GRAFİKLİ- Filistinliler topraklarının yüzde 15'ini kullanabiliyor

- İsrail, tarihi Filistin topraklarının yüzde 85'ine el koymuş durumda. Filistinliler ise bu alanın sadece yüzde 15'ini kullanabiliyor - İşgal altındaki Filistin toprakları üzerine kurulu Yahudi yerleşim yerleri de her geçen gün genişlemeye devam ediyor - İsrail'in bu illegal yerleşim yerlerini genişletme politikası, Filistinliler için kendi vatanlarındaki yaşam alanlarının sürekli daralması anlamına geliyor

Google Haberlere Abone ol
GRAFİKLİ- Filistinliler topraklarının yüzde 15'ini kullanabiliyor

KUDÜS (AA) - İsrail, 27 bin kilometrekarelik tarihi Filistin topraklarının yüzde 85'ine el koymuş durumda. Filistinliler ise bu alanın sadece yüzde 15'ini kullanabiliyor.

İsrail'in 30 Mart 1976'da Filistinlilere ait binlerce dönüm araziye el koyması her yıl Toprak Günü olarak anılıyor. Tarihi Filistin toprakları üzerinde kurulan İsrail işgaline direnişin sembolü haline gelen Toprak Günü'nün kırk birinci yıl dönümü, giderek genişleyen İsrail işgalini yeniden gündeme taşıdı.

Filistin İstatistik Merkezinin Mart 2015 verilerine göre İsrail, 27 bin kilometrekarelik Filistin topraklarının yüzde 85'ine el koymuş durumda. Filistinliler ise bu alanın sadece yüzde 15'ini kullanabiliyor.

Verilere göre, Batı Şeria'da 2014 yılı sonu itibariyle İsrail askeri kamplarının sayısı da 409'a ulaştı.

- İşgal genişlemeye devam ediyor

Öte yandan İşgal altındaki Filistin toprakları üzerine kurulu Yahudi yerleşim yerleri de her geçen gün genişlemeye devam ediyor. Bu verilerin yayınlandığı 2015 tarihinden bu yana İsrail, Filistin topraklarında bulunan Yahudi yerleşim yerlerine binlerce yeni konut ekledi.

İsrail'in bu illegal yerleşim yerlerini genişletme politikası, Filistinliler için kendi vatanlarındaki yaşam alanlarının sürekli daralması anlamına geliyor.

İsrail'in fiili işgali altında olan Batı Şeria'da yaklaşık 400 bin, Doğu Kudüs'te ise 200 bin Yahudi yerleşimci bulunuyor. Uluslararası hukukta Yahudi yerleşimler gayrimeşru kabul ediliyor.

Filistin yönetimi, İsrail’in Batı Şeria’da işgal ettiği toprakları ekonomik sömürüye açık alan olarak kullandığını vurguluyor.

Filistin ile İsrail yönetimi arasında 1995'te imzalanan "İkinci Oslo Antlaşması" çerçevesinde Batı Şeria, A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı.

Yüzde 18'i kapsayan "A bölgesi"nin yönetimi idari ve güvenlik olarak Filistin'e, yüzde 21'lik "B bölgesi"nin idari yönetimi Filistin'e güvenliği İsrail'e devredilirken, yüzde 61'ini kapsayan "C bölgesi"nin idare ve güvenliği İsrail'e bırakılmıştı.

Filistinliler doğal kaynaklar açısından çok önemli olan C bölgesinden İsrail’in engellemeleri nedeniyle yararlanamıyor.

İsrail bu bölgeye, Oslo Anlaşmasını ihlal ederek Yahudi yerleşimcileri yerleştiriyor ve askeri karargahlar kuruyor.

İki milyona yakın Filistinlinin yaşadığı Gazze Şeridi ise 2007'den beri İsrail ablukası altında bulunuyor.

- Direnişin sembolü: Toprak Günü

İsrail, 30 Mart 1976'da Filistinlilere ait binlerce dönüm araziye el koymuştu. Filistinliler olayı protesto etmek için genel grev yapmış, İsrail güçlerinin göstericilere ateş açması sonucu 6 kişi ölmüş, yüzlerce kişi yaralanmıştı. Bu nedenle Filistinliler her yıl 30 Mart'ta işgale karşı etkinlikler düzenliyor.

Toprak Günü olarak anılan bu olay, İsrail'le Filistin arasındaki çatışmanın kaynağı olan toprak konusunda Filistinlilerin sebatının simgesi olarak görülüyor.

Filistin Toprak Günü'nün geçmişi "Nekbe" olarak bilinen 1948'de İsrail'in kurulması ve sonrasındaki olaylar zincirine kadar uzanıyor.

Sınırları içinde kalan Filistin Arapları yerlerinden çıkarmak için yıldırma politikaları uygulamaya devam eden İsrail hükümeti, 30 Mart 1976'da bu kişilere ait binlerce dönüm araziye el koydu.

Filistin halkı bu gaspı protesto etmek için genel grev düzenledi. İsrail güçlerinin, Dir Hana beldesinde grevle birlikte protesto gösterileri düzenleyen Filistinlilere ateş açması sonucu da 6 kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı.

1976 olayları İsrailli yetkililerle Filistinli kitleler arasında ilk çatışma olması sebebiyle büyük önem kazandı.






Yorumlar