Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve koalisyon güçlerinin desteğiyle
Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) Suriye’nin kuzeyini terör
örgütlerinden temizlemek için başlattığı ‘Fırat Kalkanı’
harekâtında 28 gün geride kalırken, TSK ile ÖSO’nun kontrol ettiği
bölgenin 900 kilometrekareyi aştığı öğrenildi. Operasyondaki hedef
ise El Bab’ın da güneyine inilmesi ve doğuda Menbiç’i de kapsayacak
şekilde Fırat Nehri’ne kadar uzanan alanda hâkimiyet
sağlanması.
Böylece ortalama 95 kilometre eninde ve 45 kilometre derinliğinde
bir alanın güvenli bölgeye dönüştürülmesi amaçlanıyor. Bu hedef,
yaklaşık 5 bin kilometrelik bir alanın kontrol altına alınması
anlamına geliyor. Bugün itibarıyla hedefin yaklaşık 5’te 1’lik
bölümünün tamamlandığı görülüyor.
EL BAB’A DOĞRU 4. GÜN
‘Fırat Kalkanı’ harekâtının 24 Ağustos’ta başlamasının ardından
Cerablus 24 saat geçmeden kontrol altına alınmıştı. Harekâtın
11’inci günü olan 3 Eylül’de ikinci cephe açılarak Çobanbey’e
girilmişti. Burada da 24 saat geçmeden kontrol sağlandı ve DAEŞ,
Türkiye-Suriye sınır hattının 90 kilometrelik bölümünden
silindi.
TSK ile ÖSO üçüncü cephe olarak 17 Eylül’de Çobanbey’in güneyindeki
El Bab’a doğru ileri harekâtına başladı. Bu operasyonda 4’üncü gün
geride kalırken, her gün iki ya da üç köyde kontrol sağlansa da El
Bab merkezine henüz ulaşılamadı. Kaynaklar, El Bab harekâtının
Cerablus ve Çobanbey’e kıyasla yavaş ilerlemesinin gerisindeki
faktörleri şöyle sıraladı:
RAKKA’YA AÇILAN KAPI
‘Fırat Kalkanı’ başladığı günden beri, El Bab’ın DAEŞ’in en fazla
direnç göstereceği nokta olduğu değerlendiriliyor. Zira El Bab,
DAEŞ’in merkezi Rakka’ya açılan son kapı durumunda.
DAEŞ MAYIN DÖŞEDİ
DAEŞ kuzeydeki alanlardan fazla direnç göstermeden çekilirken El
Bab bölgesine mayın döşedi ve uzun menzilli tanksavar yığınağı
yaptı.
RİSK YÜKSEK
TSK’nın Çobanbey’den bölgeye sürdüğü Leopard ve M-60 Sabra tankları
güçlü zırh korumasına sahip olsa da El Bab bölgesinde can kaybı
riski yüksek. El Bab merkezine ulaşabilmek için yaklaşık 20 köyün
daha kontrol altına alınması gerekiyor.
ACELE YOK
Askeri kaynaklar, harekâtın ‘Acele edilmeden’ ve ‘sabırla’
yürütüldüğünü vurguluyor. Birliklerin hızla ilerlemesi halinde
ÖSO’nun kontrol ettiği alanları yeniden kaybetmesi ve ilerleyen
birliklerin arkasının boşalması riski var. Diğer taraftan ileri
harekât ağırdan da alınmıyor. Çünkü harekâtın fazla yavaş kalması
halinde DAEŞ’e tahkimatını güçlendirme imkânı tanınmış olacak.
ABD-RUSYA DENKLEMİ
‘Fırat Kalkanı’ harekâtı yürütülürken uluslararası dengeler
konusunda hassasiyet gösteriliyor. PYD’nin ‘terör örgütü’ olduğu
hem ABD’ye hem de Rusya’ya kabul ettirilmeye çalışılıyor. El Bab’ın
güneyinde Esad rejiminin hâkim olması denklemi daha da hassas hale
getiriyor. ABD’nin hava operasyonunda DAEŞ yerine Esad’ın
askerlerini vurması gibi yol kazalarının TSK’nın başına gelmemesi
için azami hassasiyet gösteriliyor.
GÖZLER PYD/YPG ÜZERİNDE
ÖSO, El Bab’a birlik kaydırırken ortaya çıkacak boşlukları PYD’nin
doldurması ihtimali de düşünülüyor. ÖSO kontrolündeki alanın
derinliği arttıkça doğu ve batıda PYD ile oluşan sınır boyu da
uzuyor. Bu nedenle bir göz El Bab’a bakarken, diğer göz PYD/YPG
hareketliliğini takip ediyor. Ankara, PYD’nin Menbiç’ten Fırat
Nehri’nin doğusuna çekilmesi konusundaki ısrarını sürdürüyor. El
Bab ile birlikte Menbiç’in de ÖSO kontrolüne geçmesi ve böylece
güvenli bölgenin hedeflenen 5 bin kilometreye ulaşması planlanıyor.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar