Feyzioğlu: Değerimizin düşmesini isteyenler yürüyüşe katılmamızdan memnuniyet duyar

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu, CHP'nin başlattığı yürüyüşe neden katılmadıklarıyla ilgili bir soru üzerine, "Bundan, tüm toplum zarar görür. Çünkü, Türkiye Barolar Birliği'nin dile getirdiği her sorun ve her çözüm önerisi siyasi iktidar tarafından ‘bir siyasi parti adına söyleniyor' şeklinde damgalanır. O yüzden bizim yürüyüşe katılmamızı iyi niyetle talep eden vatandaşlarımızın durup bu hususu düşünmesi gerekir. Emin olunuz, Türkiye Barolar Birliği'nin söylemlerinin değerinin düşmesini isteyenler, bizim yürüyüşe katılmamızdan büyük memnuniyet duyarlar. Çünkü, bir siyasi parti yaptığında önemli ve değerli olan bir faaliyete tarafsız ve bağımsız kalıp siyasi partilerin üstünde ve dışında hareket etmekle yükümlü bir kurum iştirak ederse o değerde düşme olur." dedi.

Google Haberlere Abone ol
Feyzioğlu: Değerimizin düşmesini isteyenler yürüyüşe katılmamızdan memnuniyet duyar

Sonhaberler | Haber Merkezi

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun öncülüğünde, partinin İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanması sonrası başlatılan "adalet yürüyüşü" ile ilgili olarak "Yargının en üstünde yer alan kurumlardan biri olan Türkiye Barolar Birliği'nin, bir siyasi parti faaliyetine katılması doğru olmaz" dedi.

Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk'e konuşan Feyzioğlu, "Bundan, tüm toplum zarar görür. Çünkü, Türkiye Barolar Birliği'nin dile getirdiği her sorun ve her çözüm önerisi siyasi iktidar tarafından ‘bir siyasi parti adına söyleniyor' şeklinde damgalanır" görüşünü dile getirdi. İşte Feyzioğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle: 

Ana muhalefet partisinin başlattığı ve organize ettiği yürüyüş, toplumun bu en önemli sorununa işaret etmektedir. Bir kez daha altını çizerek söylüyorum: umarım bir veya birkaç kişi üzerinden değil, tüm toplum için adalet talebi üzerinden gelişir. Ancak bu yürüyüşün bir toplumsal soruna işaret etmesi onu siyasi parti faaliyeti olmaktan çıkarmamaktadır. Faaliyetin, siyasi parti faaliyeti olması ise onu değersizleştirmez. Fakat yargının en üstünde yer alan kurumlardan biri olan Türkiye Barolar Birliği'nin, bir siyasi parti faaliyetine katılması doğru olmaz.

Bundan, tüm toplum zarar görür. Çünkü, Türkiye Barolar Birliği'nin dile getirdiği her sorun ve her çözüm önerisi siyasi iktidar tarafından ‘bir siyasi parti adına söyleniyor' şeklinde damgalanır. O yüzden bizim yürüyüşe katılmamızı iyi niyetle talep eden vatandaşlarımızın durup bu hususu düşünmesi gerekir. Emin olunuz, Türkiye Barolar Birliği'nin söylemlerinin değerinin düşmesini isteyenler, bizim yürüyüşe katılmamızdan büyük memnuniyet duyarlar. Çünkü, bir siyasi parti yaptığında önemli ve değerli olan bir faaliyete tarafsız ve bağımsız kalıp siyasi partilerin üstünde ve dışında hareket etmekle yükümlü bir kurum iştirak ederse o değerde düşme olur.

Her kurumu kendi sistemi içinde değerlendirmek gerekir. Somutlaştırayım: Türkiye Barolar Birliği Başkanı, Yargıtay Başsavcısıyla aynı konumdadır. Adalet Bakanı, Yargıtay Başsavcısıyla birlikte örneğin ‘bu yürüyüşü protesto etmek' için bir karşı yürüyüş başlatsa, Başsavcının bu yürüyüşe katılması konusunda insanlar ne hissederse, bizim de durumumuz odur. Yargıtay ve Danıştay başkanlarını iktidar partisinin temsilcileriyle birlikte çay toplamaya gitmekle eleştirenler, Türkiye Barolar Birliği Başkanı'nı yürüyüşe katılmamakla kınadıklarında, çifte standart uyguluyorlar.

Yürüyüşe katılanlar gibi katılmayan barolar da var. Türkiye Barolar Birliği her siyasi görüşten 102 bin avukatın temsilcisidir, Türkiye'nin tüm barolarının çatı örgütüdür. Barolar, Türkiye Barolar Birliği'nin şubesi değillerdir. Kendisi karar verir. Biz de bir karar verirken, tüm Türkiye'yi dikkate alacak şekilde değerlendirme yapmak zorundayız. Yürüyüşe bir süre katılıp, öz çekim yapıp bunu sosyal medyada paylaşmayı önemli bir eylemin bir parçası olma duygusunu yansıttığı için sıcak karşılıyorum.

Yorumlar