamışken, Halep'in sesine kulak vermek gerçekten çok anlamlı." dedi.

Halep'in, İdlib'in hemen yanı başında, savaşın en kritik hattını oluşturduğunu belirten Erdoğan, "Geçtiğimiz hafta ne yazık ki, insanlık İdlib'de bir kere daha öldü. Yüzlerce çocuk kimyasal saldırılarla, bizlere ağır vicdani yükler bırakarak bu dünyadan ayrıldı. Şimdi insanlık olarak bu utancın üstesinden nasıl geleceğiz?" ifadelerini kullandı.

Suriye'deki savaşın 6. yılına girdiğini hatırlatan Erdoğan, 1 milyona yakın insanın öldüğünü, milyonlarca kişinin yerinden yurdundan edildiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Sözün bittiği yerdeyiz artık. Yüzyıllar boyunca, barışın adresi olan bir coğrafyada, bugün en acımasız şekilde savaş yaşanıyor. Kütüphaneleri, camileri, han ve hamamlarıyla ünlenen Halep, ne yazık ki çocukların cansız bedenleriyle gündeme geliyor artık. Yaşananlar insanlığın, medeniyet fikrinin ölümüdür. Takdirle takip ettiğim Lacivert Dergisi, ocak sayısını Halep'e ayırmış ve 'Halep'te bütün türkülerin boynu büküktür' demişti. Aşık Garip'in 'Şen olasın Halep şehri' diyerek veda ettiği şehirde, ne yazık ki artık her şeyin boynu bükük. Bir zamanlar Türklerin, Arapların, Ermeni, Süryani, Yahudi ve Kürtlerin bir arada yaşadığı Halep'te şimdi, sadece savaşın gri rengi hakim. Katman katman tarih, tozla duman olmuş vaziyette."

İç savaş öncesi Osmanlı'dan kalma eserlerin, iç savaş sonrası ne hale geldiğini açılışını gerçekleştirdikleri sergide gördüklerini ifade eden Erdoğan, Halepli mimarın, bir tarihin, bir şehrin nasıl yok edildiğini acı bir şekilde gösterdiğini söyledi.

Emine Erdoğan, "Suriye'de yaşanan katliam öylesine çok boyutlu ki insan, tarih, kültür, her şeyin yok ediliyor. Tarihi eserler yağmalanarak, insanlık mirası el değiştiriyor. Birkaç yıl sonra Halep’in öz mirasını, kim bilir hangi müzelerde göreceğiz? Halepli sanatkarların ruhunu taşıyan eserler, kim bilir hangi pazarlıkların konusu yapılıyor?" dedi.

Halep'in dokusunun yüzde 70'inin, Osmanlı döneminden kalma olduğunu belirten Erdoğan, "Halep tarihi aynı zamanda bizim tarihimizdir. Bursa, Edirne, Erzurum neyse, Halep de odur bizim için. Birlikte yaşamanın sembolüdür. Dolayısıyla Halep'te sadece ibadethaneler, kütüphaneler, hanlar ve hamamlar yok edilmemiş, insanlığın birlikte yaşama ufku da ortadan kaldırılmak istenmiştir." dedi.

Erdoğan, Halep'in camilerinde, evlerinde, medreselerinde de, insanlığın ruhu yaşandığını dile getirerek, "İslam tarihinin kodları vardır. Sütunlar ve kemerler, sadece kubbeleri değil, aynı zamanda bir anlam dünyasını taşıyordu. Duvar süslemelerinin kıvrımlarında medeniyetin şifreleri gizliydi. Fakat ne yazık ki, Türk-İslam estetiğinin sembol şehri Halep, bir daha asla eskisi gibi olmayacak. Tarih bir daha gelmeyecek. Tek umudumuz, bunca kötülüğün içinde merhameti ve vicdanı hala yaşatanlar ve onların şehri yeniden inşa etme gayretidir." diye konuştu.

- "16 Nisan bir milat olacak"

Gençlere seslenen Erdoğan, gerek dünya, gerekse Türkiye'nin çok özel bir dönemden geçtiğini ifade ederek, şöyle devam etti:

"Bazı kuşaklar böylesi özel dönemlerin şahitleri olur. Hem tarihin içinde yürürler hem de tarihi yazarlar. Sizler de karar ve eylemlerinizle tarihe yön vereceksiniz. Siz hangi tohumları atarsanız, gelecekte o biçilecek. Bugün Ortadoğu'nun nasıl bir ateş çemberinin içinden geçtiğini görüyorsunuz. Haklının güçlü olduğu değil, güçlünün haklı olduğu bir dünyada mazlumlar eziliyor. Gücün ahlakı olmadığında, Şam'da, Halep'te, İdlib'de olduğu gibi hepimizin yüreğini yakan olaylar yaşanıyor. Bir dönem Bağdat’ta, Saraybosna’da yaşandığı gibi... Hem cesur, hem merhametli, hem de vicdanlı bir siyasete, keskin bir stratejik akla ihtiyaç var. Türkiye’nin son 15 yıldır temel hedefi, bu aklı devreye sokmaktır. Bu coğrafyanın hakkını verecek bir siyasal, toplumsal iklim var etmektir. Elbette bu yolda nice engellerle, zorlukla karşılaşıyoruz. Fakat inanıyorum ki, millet olarak bunların üstesinden gelerek daha da güçleneceğiz."

Emine Erdoğan, 16 Nisan'ın bir milat olacağını düşündüğünü ifade ederek, "Türkiye'nin öz güvenli milli siyaseti adına, tüm güç odaklarına milletçe etkili bir cevap vereceğimize gönülden inanıyorum. Sadece Türkiye için değil, dünyanın bütün mazlumları ve en önemlisi 'dünyanın iyiliği için Türkiye' diyor, hepimize büyük sorumluluklar düştüğünü hatırlatmak istiyorum." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Halep Osmanlısından bize ne kaldı? Belki kubbeleri, minareleri, revakları yitirdik ama Halep'in ruhunu henüz yitirmedik. Çünkü o ruh, İstanbul’da, Urfa’da, Konya’da hala yaşıyor. Türkiye son kalemizdir. Bu kalenin bekçileri de bizleriz. Biz ayakta olduğumuz sürece Şam'ın, Bağdat'ın, Saraybosna'nın yeniden ayağa kalkma ihtimali de hep var olacaktır. Bu duygularla, Türkiye'nin, İslam dünyasının izzetli geleceği için çok çalışalım, birlik olalım diyorum. Bizleri iyi ki buluşturdunuz, Halep’i düşünürken, kendi geleceğimizi de düşünmeye vesile oldunuz."

Konuşmasının ardından Emine Erdoğan'a Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın tarafından hediye takdim edildi. Daha sonra Erdoğan, kızı Esra Albayrak, torunu Mahinur Albayrak'ın araların da bulunduğu katılımcılarla sahnede hatıra fotoğrafı çektirdi. Erdoğan, Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezinde açılışını gerçekleştirdiği "Halep Osmanlısından Bi̇ze Ne Kaldı?" sergisini de gezdi.

Yorumlar