Tahir Elçi cinayetine ilişkin iddianamede yer alan görgü tanığı ifadesinde, Elçi'nin PKK'lı terörist Mahsun Gürkan tarafından öldürüldüğünü gördüğünü söyledi
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Sur İlçesi'nde 15 Ağustos 2015 günü
özyönetim ilan edilmesi ve meydana gelen terör olayları ile ilgili
yürüttüğü soruşturma tamamlandı. Soruşturma sonunda Şubat ve Mart
ayında güvenlik güçlerine teslim olan 32'si tutuklu, 40 şüpheli
hakkında iddianame hazırlandı. İddianamede 20 sanık hakkında
'Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak'tan ağırlaştırılmış
ömür boyu hapis cezası istenirken, diğer 20 sanığın ise çeşitli
terör suçlarından 5- 110 yıl arasında değişen oranlarda hapisle
cezalandırılması talep edildi.
KCK üst yöneticileri talimatı doğrultusunda, sistematik bir şekilde
öz yönetim ilanlarının olduğunu kaydeden savcı, örgütün 2015 yılı
Ağustos ayından itibaren sözde özerklik ilan ederek Türkiye, Irak,
Suriye ve İran toprakları üzerinde Kürdistan devleti kurma nihai
hedefine yönelik girişimlerde bulunduğunu ifade etti. PKK
yöneticilerinin çağrıları ile bazı yerlerde özyönetim
açıklamalarının yapıldığını belirten savcı, öncelikli olarak öz
yönetim talebine zihni bir hazırlık yapılmaya ve bunun bölge
halkına benimsetilmeye çalışıldığını kaydetti.
"KOLUMA SIRTIMA JİLET ATTILAR"
5 şüphelinin teröristlere yemek ve ekmek hazırlayan kişi olarak
teşhis ettiği Fatma K.'nın ifadesi de iddianamede yer aldı. Verilen
işi yapmadığı için 'Agit' kod adlı Y.B. tarafından koluna ve
sırtına jilet atıldığını belirten ve kolundaki jilet izlerini
savcıya gösteren Fatma K. şöyle dedi:
"Akrabamı çıkarmak için Sur'a gittim. Örgüt üyeleri beni bırakmadı.
Güvenlik güçlerine sığınmak isterken kafama taşla vurup, yerde
sürükleyerek, operasyon bölgesine götürdüler. Günlerce aç kaldım.
'Agit' kod adlı Y.B., benim gibi zorla tutulan kişileri, verilen
işleri yapmadıkları zaman cezalandırıyordu. Bu kişilerin vücuduna
jiletle zarar veriyor, hatta öldürdüğü oluyordu. Benim kol ve
sırtıma jiletle kesikler attı. Herkes ondan korkuyordu. Örgüt
mensuplarına yemek sağlamak için bizi aç bırakıyorlardı. Bize su
vermiyor, onlara veriyordu. Bize her türlü işkenceyi
yapıyorlardı."
PATLAYICI TUZAKTA DBP İLÇE BAŞKANININ İZİ
İddianamede, 3 Mart günü teslim olan ve Sur'da yaralanan DBP Bağlar
İlçe Başkanı R.K. ile ilgili değerlendirme de yer aldı. Operasyonun
devam ettiği 26 Şubat günü bir evde basma düzenekli patlayıcı
tuzağı ve pil bloğu tespit edildiğini belirten savcı, basma tuzağı
pil bloğu üstünde R.K.'nın parmak izinin tespit edildiğini
kaydetti. Savcılıkta ifade veren R.K. ise, "Barış için sivil toplum
kuruluşları tarafından çadır kuruldu. Savaşa karşı olduğumuz için
orada bulunuyordum" dedi.
İKİ YAŞLI SİVİLİ EVLE BİRLİKTE YAKTILAR
Tutuksuz şüphelilerden Ekrem Ö. de ifadesinde, ölen örgüt
mensuplarının önceleri gömülürken sonra yakılmaya başlandığını
kaydederek şunları söyledi:
"Son zamanlarda iyice sıkışmışlardı. Bu nedenle cesetleri yaktılar.
Bizzat iki defa yakma olayına şahit oldum. Bir kez Hasırlı Camisi
yanındaki binanın girişinde ölen örgüt mensupları yakılmıştı.
Kilise karşısında iki katlı evin içinde, 2 yaşlı sivil erkeğin diri
diri yakıldığına şahit oldum. Evi yakan ve sivillerin yanarak
ölmesine sebep olan kişi 'Çekdar' kod adlı Yunus Özak'tır. DBP
Bağlar İlçe Başkanı R.K.'nın yanarak ölen kişilerin kemiklerini
evden çıkardığını gördüm. Bu kemikleri hastane olarak kullanılan
binaya getirdi."
"3 ALMAN KESKİN NİŞANCIYI GÖRDÜM"
Ekrem Ö. ifadesinde, örgüt mensupları arasında keskin nişancı
olduğu söylenen Alman vatandaşı üç erkek ve yabancı uyruklu 2 kadın
gördüğünü söyledi. Ekrem Ö., "Erkek olanların elinde Zagros tabir
edilen silah, diğerlerinde Kanas vardı. Zagros'u kullanan Alman
uyruklunun kod adı Cotkar'dı" dedi.
'Rodi' kod adlı örgüt mensubunun yanından hiç ayırmadığı kamerası
olduğunu ifade eden Ekrem Ö. daha sonra şunları anlattı:
"Kamerada Tahir Elçi'nin vurulma anına ait görüntüler vardı.
Görüntüler bulunduğum ortamda Rodi ve Zagros adlı örgüt mensupları
tarafından izletildi. İzlediğim görüntülerden çok net bir şekilde
Mahsum Gürkan'ın tek bir atışla Tahir Elçi'yi vurduğunu bizzat
gördüm. Görüntülerde Mahsum Gürkan'ın 'Ben vurdum, ben vurdum'
dediğini gördüm. Tahir Elçi olayında Mahsum Gürkan'ın yara
almadığını, 'Hakkı' kod adlı örgüt mensubunun sırtından ağır
yaralandığını biliyorum. Sur'da tedavisi devam ediyordu.
Operasyonun 40'ıncı günü sorumlular hariç diğerleri mühimmat
tükendiği için teslim olmak istedi. Sur sorumlusu Ciyager'in
talimatı ile mühimmat sevki yapılınca çatışmaya devam ettiler."
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar