Kalp-damar hastalıkları, diyabet, osteoporoz, kanser ve nörolojik
bozukluklar… Bu hastalıklardan bir ya da birkaçına genetik
yatkınlığınız varsa korkmayın. Zira genetiğe uygun diyet
programıyla bu hastalıklara yakalanma riskini azaltırken,
kiloluysanız daha hızlı kilo verebiliyorsunuz.
Genetik tarama testleri gitgide yaygınlaşıyor. Kişinin aileden
gelen hangi hastalıklara yatkın olduğunu belirleyen bu testler
erken tedbir alınmasına sağladığı için hayat kurtarıcı olabiliyor.
Peki bu genetik testler sayesinde daha hızlı ve kalıcı kilo vermek
mümkün mü? Medical Park Göztepe Hastanesi Beslenme ve Diyet
Uzmanı Arzu Gökmen’e göre bu sorunun cevabı evet. Üstelik hangi
hastalıklara yatkın olduğunuzu genetik merkezinde yapılan
testler vasıtasıyla öğrenip beslenmenizi buna göre düzenleyerek
hastalık riskini de en aza indirmiş oluyorsunuz.
Üç kat hızlı kilo vermek mümkün
Genetiğe uygun beslenmenin tıbbi literatürdeki adı nutrigenetik.
Nutrigenomik, terim olarak ilk kez 1975 yılında kullanılmış
olmakla birlikte son yıllarda genetikteki büyük ilerlemeler ve
besin moleküllerinin daha iyi tanınması sonucu çok tartışılan ve
ilgi çeken bir alan haline gelmiş. Nutrigenetik, beslenme ve
hastalık ilişkisinde genetik farklılıkların rolünü araştıran bir
dal. Arzu Gökmen, “Bir bilimsel araştırmada aynı diyetle kadınların
bir kısmının belli bir süre içinde 15 kilo zayıfladıkları,
bir kısmının ise 5 kg aldıkları görülmüş. Sonra kilo veren ve
alanlar arasındaki farkı merak etmişler. Bunun üzerine Stanford
Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre insanların hangi tip
diyetle daha kolay zayıflayabileceklerini, genetik özelliklerinin
belirlediği çıktı ortaya. Örneğin; genetik olarak düşük
karbonhidrat diyetinden faydalanma eğilimi olanların, bu genetik
özelliği olmayanlara göre yaklaşık 3 kat daha fazla kilo
kaybettiğini gözlemlediler. Düşük yağlı diyetler için de benzer
saptamalar yapıldı.” diyor.
Sistem nasıl işliyor?
Aynı toplumdan, hatta aynı aileden bireyler aynı besinleri
tüketseler bile bireysel genetik farklılıklar nedeniyle bir kısmı
sağlıklıyken, bazılarında aşırı zayıflık ya da obezite, kanser,
kalp hastalıkları ve diyabet hastalığı görülebilir. Bu da kişinin
genetik özelliklerinden kaynaklanıyor. Gökmen, bu nedenle
hastaların ilk olarak hastanenin genetik ünitesine
yönlendirildiğini söylüyor. Genetik ünitesindeki doktorlar hastayı
görüp gerekli testleri istiyor. Hastanın genetiğine uygun raporu
çıktıktan sonraysa beslenme ve diyet uzmanına yönlendiriliyor.
Rapor sonuçlarına göre beslenme programı hazırlanıp, hastanın
genetik özellikleri doğrultusunda bir yol haritası çiziliyor.
Hangi hastalığa yatkın olanlar nasıl
beslenmeli?
Her hastanın genetik raporuna göre bir beslenme programı
düzenleniyor. Tüm programlar kişiye özel. Örneğin; hastanın
genetiğinde kalp hastalıkları riski ve obezitesi varsa ve yağdan
fakir bir diyetle beslenmesi gerekiyorsa ona göre bir beslenme
programı planlanıyor. Genetik olarak kalp hastalığına yatkın olan
biri, doymuş yağ oranı düşük, yani katı yağ, tereyağı, margarin
gibi besinlerden uzak durmalı. Kızartılmış yiyecekleri ve kavrulmuş
besinleri tüketmemeli. Kurubaklagilleri haftada iki veya üç kere,
haftada en az iki gün de balık yemeli. Genetik olarak
diyabete yatkınlığı olan kişiler öncelikle şeker ve şekerli
gıdalardan, beyaz ekmek, börek, çörek, pirinç gibi gıdalardan uzak
durmalı. Mutlaka beslenme alışkanlıklarını değiştirmeli ve günde
5-6 öğün beslenmeli. Meyve suyu, gazlı içecekler gibi besinleri
nadiren veya hiç tüketmemeliler. Kansere genetik olarak yatkınlık
varsa, kişiyi kanserden korumak adına mutlaka yeşil çay tüketimi
günde 3 fincan olmalı. Mevsim sebzeleri ve meyveleri yemeli,
mevsiminde olmayan hiçbir sebze-meyve tüketilmemeli. Hazır
gıdalardan uzak durmakta da fayda var. Ancak diyet uzmanı Arzu
Gökmen, bu önerilerin hastalığa özgü genel beslenme önerileri
olduğunun altını çiziyor. Yani beslenme programları genetik
bölümünden gelen raporla şekilleniyor. Örneğin, genetik olarak
diyabet hastalığına yatkın ancak karbonhidrat duyarlılığı olmayan
kişinin diyetinde karbonhidratı çok kısıtlamaya gerek yok.
Ancak karbonhidrat duyarlılığı olan kişilerde karbonhidrat
içeren besinleri kısıtlamak gerekebiliyor.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar