Ege Üniversitesi (EÜ) Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik
Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çağrı Büke,
gripten korunmak için elleri yıkama süresinin önemine dikkati
çekerek, sabun ve su temasının en az "40 saniye" olması gerektiğini
söyledi.
Büke, sonbaharla birlikte "grip" konusunun da gündeme geldiğini,
olguların yüzde 95'inde 38,5 derecenin üzerinde ateşle seyreden
hastalığın "pnömoni" yani zatürreye dönmesinin tehlikeli olduğunu
ifade etti.
Her yıl ekim ve şubat ayları arasında toplumun yüzde 5 ila 15'inin
gribal enfeksiyona yakalandığını anlatan Çağrı Büke, Türkiye'de de
her yıl 400 bin ile 1 milyon 200 bin kişinin bu nedenle
hastalandığını kaydetti.
Hastalığın tedavisinden önce gripten korunmanın önemine vurgu yapan
Prof. Dr. Büke, şöyle devam etti:
"Biliyoruz ki gribe yakalanan kişilerle temas etmeden de gribe
yakalanma olasılığı vardır. Herhangi bir ortamdaki eşyaya, siz
dokunmadan önce gripli bir kişi öksürerek sekresyonları
(salgılarını) bulaştırmış olabilir. Asansör düğmeleri, elektrik
butonları bu nesnelere örnek olabilir. Hatta masanın üstündeki bir
dosya bile. Önlem olarak elleri yıkamak önemli. Öncelikle etkin
yıkama gerekli. Gripten korunma açısından elleri yıkama şekli ve
süresi önemli. En az 40 saniye boyunca sabun ve su ile temas
gerekli."
Enfeksiyonların kontrolünde su ve sabun kullanarak elleri yıkama
süresinin tüm dünyada en az 40 ila 60 saniye olarak uygulandığını
kaydeden Büke, alkol bazlı el dezenfektanları ile bu sürenin 20-30
saniyeye inebileceğini, ancak sonuçta önemli olan noktanın ellerin
yeterli süre yıkanması olduğunu aktardı.
Çağrı Büke, gribe neden olan etkenlerden, virüslerden arınmak için
ellerin yıkanması sırasında özellikle parmak arası ve uçlarının da
su ve sabunla temizlenmesi gerektiğini dile getirdi.
4-5 gün istirahat edilmeli
Gribal enfeksiyon geçiren hastaların 4-5 gün istirahatinin toplumda
hastalığın yayılmasını engelleyeceğini söyleyen Büke, "Toplumda ne
kadar az görülürse bulaşması o kadar az olur, beklemediğimiz
durumlarla karşılaşmayız. Zatürre gelişmesi durumunda yüzde 30-40'a
varan durumlarda ölümlerle karşılaşıyoruz. İlk önlem olarak
aksıran, öksüren kişilerden uzak durmaya çalışmalıyız." dedi.
Prof. Dr. Büke, herkese aşı yaptırmayı önermediklerini aktararak,
risk grubunda olanların özellikle korunması gerektiğini ifade
etti.
Kronik akciğer, kalp, böbrek, karaciğer, diyabet, bağışıklık
sistemi hastaları, hamileler ve çocukların risk grubunda yer
aldığını bildiren Büke, bu grupta yer alanların en kısa sürede
tedavi edilmesi gerektiği uyarısında bulundu.
Son yıllarda gribe yakalananların vitamin takviyesi aldığını
anımsatan Çağrı Büke, "Destek tedavi konusunda vitamin takviyesinin
kesin gösterilmiş bir etkisi yok. Ama 'kesinlikle vitamin almayın'
da demiyoruz. Önerimiz, vitaminin besin yoluyla alınmasıdır." diye
konuştu.
Vitaminlerin sebze, meyve tüketimi ile sağlanabileceğine de dikkati
çeken Prof. Dr. Büke, gribe yakalananların istirahat etmesi, sıvı
alımına önem vermesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar