ABD destekli Suriye Arap Koalisyonu (SAK) ve PYD'nin, Fırat
nehrinin batısındaki Münbiç ilçesini ele geçirmesinin ardından
Washington yönetiminin tutumu merak ediliyor. Amerikan yönetiminin,
Türkiye'ye verdiği güvenceye göre, DAEŞ'in ilçeden
uzaklaştırılmasıyla PYD'nin de bölgeyi terk etmesi gerekiyor.
Suriye'nin kuzeyinde Türkiye sınırı boyunca Haseke ili, Kobani (Ayn
el-Arab) ve Afrin ilçelerinde hakimiyetini ilan eden PYD, Fırat
nehrinin batısında Münbiç'in ardından Cerablus'u da alarak Reyhanlı
ilçesinin karşısındaki bölgeye kadar genişlemeyi hedefliyor.
PYD kuşağı böylece Türkiye-Suriye arasında bir duvar işlevi görerek
iki ülkenin coğrafi bağlarını büyük ölçüde koparmış olacak.
ABD yönetimi de Suriye'nin Türkiye sınırında ve Fırat'ın batısında
yer alan Azez-Cerablus hattının DAEŞ'ten arındırılması gerekçesiyle
PYD militanlarına savaş uçaklarıyla destek sağlıyor.
Washington yönetimi, PYD'nin bazı yerel Arap unsurlarla Fırat
nehrinin batısında operasyonlara katılması gerektiğinde ısrarcı
olmuştu.
Örgütün Suriye'de uygulamaya koymak istediği planlar konusunda
Washington'u uzun süredir uyaran Ankara ise müttefiklik ilişkileri
çerçevesinde Türkiye'nin ulusal güvenliğini tehlikeye atan
adımlardan kaçınılması gerektiğini vurgulamıştı.
ABD, DAEŞ kontrolündeki Münbiç'e Arap savaşçılarla beraber
saldıracak PYD'nin, ilçenin düşmesinin ardından burada
kalmayacağını Türkiye'ye taahhüt etmişti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 7 Haziran'da yaptığı açıklamada
"Fırat’ın doğusunda (PYD'nin silahlı kolu) YPG’liler lojistik
destek vermek istiyorsa o ayrı ama özellikle operasyonlar bittikten
sonra batısında bir tane bile YPG’li istemeyiz. ABD de bu konuda
garanti verdi. Eğer sözünde durursa garanti verdi. Çünkü YPG/PYD
gittiği yerlerde etnik temizlik yapıyor" ifadelerini
kullanmıştı.
Bu çerçevede, SAK ve PYD'nin Münbiç'i öğleden sonra DAEŞ'ten
tamamıyla almasının ardından ABD yönetiminin Türkiye verdiği
güvence gündeme geldi.
-ABD için FETÖ elebaşıyla beraber yeni sınav
Özyeğin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, AA
muhabirine yaptığı değerlendirmede, Türkiye’nin ABD gibi koalisyon
ülkeleri ile yürüttüğü stratejik işbirliğinin temel nedeninin DAEŞ
ile mücadele olduğunu hatırlatarak, Türkiye’nin DAEŞ’den açılan
alanın PYD ile doldurulmasını kabul edemeyeceğini belirtti.
ABD’nin ne şekilde hareket edeceğinin henüz bilinemeyeceğini dile
getiren Caşın, “Türkiye’yi ikna edecek bir planın ortaya konması
gerekiyor. Bu noktada, Münbiç’te Türk-Amerikan ilişkileri çok ciddi
bir sınav verecek.” şeklinde konuştu.
Caşın, "Türkiye çok önemli bir müttefiki olan ABD ile çok önemli
bir sınavdan geçiyor. Bir tarafta Fetullah Gülen’in iade edilmesi
üzerinden devam eden bir kriz var. Türkiye restini çekti fakat
ABD'nin ‘Bu hukuki bir konudur’ şeklindeki yaklaşımı meseleyi
uzatacağını gösteriyor. Şimdi de Münbiç üzerinden, iki ülke
ilişkileri yeni ve çok ciddi bir sınav verecek.” ifadelerini
kullandı.
Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Ortadoğu uzmanı
Oytun Orhan da ABD'nin Fırat'ın batısına geçen PYD militanlarının
DAEŞ’e karşı savaştığı argümanını ileri sürdüğünü ve Münbiç
DAEŞ’ten kurtarıldıktan sonra PYD'ye bağlı unsurların buradan
tamamen geri çekileceği sözü verdiğini hatırlattı.
Orhan, “Beklenen, ABD’nin müttefiklik ilişkisine bağlı kalarak
verdiği sözü yerine getirmesi ve savaşa katılan PYD unsurlarının
artık geri çekilerek yönetim, idare ve güvenliği yerel halka
bırakması. ABD’nin de bu konuda baskı uygulaması. PYD'nin ABD’den
bağımsız davranması mümkün değil. ABD bunu yapacak imkanlara
sahip.” ifadelerini kullandı.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar