"Gümrük Birliği ile Brexit sürecinin beraber yürütülmesi önemli"

- DEİK Başkanı Olpak: - "Gümrük Birliği'nin güncellenmesi konusunda kötümser değilim. Bu güncelleme gereklidir ve mutlaka yapılmalıdır. Bu arada Brexit süreci de atlanmamalıdır" - "İngiltere, bizim önemli pazarlarımızdan birisi ve takvim hızlı bir şekilde ilerliyor. Bir yıl sonra gözümüzü açıp kapayacağız ve 'Brexit süreci tamamlanmış' diyeceğiz. Bu noktada Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekci başkanlığında, Brexit sürecinin tamamlanmasıyla eş zamanlı bir çalışma yürütülmektedir. Aynı önemde olmasa da ikisinin beraber yürütülmesi önemli" - "Avrupasız bir Türkiye ve Türkiye'siz bir Avrupa düşünülemez. Vize serbestisi, entegrasyonun sosyoekonomik gidişatı açısından büyük bir adım olacaktır. Hükümetimiz nezdinde yapılan çalışmaların kısa vadede meyvelerini toplayacağımız inancındayım" - "Daha odaklı bir yapı kurmak adına DEİK'teki üyelik sisteminin, bölgeden ülke bazlı sisteme geçmesi konusunda mutabık kaldık. Bu, DEİK'in bugüne kadarki sisteminde bir kilometre taşıydı"

Google Haberlere Abone ol
"Gümrük Birliği ile Brexit sürecinin beraber yürütülmesi önemli"

İSTANBUL (AA) - BELGİN YAKIŞAN MUTLU - Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi konusunda kötümser olmadığını belirterek, "Bu güncelleme gereklidir ve mutlaka yapılmalıdır. Bu arada Brexit süreci de atlanmamalıdır. Bu noktada Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekci başkanlığında, Brexit sürecinin tamamlanmasıyla eş zamanlı bir çalışma yürütülmektedir. Aynı önemde olmasa da ikisinin beraber yürütülmesi önemli." dedi.

DEİK Başkanı Olpak, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

DEİK'in 136'sı ülke bazlı olmak üzere 143 iş konseyi bulunduğunu anlatan Olpak, Türkiye'nin büyükelçiliği olan hemen her yerde iş konseyleri aracılığı ile çalışmalar yürüttüklerini söyledi.

Olpak, Eylül 2017'de göreve gelmesinden bu yana geçen sürede yaptıkları çalışmalardan bahsederek, bu süreçte İş Konseyleri Genel Kurulunu gerçekleştirdiklerini, burada bütün sistemi masaya yatırdıklarını, etkin ve eksik oldukları alanları belirlediklerini kaydetti.

Bu çalışmalar neticesinde, daha odaklı bir yapı kurmak adına DEİK'teki üyelik sisteminin, bölgeden ülke bazlı sisteme geçmesi konusunda mutabık kaldıklarını aktaran Olpak, "Bu, DEİK'in bugüne kadarki sisteminde bir kilometre taşıydı. Bundan sonraki süreçte herhalde bunun sonuçlarını göreceğiz. Eskiden bölge üyeliği vardı. Artık üyelerimiz ilgilendiği, iş hacmi olan tüm ülkelerdeki iş konseylerine dahil olabiliyor. İsterse 142 konseyin hepsine ayrı ayrı üye olabiliyor. Bu daha fazla odaklanmayı sağlayacak." diye konuştu.

Olpak, İş Konseyleri Genel Kurulunu 2 yılda bir yaptıkları bilgisini vererek, şunları ifade etti:

"Bir sonraki İş Konseyi Genel Kurulu’na kadar, yani 2019'un sonuna kadar, DEİK'in üye sayısını bugünkünün 3 katına çıkarmak gibi oldukça iddialı bir hedef koyduk. Yeni üyeleri, taze kanı DEİK'in içerisine katmamız gerek. Bunu da yapabileceğimizi düşünüyorum. Ayrıca, konseyleri daha odaklı çalıştırmak istiyorsak, o zaman onlara bilgi verecek kaynaklarımızı daha aktif hale getirmemiz lazım diye düşündük. Bu düşüncenin sonucu olarak da DEİK içinde ilave bir departman oluşturmak gibi bir kararımız ortaya çıktı. Şimdi DEİK içerisinde akademisyenlerden oluşan bir danışma kurulu oluşturuyoruz. Şu anda çalışmalarımızın son aşamasına gelmek üzereyiz.

Bunu sağlamak için tam kadrolu, multidisipliner dediğimiz bir birim oluşturacağız. Burada iktisattan istatistiğe, uluslararası ilişkilerden hukuka kadar birçok alandan kişiler yer alacak ki iş konseylerimize, üyelerimize daha net bir şekilde bilgi verebilsin. Burada bizim önceliğimiz, Türkiye'nin makroekonomisine ilişkin çalışma yapmak değil. Zaten onu yapan çok ciddi kurumlarımız var ama ben Angola'yı, Şili'yi, Makedonya'yı konuşuyorsam, üyeme o konuda oradaki tehditleri, fırsatları, yapabileceklerini internet üzerinde alınabilecek genel bilgiler dışında daha net bir şekilde verebilmem lazım. Çalışmalarımızı kamuoyunun da istifadesine sunacağız ama önceliğimiz DEİK'in odaklanmasını sağlayacak çalışmalar olması."


- "Çıtayı yukarı koyduk ama gözümüz korkmuyor"


Nail Olpak, DEİK olarak belirli periyotlarla algı araştırmaları yapmaya başlayacaklarını aktararak, "Bütün bunları topladığımızda, bundan sonraki süreçte DEİK'in üye yapısını büyüten ve o üyeye daha net bilgiler sağlayabilen bir çalışma sistemi ile gideceğiz." değerlendirmesini yaptı.

DEİK'in yeni bir yapılanmaya giderek Başkanlık Divanı kurmasına yönelik değerlendirmelerde de bulunan Olpak, bunun hem daha fazla sahiplenme hem de yükü paylaşma adına önemli bir adım olduğunu söyledi.

Olpak, yönetim kurulu üyelerinin gıpta edilecek niteliklere sahip olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Bu yönetim kurulunun bugüne kadarki birikimlerinden daha fazla faydalanmak bizim önceliğimiz. DEİK olarak iş dünyamızın dış ekonomik ilişkileri ile hükümetin önceliklerini örtüştüren bir yapı kurmamız önemli. Biz bunu Ekonomi Bakanlığımızın, sayın bakanımızın koordinasyonu ile sağlıyoruz. Bu amaçla hem cumhurbaşkanımız ve başbakanımız, hem de bakanlarımız ile Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekci'nin koordinasyonunda sıklıkla bir araya gelmeyi planlıyoruz. Bakanımız, ekonomi politikaları oluşturulurken iş dünyasına kulak vermenin ne derece önemli olduğu konusunda hassasiyet sergiliyor. Cumhurbaşkanımız ve başbakanımızla da yılda en azından birkaç kez bir arada olmak bizler için çok değerli. Yönetim kurulumuzu bir araya getirip daha makro meseleler üzerinde konuşmak istiyoruz. Biz DEİK'i bir adım daha ileri götürmek için çalışacağız. Çıtayı yukarı koyduk ama bu ülkenin buna ihtiyacı var. Bizim açıklarımızı kapatmaya ihtiyacımız var. Gözümüz korkmuyor, başarabileceğimizi düşünüyorum."

Nail Olpak, Türkiye'ye yönelik pozitif algının geliştirilmesi konusunda DEİK'in hem yönetim hem de üye bazında aktif çalışmalar yürüttüğünü dile getirdi.

DEİK'i, "her rengi içinde barındıran, iş dünyasının dış dünyaya açılan platformu" şeklinde nitelendiren Olpak, bu nedenle ifadelerinin önem taşıdığını, her seyahatlerinde Türkiye'yi doğru anlattıklarını vurguladı.

Olpak, "FETÖ'nün hiçbir şeyini tasvip etmiyorum ama sadece kızarak da bir şey yapma şansımız yok. Madem ki onlar birçok ülkede yanlış bir amaç uğruna yapılanmış, benim elimde doğru varsa ben o doğru ile birlikte daha fazla çalışacağım. Daha fazla çalışmaktan başka hiçbir tedbirimiz yok. Biz üyelerimize diyoruz ki; 'Şu ülkeyi kendinize daha fazla dert edinin ve gittiğiniz yerde muhataplarınıza bir siyasi söylem içerisinde değil, kendi şartlarınızda daha net bir şekilde anlatın. Bunu biz yönetim olarak da yapıyoruz, devam edeceğiz." diye konuştu.


- "AB ile ilişki sürecimiz doğru değil"


Olpak, Avrupa Birliği (AB) ile ilişki sürecinin doğru olmadığını vurgulayarak, şöyle devam etti:

"55 yıldır hala görüşmelerin ve pazarlıkların yapıldığı bir süreçte yanlışlık vardır. Düşünün ki bir evlilik planlıyorsunuz, 55 yıldır nişanlısınız. Bu yanlış. Gümrük Birliği'nde ise kararlardan etkilenen ama karar alma sürecinde yer almayan bir durumdayız. Bu doğru değil. Bunu dile getirdiğimizde muhataplarımızın hepsi 'doğru söylüyorsunuz' diyor ama olay siyasi bir yerde tıkanıyor. Türkiye açısından dış ticaretin yüzde 50'si AB'ye ama bu ilişki tek taraflı değil. AB çerçevesinden bakıldığında da o kadar ticaret Türkiye ile yapılıyor. Ne ben AB pazarının kaçmasını isterim ne de AB kendi içerisinde böyle bir pazarın kendisinden kaçmasını ister. Bu bir sonuca gidecek.

Gümrük Birliği'nin güncellenmesi konusunda kötümser değilim. Bu güncelleme gereklidir ve mutlaka yapılmalıdır. Bu arada Brexit süreci de atlanmamalıdır. İngiltere, bizim önemli pazarlarımızdan birisi ve takvim hızlı bir şekilde ilerliyor. Bir yıl sonra gözümüzü açıp kapayacağız ve Brexit süreci tamamlanmış diyeceğiz. Bu noktada Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekci başkanlığında, Brexit sürecinin tamamlanmasıyla eş zamanlı bir çalışma yürütülmektedir. Aynı önemde olmasa da ikisinin beraber yürütülmesi önemli."

Vize serbestisi konusuna da değinen Olpak, Türkiye'nin üzerine düşen çalışmaları tamamladığını, Avrupa Komisyonu'nun önüne 72 maddelik dosyayı teslim ettiğini hatırlattı.

Olpak, ilişkilerin yalnızca ekonomik platformda düşünülmemesi gerektiğine dikkati çekerek, "Siyasi ve ekonomik süreçler ister istemez birbirlerini beslemektedir. Türkiye'nin 53 yıllık Avrupa yolculuğunda son 15 yılda atılan adımların önemi ve hızı yüksektir. Avrupasız bir Türkiye ve Türkiye'siz bir Avrupa düşünülemez. Vize serbestisi, entegrasyonun sosyo-ekonomik gidişatı açısından büyük bir adım olacaktır. Hükümetimiz nezdinde yapılan çalışmaların kısa vadede meyvelerini toplayacağımız inancındayım." diye konuştu.

DEİK Başkanı Nail Olpak, 22-23 Şubat'ta Batı Afrika Devletler Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) ile Türkiye'de bir etkinlik düzenleyecekleri bilgisini de vererek, Ekonomi Bakanı Zeybekci'nin ev sahipliği ve koordinasyonu ile düzenlenecek etkinlikte, Afrika ülkelerinden "nokta atışlı" denilebilecek iş adamlarının geleceğini, yerli iş adamları ile ikili görüşmeler gerçekleştirilmesini sağlayacaklarını sözlerine ekledi.

Yorumlar