Hak-İş'ten taşeron işçilerin sorunlarıyla ilgili açıklama

Hak-İş Genel Başkanı Arslan, Taşeron işçilerin sorunlarıyla ilgili yaptığı açıklamada, "Yeni durumda Sayın Cumhurbaşkanımız, AK Parti Genel Başkanlığı görevine geldikten sonra bu konuyla ilgili daha somut ve bizi umutlandıracak, sorunlarımızı çözmeye yönelik beklentilerimizi, taleplerimizi, çalışmalarında hep beraber göreceğiz. Biz 1 Mayıs meydanından da haykırdık asla ÖSP'yi çözüm olarak kabul etmeyeceğiz, mücadelemizi sürdüreceğiz. Türkiye'nin bütün alanları 1 Mayıs alanıdır, bütün alanları Taksim alanıdır) mantığıyla hareket edildiği zaman, sorun ortadan kalkmış oldu. Birkaç küçük marjinal grubun dışında, 1 Mayıs Türkiye'nin bütün alanlarında coşkuyla, heyecanla, halaylarla kutlandı. Türkiye'nin bunca sorunları içerisinde 1 Mayıs'ı sorun olmaktan çok şükür kaldırmış olduk." dedi.

Google Haberlere Abone ol
Hak-İş'ten taşeron işçilerin sorunlarıyla ilgili açıklama

Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, taşeron işçilerin sorunlarına ilişkin, "Yeni durumda Sayın Cumhurbaşkanımız AK Parti Genel Başkanlığı görevine geldikten sonra bu konuyla ilgili daha somut ve bizi umutlandıracak, sorunlarımızı çözmeye yönelik beklentilerimizi, taleplerimizi, çalışmalarında hep beraber göreceğiz. Biz 1 Mayıs meydanından da haykırdık asla ÖSP'yi çözüm olarak kabul etmeyeceğiz, mücadelemizi sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı.

Hak-İş'e bağlı Hizmet-İş Sendikası Ankara 5 No'lu Şubesinin Emek Konukevi'nde yapılan genel kurulunda konuşan Arslan, Hizmet-İş'te ve diğer sendikalarda kadın delege sayısının artırılması gerektiğine dikkat çekti. Sendika üyelerinin yüzde 40'ına yakınının kadınlardan oluştuğunu belirten Arslan, "Neden kadın üyelerimize fırsat vermiyoruz, Niye bu konuda destek olmuyoruz? Ben anlayabilmiş değilim. Nasıl böyle bir kadına karşı ayrımcılık, nasıl bir zihniyet ben anlayabilmiş değilim." dedi.

Sendikal mücadeleyi geleceğe taşıyabilmek, toplumsal mücadeleye dönüştürmek için kadın erkek eşitliğinin sağlanması gerektiğini vurgulayan Arslan, "Bu sadece kadınlara karşı değil, milletimize karşı bir sorumluluğumuzdur çünkü kadın annedir, kadın eştir, kadın kardeştir, sonuçta toplumun yarısıdır." değerlendirmesinde bulundu.

Kadınların yanı sıra toplumun her mağdur ferdinin arkasında durarak diğer sivil toplum örgütlerine örnek olmayı amaçladıklarını dile getiren Arslan, 1 Mayıs'ta bir ilke imza atarak Erzurum'da kutladıklarını, problemlerini, oradan bütün dünyaya duyurduklarını anımsattı.

Erzurum'daki 1 Mayıs kutlamalarına Türkiye'nin dört bir yanından büyük katılım sağladıklarını vurgulayan Arslan, "Bu Hak-iş için önemli bir adımdı. Erzurum'da ilk defa 1 Mayıs kutladık. Doğu genelde bu tür etkinliklerde ihmal edilen bir bölgeydi. Şube Başkanımız, Hak-İş İl Başkanımızın da talebi, Hak-İş Yönetim Kurulunun da isabetli kararıyla Erzurum'da 1 Mayıs etkinliği yapılması hakikaten pek çok yönüyle ilkleri gerçekleştirdi." diye konuştu.

Erzurum'daki 1 Mayıs kutlamasının bütün Türkiye'ye örnek olduğunun altını çizen Arslan, konfederasyon olarak 1 Mayıslara adını veren Chicago'daki Haymarket Meydanı'na Hak-İş'in plakasını koyduklarını hatırlattı.

Arslan, Hak- İş'in, Türkiye'de 1 Mayıs'ı aslına uygun kutlayan tek kuruluş olduğunu belirterek, "Hak-İş bir şeyi daha başardı. 1 Mayıs'ı Taksim'e hapseden, 'Taksim olmazsa 1 Mayıs olmaz' diyen zihniyeti de artık ortadan kaldırmış olduk. Bu kolay olmadı, zor oldu." değerlendirmesini yaptı.

1 Mayıs'ı Taksim'e hapsetmek isteyenlerin, bu tarihi Türkiye için gerginlik gününe dönüştürdüklerini ifade eden Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"(Türkiye'nin bütün alanları 1 Mayıs alanıdır, bütün alanları Taksim alanıdır) mantığıyla hareket edildiği zaman, sorun ortadan kalkmış oldu. Birkaç küçük marjinal grubun dışında, 1 Mayıs Türkiye'nin bütün alanlarında coşkuyla, heyecanla, halaylarla kutlandı. Türkiye'nin bunca sorunları içerisinde 1 Mayıs'ı sorun olmaktan çok şükür kaldırmış olduk."

Arslan, 1 Mayıs'ta verdikleri mesajlardan birinin, taşeron işçilerin kadro sorunlarının çözülmesi olduğunu dile getirerek, Özel Sözleşmeli Personel (ÖSP) sistemine sonuna kadar karşı çıkmaya devam edeceklerini bildirdi.

Kıdem tazminatı konusunda yapılacak düzenlemelerin, işçilerin haklarının gözetilerek yapılması gerektiğinin altını çizen Arslan, "Var olan haklarımız geri gitmeden sorunların çözümünü sağlayacak yeni bir modele ihtiyacımız var. Hak-İş olarak bunu savunuyoruz. Bu doğrultudaki kararlılığımızı da her fırsatta ifade ediyoruz. Hak-İş kurulduğu günden bu yana kıdem tazminatıyla ilgili mevcut düzenlemelerin eksiklerini, yanlışlarını hep ortaya koymuştur. Bunun çözümü için de kıdem tazminatı fonunu savunmuştur." değerlendirmesinde bulundu.

Arslan, kıdem tazminatının bütün emekçiler için ulaşılabilir olması, mevcut hakların korunması, eksikliklerin giderilmesi gerektiğini vurguladı.

"Yüzde 10 barajının makul bir noktaya çekilmesi gerekiyor"

Taşeron şirketlerdeki işçilerin yüzde 90'ından fazlasının asıl işte çalıştığını savunan Arslan, şöyle konuştu:

"Bu arkadaşlarımıza kadro verilmesi gerekiyor. ÖSP'nin gelmemesi için de bütün gücümüzle çalışacağız. Bunu Sayın Cumhurbaşkanımıza da ifade ettik. Taşeron işçilerin sendikalaşmasının önünde en büyük katkı sağlayan Sayın Cumhurbaşkanımızın, bu sorunu bizim arzu ettiğimiz şekilde çözmesi konusunda da talebimizi ifade ettik. 16 Nisan öncesinde de hep bunu söyledik. Yeni durumda Sayın Cumhurbaşkanımız AK Parti Genel Başkanlığı görevine geldikten sonra bu konuyla ilgili daha somut ve bizi umutlandıracak, sorunlarımızı çözmeye yönelik beklentilerimizi, taleplerimizi, çalışmalarında hep beraber göreceğiz. Biz 1 Mayıs meydanından da haykırdık, asla ÖSP'yi çözüm olarak kabul etmeyeceğiz, mücadelemizi sürdüreceğiz."

Hak-İş'in 16 Nisan'daki halk oylamasında tarihi yürüyüşüne uygun bir karar alarak anayasa değişikliğini desteklediğini anımsatan Arslan, alanlarda 40 gün boyunca mücadele verdiklerini söyledi.

Siyasi Partiler ve Seçim kanunlarında düzenlemeler yapılmasına ilişkin talepleri olduğunu dile getiren Arslan, "Mutlaka bu anayasa değişikliğine uygun olarak Siyasi Partiler Yasası'nın değişmesi gerekiyor. Seçim Yasası'nın mutlaka değiştirilmesi gerekiyor. Bu, yüzde 10 barajının mutlaka makul bir noktaya çekilmesi gerekiyor. Daha çok siyasi partinin, daha çok siyasi grubun Meclise girmesini sağlamamız lazım." dedi.

Arslan, artık yüzde 20-25'ler ile hükümet kurulmasının mümkün olmadığına dikkat çekerek, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin siyasi uzlaşıyı da beraberinde getireceğini vurguladı. Konuşmasının sonunda 15 Temmuz'daki darbe girişiminde şehit olanlara Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa dileyen Arslan, her toplantıda 15 Temmuz'a değinerek bu darbe girişimini ve verilen halk mücadelesini unutturmayacaklarını kaydetti.

Yorumlar