"Filistin'e BM Barış Gücü gönderilmesi" tartışması

GAZZE (AA) - NUR EBU IYŞE - Filistinli siyaset uzmanları, Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü askerlerinin Filistin'de konuşlandırılması önerisine İsrail'in genel olarak karşı çıktığını belirtirken bu konuda Batı Şeria ile Gazze Şeridi arasında farklı bir politika izleyebileceğine dikkati çekti.

Bölgedeki gelişmeleri yakından takip eden siyasi uzmanlar, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun geçen haftaki Avustralya ziyareti sırasında yeniden gündeme gelen Filistin'e BM Barış Gücü gönderilmesi konusunu AA muhabirine değerlendirdi.

Birzeit Üniversitesi Siyasi Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdussettar Kasım, İsrail'in ABD dahil kimseye güvenmediğini belirterek, bu nedenle bölgeye barış gücü gönderilmesi girişimine karşı çıktığını söyledi.

İsrail'in Batı Şeria'da hiçbir taraf veya ülkenin müdahalesine izin vermeden istediğini yapma gayretinde olduğunu ifade eden Kasım, "BM Barış Gücü'nün Filistin topraklarında bulunması, İsrail'in Batı Şeria'daki faaliyetlerinin denetlenmesi ve ardından kınamaların gelmesi anlamı taşıyor. Dolayısıyla İsrail, barış gücünün Batı Şeria'da bulunmasına hiçbir şekilde onay vermez." diye konuştu.

Kasım, Gazze Şeridi ile ilgili ise İsrail yönetiminin farklı düşünebileceğini aktardı. Her ne kadar abluka altında olsa da işgal söz konusu olmadığı için İsrail'in kontrol amacıyla Gazze'ye barış gücü gönderilmesine onay verebileceğine işaret eden Kasım, "Ancak İsrail makamları, barış gücünün varlığıyla Filistinli direnişçilerin faaliyetlerini gözetleme gibi bazı şartlar koşacak. Böylece Gazze Şeridi'nden kendisine casusluk hizmeti verilecek." değerlendirmesinde bulundu.

Konuya karşı cepheden bakıldığında, barış gücü askerlerinin Batı Şeria veya Gazze Şeridi'ne gönderilmesinin Filistinlilere egemenlik getirmeyeceği gibi kendilerine bir faydasının da olmayacağını vurgulayan Kasım, şunları kaydetti:

"Bu güçler, daha önce Batı Şeria'nın El-Halil kentinde bulunmuş ve İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırılarını müşahede etmişti. Ancak Filistinlilere hiçbir faydası olmayan belirsiz raporlar yazmaktan başka bir şey yapmamışlardı. Zaten İsrail, Filistin topraklarında olabilecek uluslararası etkinliklerin içini boşaltarak hedefinden saptıracak şartlar koşmayı her zaman yapıyor."

- "İsrail, Lübnan'daki tecrübeyi tekrar yaşamak istemiyor"

Siyasi analist Hamza Ebu Şeneb ise öncelikle İsrail'in sınır güvenliğini kimseye teslim etmeye yanaşmadığının altını çizdi. Bunun yanında BM Barış Gücü'nün Lübnan'daki varlığını İsrail'in kendisi için kötü bir tecrübe olarak değerlendirdiğini belirten Ebu Şeneb, şunları söyledi:

"Sınır güvenliği konusunda kimseye güvenmeyen İsrail, Batı Şeria'da güvenlik açısında derin bir krizle boğuşuyor ve bu görevi de başkalarına devretmeye yanaşmıyor. Özellikle BM Barış Gücü'nün Lübnan'da bulunmasından kötü tecrübe edinen İsrail, bu konuda sunulan önerilerin hepsine karşı çıkıyor. Çünkü bu güçlerin varlığı, Hizbullah'ın askeri gücünü geliştirmesine ve nüfuzuna engel olmadı. Filistin'de de aynı tecrübeyi yaşamak istemeyen İsrail, Filistin direnişinin de İsrail'in güvenliğini etkilemesinden endişe ediyor."

İsrail'in gelmiş geçmiş hükümetlerine bakıldığında Filistin topraklarında barış gücü askerlerinin bulunmasına kesinlikle karşı olduğunun görüldüğünü ifade eden Ebu Şeneb, konunun yeniden gündeme gelme sürecinde de bazı noktalara dikkati çekti.

Netanyahu'nun, Gazze'ye BM Barış Gücü gönderilmesi önerisinde bulunan Avustralya Dışişleri Bakanı Julie Bishop'a, "O zaman Batı Şeria'nın emniyetini tamamen elimizde bulunduralım, BM Barış Gücü de olsun." dediğini belirten Filistinli siyaset uzmanı, ancak çok geçmeden Netanyahu'nun kendi sözlerini yalanladığına işaret etti.

Ebu Şeneb, Netanyahu'nun, İsrail'deki siyasi partilerin tepkisi üzerine geri adım attığını ifade ederken, Hamas'ın da BM Barış Gücü askerlerinin Gazze'ye gönderilmesine karşı olduğunu kaydetti.

- "Netahyahu aşırı sağcıların tepkisi üzerine geri adım attı"

Siyasi analist Mustafa İbrahim de Gazze'ye BM Barış Gücü gönderilmesi önerisinin Netanyahu'dan geldiğini, ancak İsrail'deki aşırı sağcıların tepkisini üzerine bundan vazgeçtiğini savundu.

İbrahim, İsrail iç siyasetinde bu konuda yaşanan çekişmeyle ilgili şunları kaydetti:

"Gazze Şeridi'ne BM Barış Gücü askerlerinin gönderilmesi aslında İsrail Başbakanı Netanyahu'nun önerisiydi ancak İsrail'deki aşırı sağcıların korkusundan çok geçmeden geri adım attı. Filistin, sürekli uluslararası koruma talebinde bulunan taraf olurken İsrail'deki aşırı sağcılar ise Filistin'in barış gücünden elde edeceği egemenliğinin Netanyahu tarafından dile getirilmesini istemiyor."

İsrail'in aslında Gazze'de BM'nin dışında ABD başta olmak üzere kendisini destekleyen ülkelerin askerlerinden oluşacak ve kendi kontrolündeki mekanizmaya bağlı kalacak bir güç istediğini aktaran İbrahim, "İsrail, özellikle bölgede güvenliği kontrol etme, direnişçileri silahsızlandırma ve sınırın emniyetini sağlamak için barış gücü askerlerinin Gazze Şeridi'ne gönderilmesini istiyor." ifadelerini kullandı.

İsrail'in, Batı Şeria'daki güvenlik hakimiyetinin kısıtlanmasını istememesinin yanı sıra uluslararası denetlemelere tabi kalmamak için barış gücünün burada konuşlanmasına yanaşmadığını söyleyen İbrahim, "Savunmasız bir Filistin'den yana olan İsrail, uluslararası barış gücünü de Batı Şeria'da değil, Gazze Şeridi'nde istiyor. Yani barış gücünü Filistinlilerin korunması için değil, Gazze'yi kontrol etmek ve bölgeye silah girişini önlenmek için istiyor." diye konuştu.

İsrail Başbakanı Netanyahu, geçen hafta Avustralya Dışişleri Bakanı Bishop ile görüşmesi sırasında, Gazze Şeridi'ne BM Barış Gücü birliklerinin gönderilmesini kabul edeceklerini belirtmiş ancak kısa sürede geri adım atmıştı. Netanyahu, daha sonra yaptığı açıklamada Gazze'ye BM Barış Gücü gönderme düşüncesinin Bishop tarafından ortaya atıldığını öne sürmüştü.