GÜNCELLEME - Filistinliler için koruma talebi BM Genel Kurulu'nda kabul edildi
- Karar tasarısı 120 oyla kabul edilirken, tasarıya 8 ülke karşı çıktı, 45 ülke ise çekimser kaldı -Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu: - "Önümüzdeki karar, bütün BM üyesi ülkelere sivillere yönelik saldırıları barışçıl yollarla önleme ve çekilen acıları dindirme çağrısı yapıyor. Bu kararda taraf tutulmuyor" - "Filistin halkına meşru isteklerinin duyulduğu ve uluslararası toplumun onların acılarını önemsediğine dair inandırıcı bir mesaj göndermek için doğru bir zaman. Genel Kurulun BM Sözleşmesi'ndeki sorumluluğunu yerine getirerek BM'nin güvenilirliğini yeniden tesis etmesi için doğru bir zaman" - DETAYLAR VE BM GENEL KURULUNDA YAPILAN KONUŞMALAR EKLENDİ
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER (AA) - Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda, Filistin halkı için koruma talep eden karar tasarısı kabul edildi.
Türkiye'nin yoğun girişimlerinin ardından Cezayir'in de desteğiyle Filistin tasarısını görüşmek üzere BM Genel Kurulu, özel oturumda toplandı.
BM Genel Kurulunda düzenlenen oturumda, ABD tarafından BM Güvenlik Konseyi'nde veto edilen, Filistin halkı için koruma isteyen tasarı tekrar görüşüldü ve oylamaya sunuldu.
Karar tasarısı 120 oyla BM Genel Kurulu'nda kabul edildi. Karara 8 ülke karşı çıktı, 45 ülke ise çekimser kaldı. Karara karşı çıkan ülkeler arasında, ABD, İsrail, Avustralya, Marshall Adaları, Nauru, Togo, Solomon Adaları, Mikronezya Federe Devletleri yer aldı.
Kararda, "BM Genel Sekreterinden, mevcut durumu inceleyip en kısa zamanda, söz konusu tasarının kabul edilmesinin ardından 60 gün içinde İsrail işgali altındaki Filistin'de sivillerin korunması, güvenliği ve refahı için yapılması gerekenlerin yanı sıra uluslararası koruma mekanizmalarıyla ilgili önerilerinin de bulunduğu yazılı rapor sunması" talep ediliyor.
Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu, BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, ''Önümüzdeki karar, bütün BM üyesi ülkelere sivillere yönelik saldırıları barışçıl yollarla önleme ve çekilen acıları dindirme çağrısı yapıyor. Bu kararda taraf tutulmuyor.'' dedi.
Bu kararla gerginliğin azaltılmasının ve daha fazla şiddet olaylarının önlenmesinin amaçlandığını belirten Sinirlioğlu, söz konusu kararda BM Genel Sekreteri'nden sivilleri daha fazla saldırıya karşı nasıl koruyacağı konusundaki önerilerini sunması çağrısı yapıldığı ve kimsenin hedef alınmadığına dikkati çekti.
Söz konusu kararla güvenilir bir barış süreci ve barış içinde birlikte yaşama umutlarının yaşatılmasının amaçlandığını ifade eden Sinirlioğlu, ''Filistin halkına meşru isteklerinin duyulduğu ve uluslararası toplumun onların acılarını önemsediğine dair inandırıcı bir mesaj göndermek için doğru bir zaman. Genel Kurulun BM Sözleşmesi'ndeki sorumluluğunu yerine getirerek BM'nin güvenilirliğini yeniden tesis etmesi için doğru bir zaman.'' diye konuştu.
Ardı arkası kesilmeyen uluslararası çağrılara rağmen Filistin halkının vazgeçilmez haklarından yoksun bırakıldığına ve barışçıl gösteri haklarının ihlal edildiğine dikkati çeken Sinirlioğlu, ''Uluslararası hukukun daha fazla aşınmasını önlemek ortak görevimiz.''ifadesini kullandı.
Sinirlioğlu, ''Tek taraflı kararlar barış getirmeyecek. Sadece adil, kapsamlı ve kalıcı olanlar çözüm getirecek.'' diye ekledi.
Yemen, Suriye, Irak, İran, Myanmar ve dünyanın birçok yerinde başka sorunlar dururken ''Gazze'yi öncelikli yapan nedir?'' diye sorgulayan ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley ise tasarının tamamen tek taraflı olduğunu, Hamas'tan hiçbir şekilde bahsetmediğini ve bu tür kararların barış sürecine katkısı olmayacağını savundu.
Haley, ''Türk dostlarım da bu kararın kabul edilmesinin hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini biliyor.'' dedi.
Filistin'in BM Daimi Temsilcisi Riyad Mansur ise ''Halkımıza karşı işlenen sistematik suçlar ve insan hakları ihlalleri karşısında sessiz kalamayız.'' dedi.
İsrail'in BM Daimi Temsilcisi Danny Danon ise terör örgütü olmakla suçladığı Hamas'ın ''hem İsrail hem Filistin halkına zarar verdiğini'' iddia etti.
Kararda ayrıca silahlı çatışmalarda sivillerin korunmasına yönelik ilgili BM kararlarına atıfta bulunularak, işgal altındaki Filistin'de 30 Mart'tan bu yana yaşanan şiddet olaylarında İsrail güçleri tarafından orantısız güç kullanılarak, özellikle Gazze'de aralarında çocukların, sağlık çalışanlarının ve gazetecilerin de bulunduğu sivillerin öldürülmesiyle ilgili duyulan endişe ifade edildi.
- BM kurumlarından iş birliği beklentisi
BMGK'nin ve BM üyesi ülkelerin sivillerin korunmasına yönelik atılacak adımlarda daha etkin olması gerektiğinin dile getirildiği kararda, İsrail-Filistin çatışmasının yalnızca uluslararası hukuk ve ilgili BM kararları çerçevesinde güvenilir ve direkt müzakereler gibi barışçıl yollarla çözüme kavuşturulabileceği vurgulandı.
Kararda, "BM Genel Sekreteri ile BM Orta Doğu Barış Süreci Özel Koordinatörü'nün mevcut durumun şiddetini azaltmak ve Filistinlilere Yardım İçin İrtibat Komitesinin projeleri dahil, altyapı, insani ve ekonomik ihtiyaçların ele alınması konusunda ilgili ortaklarla iş birliği içinde gösterecekleri çabaların takdirle karşılanması" gerektiği belirtildi.
Filistin kararında, 1967'de başlayan İsrail işgalini
sonlandırmak ve taraflar arasındaki tüm tartışmalı konulara nihai
hallerini verebilmek, güvenilir müzakerelerin başlatılması için
gerekli tüm şartların sağlanması, BM kararları kapsamında ve Madrid
kararlarıyla uyumlu, güvenilir ve belirgin sınırlara sahip, barış
içinde yaşayan demokratik iki ayrı devlet için yeni ve acil çaba
gösterilmesi çağrısında bulunuldu.
Her iki tarafta da sivillerin zarar görmesine ilişkin tüm faaliyetlerin esefle karşılandığı kararda acil, sürdürülebilir ve tam anlamıyla uygulanabilir ateşkes çağrısı yapıldı.
Kararda ayrıca, sivillere yönelik şiddet ve terör olaylarının
yanı sıra provokasyon, kışkırtma ve tahribat faaliyetlerinin her
türlüsü kınandı.
Barışçıl protesto hakkı, ifade ve örgütlenme özgürlüğüne vurgu
yapılan kararda, Filistin'de yaşanan olaylara ilişkin uluslararası
standartlarla uyumlu, bağımsız bir soruşturmanın önemine işaret
edildi.
Gazze'deki insani krizin ciddi boyutlara ulaştığı ve soruna
uluslararası hukuk çerçevesinde sürdürülebilir bir çözüm sağlanması
gerekliliğinin altı çizilen kararda, işgalci güç İsrail'e savaş
zamanında sivillerin korunmasına ilişkin 12 Ağustos 1949 tarihli
Cenevre Sözleşmesi'ndeki hukuki görev ve sorumlulukları
hatırlatıldı.
Kararda, tüm tarafların bölgede istikrarın sağlanması ve
sahadaki olumsuzlukların tersine döndürülmesi için gerekli
çabalarda bulunmaları ve sükuneti sağlamaları gerektiği
belirtildi.
- İnsani yardımlar
Gazze dahil işgal altındaki Filistin topraklarında yaşayan
Filistinli sivil halkın güvenliği ve korunmasının garanti altına
alınması için tüm tedbirlerin gündeme getirilmesi gerektiği ifade
edilen kararda, İsrail'in, Gazze şeridinden giriş çıkışlar ve
bölgeye yapılan insani yardımların transferine yönelik engelleme ve
kısıtlama faaliyetlerine acil son vermesi çağrısında
bulunuldu.
Söz konusu kararda, insani yardım ve sağlık çalışanlarının sivil
halka erişiminin kolaylaştırılması ve sağlık çalışanlarına yönelik
tüm şiddet ile tehdit uygulamalarının sona erdirilmesi için tüm
tarafların iş birliği içinde olması istendi.
Kararda, BM Yakındoğu'daki Filistinli Mülteciler için Yardım
ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) hayati bir role sahip olduğuna
işaret edilerek, UNRWA'ya Gazze'deki Filistinli sivillere acil ve
engelsiz insani yardımlarda bulunulması için desteğin artırılması
çağrısı yapıldı.
Filistin'deki farklı siyasi taraflar arasında uzlaşmanın
sağlanması için atılacak adımların teşvik edildiği kararda, Gazze
ve Batı Şeria'nın meşru Filistin hükümeti altında birleşmesi ve bu
yönetimin etkin biçimde çalışmasının tesisi için somut adımlar
atılması gerektiği vurgulandı.
Yorumlar