Gazeteci Güneri Cıvaoğlu Hayatını Kaybetti
Türk basınının ünlü isimlerinden Güneri Cıvaoğlu, tedavi gördüğü hastanede sabaha karşı hayatını kaybetti. 85 yaşındaki Cıvaoğlu, haftalar önce geçirdiği talihsiz bir kaza sonucunda yoğun bakıma alınmıştı.
Güneri Cıvaoğlu, haftalar önce İstanbul'daki ünlü bir restoranda dengesini kaybederek düşmüş ve başını yere çarpmıştı. Olayın ardından acil olarak hastaneye kaldırılan Cıvaoğlu, yoğun bakımda tedavi altına alındı. Ancak yaşadığı ciddi sağlık sorunlarına rağmen sabaha karşı yaşamını yitirdiği bildirildi.
85 yaşında hayata veda eden Cıvaoğlu, Türkiye'nin en tanınmış gazetecilerinden biriydi. Kariyeri boyunca birçok medya kuruluşunda üst düzey görevlerde bulundu ve Türk basınında önemli izler bıraktı. Vefat haberi basın camiasında derin bir üzüntüye neden oldu.
GÜNERİ CIVAOĞLU'NUN HAYAT HİKAYESİ
Güneri Cıvaoğlu, 30 Temmuz 1939 tarihinde Ankara'da doğdu. Hukuk eğitimi almasına rağmen gazeteciliğe olan tutkusu, onu genç yaşta medya dünyasına adım atmaya yönlendirdi. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde öğrenci olduğu dönemde, gazeteciliğe ilk adımını Akis dergisi ve Yeni İstanbul gazetesinde muhabir olarak attı.
Cıvaoğlu, meslek hayatı boyunca pek çok önemli görev üstlendi. Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu'nun (TRT) kuruluş sürecinde sabah haberlerini hazırlayan ekibin bir parçasıydı. Bir süre Strasbourg Üniversitesi'nde ekonomi eğitimi aldıktan sonra, medya kariyerine devam etti.
TÜRK MEDYASINDA ÖNEMLİ GÖREVLER
Kariyeri boyunca pek çok gazete ve televizyon kanalında üst düzey pozisyonlarda bulunan Güneri Cıvaoğlu, Türk basınına yön veren isimlerden biri oldu. Tercüman gazetesinde genel yayın yönetmenliği yapan Cıvaoğlu, aynı zamanda Güneş gazetesinin ortakları arasındaydı ve uzun süre genel yayın yönetmenliğini bizzat yürüttü.
1986-1996 yılları arasında Sabah gazetesinde köşe yazarlığı yapan Cıvaoğlu, bu dönemde aynı zamanda Show TV'de yöneticilik görevini de üstlendi. 1996 yılından itibaren Milliyet gazetesinin başyazarı olarak görev yaptı. Bu dönemde medya dünyasında önemli bir figür haline gelen Cıvaoğlu, gazeteciliğin yanı sıra televizyon sunuculuğu da yaptı.
EKRANLARIN TANINMIŞ YÜZÜ: ŞEFFAF ODA VE DURUM
Güneri Cıvaoğlu, televizyon dünyasında da geniş bir kitle tarafından tanındı. Kanal D ekranlarında ana haber bültenini sunan Cıvaoğlu, aynı kanalda "Durum" isimli programıyla da izleyici karşısına çıktı. Daha sonra başka kanallarda yayınlanan "Şeffaf Oda" programı ile gazetecilikteki birikimini televizyon dünyasına taşıdı.
Cıvaoğlu'nun mesleki kariyeri boyunca Türk medyasında bıraktığı iz, onun ne denli önemli bir gazeteci ve sunucu olduğunu ortaya koyuyor. Vefat haberi, uzun yıllar süren medya kariyerine ve topluma sağladığı katkılara dair bir dönemin sonunu işaret ediyor.
28 ŞUBAT'TA VESAYETE HİZMET EDEN İSİMLER ARASINDAYDI
Civaoğlu’nun 28 Şubat sürecindeki gazeteciliği, bazı kesimler tarafından tepkiyle karşılanmıştır. Dönemin generalleriyle yakın ilişkileri ve bazı yazıları, askeri müdahaleyi ve sürecin sertliğini destekler nitelikte bulunmuştu. Özellikle askerin laik düzeni koruma gerekçesiyle sivil siyasete müdahalesine dair yazıları, demokratik normlara aykırı olduğu için eleştirilmiştir. Gazetecilerin bir kısmı, bu süreçte "brifingli gazetecilik" olarak adlandırılan, askerlerden bilgi alarak ve onların yönlendirmesiyle kamuoyunu şekillendirme faaliyetlerine katılmakla suçlanmıştır. Civaoğlu da bu dönemde askeri çevrelerle yakınlığıyla bilinen gazeteciler arasında gösterilmiştir.
Tepkilerin bir diğer nedeni de medyanın bu dönemde sivil siyaset üzerinde baskı kurması ve İslami kimliğe sahip partilere yönelik olumsuz kampanyalarda rol almasıdır. Medya, geniş bir kitleyi yönlendirme gücüne sahip olduğu için, 28 Şubat sürecindeki yayın politikaları ve manşetleriyle demokrasinin zarar gördüğüne inananlar, Civaoğlu gibi isimlere yönelik eleştirilerini dile getirmiştir.
Özetle, Güneri Civaoğlu'nun 28 Şubat sürecindeki gazeteciliği, o dönemin siyasi ve askeri müdahaleleriyle paralel hareket ettiği gerekçesiyle bazı kesimler tarafından tepki çekmiştir. Medyanın ve gazetecilerin bu süreçteki rolü, Türkiye’de hala tartışılan konulardan biridir.
Yorumlar