"Geç kalmış bir müdahale"

- Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: - "Esasen geç kalmış bir müdahaledir. Daha önceki vahşice insanları öldürme sürecinde de Esed'in bir an evvel Suriye'nin başından uzaklaştırılması gerekiyordu" - "Türkiye'nin (güvenli bölge) önerisi daha çok destek bulmaya başladı. Katar, Suudi Arabistan ve Kuveyt gibi ülkeler de maddi destek verebileceklerini söylediler" - "Şimdi Sincar bölgesinde PKK yeni bir Kandil Dağı oluşturmak istiyor, yeni bir kamp kurmaya çalışıyor. Bizim de buna göz yummamız mümkün değildir çünkü tehdit neredeyse bizim onu orada bulmamız lazım" - "Türkiye'de her zaman seçimle gelen, her zaman oyunu artıran, halkın sevdiği bir lidere, demokrasiyi güçlendiren bir lidere 'diktatör' diyecekler, problem yok ama 'sizin yaptığınız faşizm' dediğimiz zaman da alınacak beyefendiler, hanımefendiler. O zaman kardeşim bu politikalardan uzak duracaksın" - "AB'ye kapıları kapatmadık ama AB'nin bize yönelik tutumundan da sıkıldık. Milletimiz sıkıldı. Milletimize kalsa bugün durdurmamız lazım bizim bu süreci"

Google Haberlere Abone ol
"Geç kalmış bir müdahale"

ANKARA (AA) - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD'nin Suriye'de rejime ait hava üssünü vurmasını, "Esasen geç kalmış bir müdahaledir. Daha önceki vahşice insanları öldürme sürecinde de Esed'in bir an evvel Suriye'nin başından uzaklaştırılması gerekiyordu." dedi.

Çavuşoğlu, Katar merkezli El Cezire Mübaşir kanalına verdiği röportajda, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.

Esed rejiminin iç savaş başladığı günden bu yana insanları acımasızca öldürdüğünü belirten Çavuşoğlu, bu rejimin meşrulaştırılarak desteklenmesi halinde daha da cesaretleneceğini söyledi.

İdlib'de düzenlenen kimyasal silah saldırısının ardından ABD'nin müdahalesini doğru bulduklarını anlatan Çavuşoğlu, "Esasen geç kalmış bir müdahaledir. Daha önceki vahşice insanları öldürme sürecinde de Esed'in bir an evvel Suriye'nin başından uzaklaştırılması gerekiyordu." diye konuştu.

Suriye'de Esed'in gitmesi ve bir an önce geçiş hükümeti kurulması gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, ülkeyi seçime götürecek sürecin başlatılması ve Esed rejiminden hesap sorulması gerektiğini dile getirdi.

Çavuşoğlu, "Bu geçiş hükümeti, kesinlikle Esed'siz olmalı. Esed ile gerçek bir geçiş hükümeti olmaz. Aynı rejimin makyajlı bir şekilde devamı olur." ifadelerini kullandı.

Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye meselesine duygusal değil gerçekçi baktıklarını, Suriye'nin geleceğini önemsediklerini belirterek, bu konuda Fransa, İngiltere, Katar, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin de kendileriyle hemfikir olduğunu söyledi.

"Güvenli bölge" konusunun bugün her zamankinden daha elzem hale geldiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, gelecek süreçte göç hareketinin daha da artabileceğine vurgu yaptı.

Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Terörden arındırılmış bu güvenli bölgeler sadece Türkiye, Ürdün ve Lübnan'daki veya diğer ülkelerdeki Suriyelilerin geri dönmesi için değil. Zor şartlar altında yaşayan insanları buralara yerleştirebiliriz. Onlara ev yapabiliriz. Kendi ekmeğini kazanacak iş imkanları sunabiliriz. Okullarını, camilerini yapabiliriz. Yani daha medeni bir hayat sürmelerini sağlayabiliriz. Bu konuda Trump yönetimi çok kararlı. Bu konuyu bizzat sayın cumhurbaşkanımızla da istişare etti, değerlendirdi.

Avrupa'da da bu güvenli bölge fikrine destek veren ülke sayısı da artmaya başladı. Onların derdi başka. Onlar 'Bize mülteci gelmesin' diye yapıyor ama biz tamamen insani düşüncelerle bunu istiyoruz. Ve Türkiye'nin önerisi daha çok destek bulmaya başladı. Katar, Suudi Arabistan ve Kuveyt gibi ülkeler de maddi destek verebileceklerini söylediler. Müslüman dünyası olarak esasen bu konuda herkesten daha fazla hassas olmamız lazım. Çünkü buradaki kardeşlerimizin zor şartlarda yaşaması bizleri mutsuz ediyor."

ABD'nin Rakka operasyonuna ilişkin tavrının sorulması üzerine Çavuşoğlu, "ABD'nin bu konuda vermiş olduğu bir karar yok ama Suriye içinde YPG ile iş birliği devam ediyor. Çünkü Obama yönetimi gitti, Trump yönetimi geldi ama sahadaki kişilere baktığımız zaman Obama dönemindeki kişiler devam ediyor ve bu kişilerin fikirlerinin değiştiğini sanmıyorum. Burada Trump yönetimi, yani siyasi iradenin bir karar vermesi gerekiyor." dedi.

Rusya ve ABD'nin YPG gibi bir terör örgütünü kaptırmamak için yarıştığını ifade eden Çavuşoğlu, başka alanlarda uluslararası platformda rekabet olabileceğini ancak bunun terör örgütleri konusunda yaşanmasını "ilk defa gördüğü, üzücü bir durum" olarak nitelendirdi.

- "Türkiye prensiplerinden vazgeçmez"

Rusya ve İran'ın, Suriye'de ateşkesin resmi garantörü olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, rejimin kimyasal silah kullanmasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştüğünü söyledi.

Çavuşoğlu, Esed'in kalması veya gitmesi konusunda ülkelerin farklı tutumları olmasını bir noktaya kadar anlayabileceklerini, öte yandan desteklenen kişinin, savaş suçu işlemesi halinde bile desteklenmeye devam edilmesini doğru bulmayacaklarını vurguladı.

Rusya ile ikili ilişkiler gelişse de Suriye ve Esed konusunda farklı düşündüklerini dile getiren Çavuşoğlu, "Türkiye, bir ülkeyle ilişkilerini düzeltmek için ya da geliştirmek için prensiplerinden vazgeçmez. Biz ilkeli bir politika izliyoruz." ifadesini kullandı.

Suriye'nin geleceği konusunda diplomatik çabaları sürdüreceklerine işaret eden Çavuşoğlu, ABD yönetiminin yanı sıra Katar ve Suudi Arabistan ile de görüşecekleri bilgisini verdi.

- "Musul halkının güvenini kazanmak gerek"

Mevlüt Çavuşoğlu, terör örgütü PKK ile ilgili bir soruyu da yanıtladı.

Türkiye'nin PKK ile uzun yıllardır mücadele ettiğini hatırlatan Çavuşoğlu, bu mücadelenin sınır dışında Kandil bölgesinde de verildiğine dikkati çekti. Çavuşoğlu, örgüte karşı mücadelede iyi bir mesafe alındığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi Sincar bölgesinde PKK, yeni bir Kandil Dağı oluşturmak istiyor, yeni bir kamp kurmaya çalışıyor. Bizim de buna göz yummamız mümkün değildir çünkü tehdit neredeyse bizim onu orada bulmamız lazım. Bunun için her zaman hazırız. Aynı şekilde tehdit YPG'den de geliyor. Bu tehdide karşı da gerekli tedbirleri almamız lazım. Gayet açık ve net çünkü bize tehdit var. Bu tehdit neredeyse onu etkisiz hale getirmek bizim uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımız."

Çavuşoğlu, aksi takdirde bu terör örgütlerinin Türkiye'nin sınırları içinde terör eylemleri gerçekleştireceğini dile getirdi.

DEAŞ'tan kurtarılması için mücadele verilen Musul'da sivil kayıpların yaşanmaması için özen gösterilmesi gerektiğine vurgu yapan Çavuşoğlu, planlı ve stratejik bir yol izlenmesi gerektiğini anlattı.

Çavuşoğlu, "Orada yaşayan herkesi DEAŞ üyesi gibi sayıp paldır kültür gitmemek lazım. Ayrıca orada yaşayan sivillerin DEAŞ'a desteğini de azaltmak lazım, onları ayırmak lazım. Haşdi Şabi'den dolayı oradaki siviller de korku içindeler. O güven kazanılamadı. Musul halkının güvenini kazanmak gerekli." dedi.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, bugüne kadar Haşdi Şabi'nin Musul'a girmediğini ve Bağdat yönetiminin bu noktada teminatı olduğunu anımsattı. Musul'un örgütten alınmasından sonra halkın kente dönüşüne imkan sağlanması gerektiğini ifade eden Çavuşoğlu, "Musulluların bu şehri yönetmesi, güvenliğini sağlaması da desteklenmeli. Onun dışındaki demografik yapıya yönelik, onu değiştirmeye yönelik her hareket, buralardaki istikrarı önümüzdeki süreçte bozar. Bizim de amacımız Irak'a istikrarın, barışın, huzurun gelmesi." diye konuştu.

Bir soru üzerine Avrupa'da ırkçı partilerin giderek güçlendiğini aktaran Çavuşoğlu, bunu gören kıtadaki merkez partilerin ırkçı partilerin çizgisine kaymaya başladığını söyledi. Avrupa'da faşist dönemlerde şahit olunan tabloların yeniden görülmeye başlandığına işaret eden Çavuşoğlu, "Alınıyorlar ama bu gerçek." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Avrupa'dan gelen eleştirilere tepki gösteren Çavuşoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Türkiye'de her zaman seçimle gelen, her zaman oyunu artıran, halkın sevdiği bir lidere, demokrasiyi güçlendiren bir lidere 'diktatör' diyecekler, problem yok ama 'sizin yaptığınız faşizm' dediğimiz zaman da alınacak beyefendiler, hanımefendiler. O zaman kardeşim bu politikalardan uzak duracaksın. Bugün Avrupa'da gözlemlediğimiz trend, 2. Dünya Savaşı öncesi dönemdeki Avrupa'yı hatırlatıyor. Bazı uygulamalar var ki, Nazi döneminde dahi bu uygulamaları görmediniz. Müslümanlara sistematik baskı var. İstihbaratları, polisleri bizzat bu baskıyı oluşturuyor. Yabancılara karşı nefret var. Avrupa'nın tüm değerlerine karşılar. Biz de bu sürecin çok tehlikeli bir süreç olduğunu söylüyoruz. Aklınızı başınıza toplayın. Özellikle merkez partileri, Avrupa'nın değerlerini savunun ki, Avrupa güçlü olsun."

- "AB ile kapıları kapatmadık"

Çavuşoğlu, Avrupa'da Türkiye'nin Müslüman bir ülke olduğu için AB'ye alınmadığını söyleyen çok sayıda siyasetçi olduğunu da kaydetti.

AB'ye kapıları kapatmadıklarını belirten Çavuşoğlu, "Kapatmadık ama AB'nin bize yönelik tutumundan da sıkıldık. Milletimiz sıkıldı. Milletimize kalsa bugün durdurmamız lazım bizim bu süreci." dedi.

Çavuşoğlu, AB'ye tam üyelik konusundaki kararlılıktan geri atılmış bir adım bulunmadığını dile getirdi.

Gelecek hafta sonu yapılacak halk oylamasından sonra AB ile görüşmeler yapacaklarını bildiren Çavuşoğlu, "Oradan çıkacak kararlara göre bir karar alırsak, tabii ki milletimize sorarız. Türkiye'de söz de karar da milletindir. Türkiye'de patron millettir." diye konuştu. Çavuşoğlu, halk oylamasında "evet" diyenlerin oranının yüzde 60'ı aşmasını beklediğini sözlerine ekledi.

Yorumlar