Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de
öldürülmesine ilişkin eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire
Başkanı Ramazan Akyürek, eski İstihbarat Daire Başkanlığı Personel
Şube Müdürü Coşgun Çakar ve eski İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube
Müdürü Ali Fuat Yılmazer ile Yargıtay'ın bozduğu ana davanın 8
sanığının da aralarında bulunduğu, 35 kişinin yargılanmasına devam
ediliyor.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, bu dava
kapsamında olduğu gibi Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet
Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma ve davalarda da
tutuklu bulunan Yılmazer ve Akyürek ile tutuksuz sanıklar Ercan
Demir, Mehmet Ayhan, Faruk Sarı ile dönemin İstanbul Emniyet Müdürü
Celalettin Cerrah, Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, İstanbul
İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler ile Onur Karakaya ve Özkan
Mumcu katıldı.
Ana dava dosyası sanıklarından Yasin Hayal ve Ogün Samast da SEGBİS
sistemiyle duruşmada hazır bulundu.
Duruşma, gelen evrakların okunmasıyla başladı.
Aralarında Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer'in de bulunduğu
bazı sanıkların avukatları, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin
ardından mahkemeye verdikleri dilekçelerinde müdafilikten
çekildiklerini belirttiler.
Duruşma, sanık Ercan Demir'in savunmasıyla devam ediyor.
Bu arada dava nedeniyle Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde
toplanan ve kendilerine "Hrant'ın Arkadaşları" adını veren bir
grup, pankart ve dövizler açarak, bir süre slogan attı ve davaya
ilişkin açıklama yaptı.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu
tarafından hazırlanan 168 sayfalık iddianamede, Ramazan Akyürek ile
Coşgun Çakar'ın "tasarlayarak kasten öldürmek" suçundan
ağırlaştırılmış müebbet, "silahlı örgüt kurmak, resmi belgede
sahtecilik, resmi belgeyi yok etme ve görevi kötüye kullanma"
suçlarından da 23'er yıldan 44'er yıla kadar hapisle
cezalandırılması talep ediliyor.
Şüphelilerden Ali Fuat Yılmazer'in "tasarlayarak kasten öldürmek"
suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "silahlı örgüt kurma, resmi
belgeyi yok etme ve görevi kötüye kullanma" suçlarından 19 yıldan
32 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede,
dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü olan Emniyet Genel Müdürlüğü
İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç ve eski İstanbul İstihbarat
Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'in "kasten öldürmenin ihmali
davranışla işlenmesi ve görevi kötüye kullanma" suçlarından 15 yıl
6'şar aydan 22'şer yıla hapisle cezalandırılması öngörülüyor.
Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve eski
İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun'un "görevi kötüye kullanma"
suçundan 6 aydan 2'şer yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen
iddianamede, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ve eski
Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarattan Sorumlu Müdür Yardımcısı
Hasan Durmuşoğlu'nun "kasten öldürmenin ihmali davranışla
işlenmesi, görevi kötüye kullanma ve resmi belgeyi yok etme"
suçlarından 18 yıl 6'şar aydan 29 yıl 6'şar aya kadar hapis
cezasına çarptırılması talep ediliyor.
KASTEN ÖLDÜRMEDEN CEZA TALEPLERİ
Cinayetin işlendiği dönemde İstihbarat Daire Başkanlığında görevli
komiser Yılmaz Angın, İstihbarat Daire Başkanlığı C Büro Şube Müdür
Yardımcılığı görevini yürüten Tamer Bülent Demirel ve Osman Gülbel,
Trabzon'da polis memurluğu yapan Muhittin Zenit, Mehmet Ayhan, Onur
Karakaya, komiser yardımcısı olarak çalışan Özkan Mumcu, Trabzon
İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı görevini yürüten Ercan Demir ve
Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü yapan Faruk Sarı hakkında
"tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezası talep edilen iddianamede, bu şüpheliler hakkında
ayrıca ''silahlı örgüte üye olmak, resmi belgede sahtecilik, resmi
belgeyi yok etme ve görevi kötüye kullanma'' suçlarından çeşitli
hapis cezaları isteniyor.
İddianamede, dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı şube müdürlerinden
Yunus Yazar, eski İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdür
Yardımcısı Ali Poyraz, o dönem komiser olan Hamdi Egbatan, Mehmet
Akif Yılmaz, Serkan Şahan, Ömer Faruk Kartın, polis memuru Mehmet
Uçar ve dönemin mülkiye müfettişi Şükrü Yıldız'ın da "silahlı
örgüte üye olmak, resmi belgede sahtecilik, resmi belgeyi yok etme
ve görevi kötüye kullanma" suçlarından çeşitli hapis cezalarına
çarptırılmaları öngörülüyor.
Soruşturma kapsamında başka suçtan tutuklu Ali Fuat Yılmazer ile
diğer şüpheliler Ramazan Akyürek, Muhittin Zenit, Özkan Mumcu ve
Ercan Demir'in tutuklanmasına hükmedilmişti. Bu şüphelilerden Zenit
ve Mumcu, davaların birleştirilmesi sonrası ilk duruşmada tahliye
edilmişti.
NE OLMUŞTU?
Dönemin özel yetkili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 19 sanığın
yargılandığı davada 17 Ocak 2012'de verdiği kararla tutuklu sanık
Yasin Hayal'in, "Hrant Dink'i tasarlayarak öldürmeye azmettirmek"
suçundan ağırlaştırılmış müebbet, yazar Orhan Pamuk'u tehdit
etmekten 3 ay ve "ruhsatsız silah bulundurmak" suçundan da 1 yıl
hapisle cezalandırılmasını, "silahlı terör örgütü yöneticisi olmak"
suçundan ise beraatini kararlaştırmıştı.
Tutuklu sanıklardan Erhan Tuncel'in de toplam 10 yıl 6 ay hapisle
cezalandırılmasına hükmederek tahliyesine karar veren heyet,
sanıklardan Ersin Yolcu'yu 12 yıl 6 ay, Ahmet İskender'i 13 yıl 4
ay ve Salih Hacısalihoğlu'nu 2 ay 15 gün hapisle cezalandırmış,
bütün sanıkların "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan beraatine
hükmetmişti.
BOZMA KARARI
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, örgüt yönünden verilen beraat kararını
bozmuş, sanıkların "silahlı terör örgütü" değil, "suç işlemek
amacıyla oluşturulan örgüt" üyesi oldukları gerekçesiyle
yargılanmalarına hükmetmişti. "Kasten öldürmeye azmettirme'' ve
"Orhan Pamuk'u tehdit" suçlarından sanık Yasin Hayal'e verilen
mahkumiyet kararını ise onayan daire, Hayal hakkında ''silahlı
terör örgütü kurma, yöneticisi olma'' suçundan verilen beraat
kararını ise ''suç örgütü kurma ve yönetme'' suçundan mahkumiyet
gerektiği için bozmuştu.
Sanıklardan Erhan Tuncel'in ''patlayıcı madde imal etme'' suçundan
mahkumiyet kararını onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, ''kasten
öldürmeye azmettirme'' suçundan beraat hükmünü ise sanığın Dink'in
öldürülmesi suçuna yardım suretiyle iştirak etmesi sebebiyle
mahkumiyeti gerektiği için bozmuştu. ''Silahlı terör örgütü
yöneticisi olma'' suçundan beraat kararı da ''suç örgütü üyesi
olma'' suçundan mahkumiyeti gerektiği gerekçesiyle bozulan Tuncel
hakkında, Trabzon'da 24 Ekim 2004'te McDonalds'ın bombalanması
olayında, ''genel güvenliği kasten tehlikeye sokma, mala zarar
verme ve 6 ayrı kasten yaralama'' suçlarından verilen mahkumiyet
kararı da bozulmuş, bu eyleminin ''6 ayrı kasten öldürmeye
teşebbüs'' suçunu oluşturacağına karar verilmişti.
Yargıtay'ın kararının ardından davanın yeniden görülmesine İstanbul
14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlanmış, bu mahkemede 6 duruşma
yapıldıktan sonra dosya, Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10.
maddesiyle görevli ağır ceza mahkemelerinin kaldırılması üzerine
İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmişti.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, kamu görevlilerine ilişkin
iddianameyi kabul ettikten sonra, dava dosyasını, Ogün Samast,
Yasin Hayal ve Erhan Tuncel'in de aralarında bulunduğu,
haklarındaki hükümler Yargıtayca bozulan 8 sanıklı ana davayla
birleştirilmesi için İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne
göndermişti.
Bu mahkemenin heyeti, "Birleştirme kararında muvafakat talep
edilmediği, mahkemenin terör suçlarına bakmakla görevli olmadığı,
ana davada yargılamanın ileri aşamaya geldiği ve bu davada
yargılananlarla yeni davada yargılanacak kamu görevlileri arasında
ortak sanık bulunmadığı" gerekçeleriyle dosyayı İstanbul 14. Ağır
Ceza Mahkemesi'ne iade etmişti.
Mahkemeler arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi için dosyaların
gönderildiği Yargıtay 5. Ceza Dairesi, iki davanın
birleştirilmesini ve birleşen davanın İstanbul 14. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde görülmesini karara bağlamıştı.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar