İçişleri Bakanı Efkan Ala, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi
kendisini arayıp “Jandarma Harekât Merkezini ele geçireceğim” diyen
Jandarma Harekât Başkanı Arif Çetin’e yetki verdiğini belirterek,
“Arif Paşa, önce bir camiden, sonra bir inşaattan sonra bir
vatandaşın evinden harekâtı yönetiyor” dedi.
Hürriyet'ten Abulkadir Selvi'nin haberine göre, Bakan Ala’nın darbe
girişimine ilişkin açıklamaları özetle şöyle:
“Darbeciler çeşitli daireleri ele geçirmeye başlayınca özel
harekâtı devreye soktuk. Güneydoğu’dan ve Karadeniz’den uçaklarla
getirdik. 1500 özel harekâtçıyı Nevşehir’e, 1500 özel harekâtçıyı
da İstanbul’a indirdik. TRT Genel Müdürü’ne, ‘TRT alınacak,
alınamazsa TRT yıkılıp enkazı üzerinden yayın yapacağız. O kadar
kararlıyız’ dedik. Aynı şey TÜRKSAT için de geçerliydi. CNN Türk’ü
ele geçirdiler. Oraya güç transfer ettik. ‘Kesin olarak onlardan
alınacak’ dedim.
Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Zekai Aksakallı aradı. ‘Ben
planı yaptım Genelkurmay Başkanımızı kurtaracağım sizden talimat ve
yetki istiyorum’ dedi. ‘Size sadece kendi adıma değil,
Cumhurbaşkanı ve hükümet adına tam yetki veriyorum’ dedim. Jandarma
Harekât Başkanı Arif Paşa (Çetin) ‘Jandarma Harekât Merkezi’ni ele
geçireceğim’ dedi. ’Yetkilisin’ dedim. Arif Paşa, önce bir camiden,
sonra bir inşaattan sonra bir vatandaşın evinden harekâtı
yönetiyor. ‘Bacım kusura bakmayın’ diyor ve eve giriyor. ‘Harekât
Merkezi’ni ele geçirin’ diye talimat veriyor. Vatandaşlar önce Arif
Paşa’yı darbeci zannediyor. Telefonla televizyonlara bağlanıp
açıklama yapınca vatandaşlar darbe karşıtı olduğunu anlayıp börek
ve çay getiriyorlar. Vatandaş bu kadar hassas.”
Jandarma Özel Harekât Komando Tugayı, Güvercinlik’te konuşlu.
Jandarma Yarbay Fazıl Ertürk ifadesinde, 15 gün önce Tandoğan’da
toplandık, soy ismini bilmediği Osman isimli birinden darbe
talimatı aldık... Fetullah Gülen’in darbe yapılması talimatı
verdiğini söylüyor. Şırnak Çakırsögüt’ten jandarma taburunun
Ankara’ya geleceği kuvvet komutanlıkları karargahlarının ele
geçirileceğini söylüyor. Telsizde PKK’nın bunların bazılarından
bilgi aldıklarına, sınır geçişlerinde işbirliği yaptıklarına dair
konuşmalar çıkıyor. Bir bomba transferinin Suriye sınırından
Türkiye’nin içlerine yapılırken, bir jandarma astsubayı ve bir
subayın ilgisinin olduğunu yakalanan bir kişi söylüyor.
"BİZİ BOMBALIYORLAR"
21.20 uçağı ile Erzurum’dan hareket ettim. 23.00’te Ankara’ya
ulaştım. Telefon açıldı, korumam, ‘Efendim sosyal medyadan darbe
oluyor diye haberler geçiyor’ dedi. O sırada Hakan Fidan (MİT
Müsteşarı) aradı. ‘Sayın Bakanım darbe oluyor, bizi bombalıyorlar’
dedi. Bu arada Cumhurbaşkanımızı aradık. Ama o daha önce beni
aramış. Ben o sırada uçaktaydım. Ancak aradığımda ulaşamadım çünkü
uçaktaymış. Ben inince o havalanmış, ulaşamadım. Başbakan’ı aradım.
Kısa süre sonra Başbakanımıza ulaştık. Karayollarında ara yollara
girmiş. Bir müddet sonra kendisine ulaştık. Başbakanımızla
konuşmalarımızda Genelkurmay Başkanı ve diğer kuvvet komutanlarının
rehin tutulduğunu söylediler. Bunun üzerine hemen teşhisi koyarak,
bunun emir komuta zinciri içinde olmadığına karar verdik. Zaten
Başbakanımız da bunun emir komuta zinciri içinde olmadığını
söyledi.
SORU CEVAP
Özel harekâtın bombalanmasından haberiniz nasıl oldu?
Emniyet Genel Müdürümüz aradı. Birer ton ağırlığında lazer güdümlü
iki bomba atıyorlar. Helikoptere biniyorlar, polislerimiz bu kez
helikopteri vuruyorlar. 50 kardeşimiz orada şehit oldu. Terörle
mücadele ederek kaç aylarını evlerinden uzak geçiren insanlar, bu
alçaklara memleketi bırakmamak için şehit oldular. Sürekli
Cumhurbaşkanı ve Başbakanımızla görüştük. Atatürk Havalimanı’na
indikten sonra Cumhurbaşkanımızla da görüşmeye başladık. O sırada
Külliye’yi bombalamaya başladılar. Darbeciler TÜRKSAT ele
geçirilince, satın aldığımız ama henüz resmi teslimi yapılmayan
silahlarla özel harekâtı gönderdik. Bu arada Külliye ve Meclis
bombalanmaya başladı. Fidan’la birkaç kere konuştum. ‘Senin elinde
silah varsa gönder’ dedik. O, ‘Zaten gönderdik’ dedi. Bu arada
Akıncı Üssü’nün pistini kullanılamaz hale getirin talimatını
verdik.
"Alınlarından öpüyorum"
Eski müdürler Emniyet İstihbaratı teslim almaya gelmişler.
Polislerimiz onları orada teslim aldılar. Cep telefonlarından
haberleşmeleri tespit edildi. Özel harekâtçıları alnından öpüyorum.
Kendi arkadaşlarını bırakıp, kurtarmaya gittiler. Tarih bu kadar
alçaklığa şahit olmamıştır. Kendi insanına, Meclis’ine,
Cumhurbaşkanı’na, terörle mücadele eden özel harekâta, polise bunu
yapmamıştır. Terörist bile bunu yapmaz. Bunlar teröristten de
aşağılık.
Terörle Mücadele Daire Başkanımızı, Turgut Arslan’ı elleri bağlı
olduğu halde başına yakın mesafeden iki kurşun sıkarak
yaralıyorlar. Bunlar asker elbisesi içine girmiş teröristler. TEM
Başkanımızı vuran albay, Jandarma Genel Komutanı Galip Mendi’nin
Özel Kalem Müdürü Kurmay Albay Erkan Öktem yakalandı.
"O saatte haberimiz olsaydı..."
MİT eleştiriliyor ama polis istihbarat nitelikli istihbarat
alabildi mi? Emniyet Genel Müdürü saat 16.00’da öğrense bunu
engelleyebilir miydik?
Eğer o saatte bizim haberimiz olsaydı. Çok şey değişirdi. Her
tarafı haberdar edip, harekete geçerdik. Önemli kısmının hepsini
görevden alırdım.
"Komutan güvence vermişti"
Jandarmada çok yaygın bir katılım olmadı. Çünkü değiştirdik.
Jandarma merkezde özel kalem müdürü albayı görevden almıştık.
Jandarma Genel Komutanı, ‘Bunu ben yıllardır tanıyorum şöyle
iyidir, böyle iyidir’ dedi tayini çıktığı halde onu tuttu. Tayini
çıkmış adam jandarmayı organize etti. Terfi etmemesi gereken
adamları hem karargâhta görevlendirmişler hem de sıkıyönetim
komutanı olmuşlar.
Emniyet İstihbarat'tan haber geldi mi?
Emniyet İstihbarat’tan bir haber gelmedi. Beyin takımı oluşmuş
içlerinde. Askerden bilgi alınmalıydı. Emniyet de bilgi almalıydı.
MİT’in dört beş saat önce haber alması bunların tezgahını bozdu.
Jandarma İstihbarat’ın başını değiştirmiştik ama içini
değiştirememiştik. Oradan hiçbir istihbarat alınamadı. Düşündükleri
an böyle bir şey duyulmalı. Teyit edildikten sonra istihbarata
dönüştürülüyor.
O saatten sonrasının izahı yok. Daha önce bu terörist yapının
içinden istihbarat alınmalıydı. O saatten sonra komutanlar düğüne
gidiyor. Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız aranmalıydı. Ben
aranmalıydım. Genelkurmay Başkanımız o sabah saat 11’de beni aradı.
‘Neredesiniz bir araya gelip değerlendirme yapsak’ dedi.
‘Erzurum’dayım’ dedim. Pazartesi ya da salı günü görüşürüz
dedik.
İstihbarat zafiyeti var ama daha fazla sistem zafiyeti var dediğim
budur. Bu sistemi değiştiremezsek, bu düzen devam ederse 5 ya da 10
yıl sonra yeni bir kalkışma ile başka bir girişimle karşı karşıya
kalabiliriz.
Bu darbenin siyasi ayağı bellli mi?
Siyasi ayağı konusunda elimizde somut bir şey yok. Ortaya çıktıktan
sonra değerlendiririz.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar