Eskişehir STK ve iş dünyası buluşması
- Başbakan Yıldırım: (3) - "2017'nin ilk çeyreği, yüzde 5 büyüme. İkinci çeyrek bundan da yüksek olacak, merak etmeyin. Yıl sonunu, hedefimiz yüzde 4,4'tür, 5'in üzerinde kapatacağız" - "Bir yandan alın teriyle üretirken diğer yandan da akıl teriyle üreteceğiz. Akıl teri şu anda daha önemli hale geldi. Akıl, bilgiye sahip olmak, bilgiyi üretmek ve bilgiyi ticarete dönüştürmek geleceğin ekonomisidir, ülkeleri öne çıkaracak konulardır" - "1970'li yıllarda havacılığın merkezi Amerika kıtasıydı, 1980'li yıllarda Avrupa'ya geçti, önümüzdeki on yıl içinde havacılığın merkezi Türkiye'dir"
ESKİŞEHİR (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, "2017'nin ilk
çeyreği, yüzde 5 büyüme. İkinci çeyrek bundan da yüksek olacak,
merak etmeyin. Yıl sonunu, hedefimiz yüzde 4,4'tür, 5'in üzerinde
kapatacağız." dedi.
Başbakan Yıldırım, Eskişehir Valiliği tarafından bir otelde
düzenlenen iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları buluşmasında
yaptığı konuşmada, ihracatın artırılması gerektiğini, 80 milyonluk
bir ülke için 55 bin ihracatçının yeterli olmadığını,
ihracatçıların sayısını artırmak için engelleri birer birer
kaldırdıklarını söyledi.
Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayii AŞ'nin (TÜLOMSAŞ) Türkiye'de
yerli üretim adına en güzel örneklerden biri olduğunu belirten
Yıldırım, "TÜLOMSAŞ bugün Avrupa'ya, Amerika'ya lokomotif yapıyor,
milli tren projesi üzerinde çalışıyor ama sadece TÜLOMSAŞ olarak
düşünmeyin 400 ekosistem oluştu, buralara iş yapan firma oldu."
diye konuştu.
Yıldırım, Türkiye'nin cari açığının ve bütçe açığının önüne
geçilebilmesi için ihracatın ve üretim içinde yerli payının
artırılması gerektiğine işaret ederek, katma değeri yüksek tesisler
kurmanın önemine dikkati çekti. Başbakan Yıldırım, "Herkesin
yaptığı işi yapmaktan vazgeçeceğiz, kilogram başına daha yüksek
gelir getiren işlere yöneleceğiz. Bir yandan alın teriyle üretirken
diğer yandan da akıl teriyle üreteceğiz. Akıl teri şu anda daha
önemli hale geldi. Dünyanın en büyük şirketleri artık büyük
fabrikaları olanlar değil, hiç bacası, fabrikası olmayan, bir
sandalye, bir kasa, bir bilgisayar... Akıl, bilgiye sahip olmak,
bilgiyi üretmek ve bilgiyi ticarete dönüştürmek geleceğin
ekonomisidir, ülkeleri öne çıkaracak konulardır." değerlendirmesini
yaptı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının modern
cumhuriyetin temellerini attığını hatırlatan Yıldırım, "Allah
onlardan razı olsun, mekanları cennet olsun. Bu ülke için can veren
bütün şehitlerimizi rahmetle, şükranla anıyoruz." dedi.
Başbakan Yıldırım, yokluk ve yoksulluk içinde kurulan
Cumhuriyet'in 2002'ye kadar üst üste ortalama yüzde 4,5, 2002'den
2010'a kadar yüzde 5,7 büyüme sağlandığını, 2010-2016 arası
büyümenin yüzde 6,7'ye çıktığını aktararak, iç ve dış ekonomik
krizlere, şoklara rağmen sağlanan bu başarının Türkiye'nin ekonomik
temelinin sağlamlığını gösterdiğini dile getirdi.
Türkiye'nin 2016'da darbe girişimiyle karşı karşıya kaldığını,
buna rağmen 2016'nın yüzde 2,9 büyümeyle tamamlandığını kaydeden
Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:
"Avrupa'dan daha fazla büyüdük. '2017'de Türkiye belini
doğrultamaz. Turizm çöküyor, ekonomi krize giriyor.' dediler. Bütün
felaket tellalları sokağa çıktı, Türkiye karşısında her türlü
aracı, imkanı kullandılar ama hükümet olarak, Cumhurbaşkanı'mızın
da riyasetinde çok hızlı kararlar aldık. 250 milyar dolar Kredi
Garanti Fonu marifetiyle bir kaynak kullandırdık. Tam 322 bin firma
buradan istifade etti ve o kriz söylentileri falan hepsi boşa
çıktı. Sonra ne oldu? Yüzde 5 büyüme. 2017'nin ilk çeyreği, yüzde 5
büyüme. İkinci çeyrek bundan da yüksek olacak, merak etmeyin. Yıl
sonunu, hedefimiz yüzde 4,4'tür, 5'in üzerinde kapatacağız. Bu oran
ne anlama geliyor? OECD ülkeleri içinde en yüksek büyüme. G20
içinde de üçüncü. Kalıcı refah ne zaman ancak mümkün? Daha fazla
yatırım, daha fazla üretim, daha fazla istihdam, daha fazla
ihracat. Alma ağacının altında oturmayacağız, satma ağacı. Daha çok
satmak için gayret edeceğiz. Bu nedenle büyümeyi daha dengeli, daha
kapsayıcı, sürdürülebilir kılacak yeni reform, yatırım ve ihracat
seferberliğini başlattık. İhracata dayalı büyümenin gerektirdiği
adımları atıyoruz."
- "Komşunuzun işini elinden almayın, yeni müşteri bulun"
Yıldırım, ihracat desteklerinin geçen yıldan itibaren üç kat
arttığını vurgulayarak, ihracatçıların Kredi Garanti Fonu
kredilerini yüzde 100 kullandıklarını hatırlattı. Eximbank'ın
imkanlarının genişletildiğini, ihracatçılara yeşil pasaport da
verilmeye başlandığını ifade eden Yıldırım, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Gelin hepimiz ihracatçı olalım. Kafamıza ihracatçı olmayı
yerleştirelim, kapı kapı, dünya kazan biz kepçe dolaşalım ama
gittiğiniz yerde komşunuzun işini elinden almayın, yeni müşteri
bulun. Bir adet var, çorapçı var, bir müşteri bulmuş oraya mal
satıyor. Yandaki başka yerden müşteri bulacakken, ter dökecekken
gidip diyor ki 'Ben 10 sent daha ucuza vereyim, benden al.' Ne
faydası var ki bunun? Bizim ülkemize bir hayrı yok. İlave müşteri,
ilave kazanç. Buna bakmamız lazım ve uzun vadeli görmemiz lazım.
Dünyaya mal ve hizmet ihraç edebiliyorsanız o zaman işte o
bahsettiğimiz açık, süratle kapanacak ve bu konuları artık hiç
konuşmaya ihtiyaç duymayacağız. Büyümeyi daha çok üretim ve daha
çok iç tasarrufla başaracağız."
- "Marka olan küresel firmalar üretmeye ihtiyacımız var"
Türkiye'de daha çok tasarruf için atıl kaynakların harekete
geçirilmesi ve yatırıma yönelinmesi gerektiğini dile getiren
Yıldırım, Ar-Ge ve yenilikçilik alanlarına daha çok yatırım
yapılacağını kaydetti. Ülkenin en büyük sermayesinin genç nüfusu ve
girişimcilik ruhu olduğunun altını çizen Yıldırım, istihdam
artırılarak nüfusun daha etkin kullanıldığını söyledi.
Binali Yıldırım, Türkiye'de 2016'da 1 milyona yakın istihdam oluşturulduğunu ancak genç nüfus ve erken yaşta emeklilik nedeniyle istihdama katılım sayısının oluşturulan istihdamın üzerinde kaldığını aktardı. Daha çok yatırım ve daha çok fabrikayla bunun önüne geçilebileceğine işaret eden Yıldırım, şöyle konuştu:
"Güneydoğu'da inşallah cazibe merkeziyle yeni fabrikalar kuracağız, oradaki vatandaşlarımızın buralara gelmesine lüzum kalmadan, geleceğini, ekmeğini doğduğu büyüdüğü topraklarında arayacak. Ülkemizin mutlaka ürettiği şeylerde katma değeri yüksek ürünlere, araştırma geliştirmenin çok daha fazla olduğu alanlara yönelmesi gerekiyor. Güney Kore bunun en güzel örneğini vermiştir, seçtikleri 6 temel sektörü devlet-özel sektör iş birliğiyle kalkındırarak bugün hepimizin bildiği birçok küresel firma üretmişlerdir. Türkiye'de mutlaka marka olan küresel firmalar üretmeye ihtiyacımız var."
- "Bu iş mi kardeşim"
Türkiye'nin marka olan küresel firmalar üretmeye ihtiyacı
olduğunu hatırlatan Yıldırım, bu tür firmalardan birine örnek
olarak Türk Hava Yollarının verilebileceğini belirtti. Başbakan
Yıldırım, ulaştırma bakanı olduğu dönemde Türk Hava Yollarına
ilişkin yaşadığı şu anısını anlattı:
"Ulaştırma bakanıyım, Türk Hava Yolları yüzde 100 devletin. 55
uçağı var, 60 yere uçuş yapıyor topu topu 8 milyon yolcu taşıyor.
Bu böyle gitmez. Peki niye gitmez? Çin'e gittik, döneceğiz, resmi
ziyaret, 'Efendim, uçak arızalandı gidemiyoruz.' dediler. 'Niye
kardeşim?', 'Bir parça lazım'. Alın, takın gidelim. 'Olmaz efendim,
alamayız. Ankara'ya yazdık yeni uçak gelecek, onlar ihaleye
çıkacak, teklifleri alacaklar, parçayı alacak, sonra gelecek,
yapılacak, ne zaman biterse o uçak dönecek.' dediler. Boş uçak
oradan kalktı, Çin'e geldi, bizi, diğer yolcuları da aldı, geldi.
Bu iş mi kardeşim? Bu ne ticarete ne ülkenin menfaatlerine,
geleceğine uyar. O gün orada karar verdim, buraya bir şey yapmak
lazım. Geldim dedim ki Sayın Cumhurbaşkanı'm, o zaman
başbakanımızdı, burayı elden çıkarmamız lazım. Bunlar kamu
mevzuatına tabi olduğu müddetçe iflah olmazlar. Bu kararı verdikten
sonra o günkü yöneticiler geldi, şikayet ettiler. 'Başbakan'ım,
Bakan bizi öldürmeye, iflas ettirmeye karar vermiş.' Tekrar
Başbakan beni çağırdı, 'Ne oluyor bu iş?' dedi. Dedim ki bunlar bir
şey yapmasak zaten ölecek, bir şey yaparsak yaşama şansları olacak.
Onun için bu iş doğru bir iştir. Stratejik bir alan olduğu için de
halka arz edelim. Birine satmayalım, bayrağımızı taşıyor dedim.
Bunu gerçekleştirdik, ne oldu? Havacılıktaki göstergelerimiz diğer
bütün göstergelerimizi ikiye katladı, dünya büyüklüğünden
bahsediyorum."
- "Biz buradayız"
Havayolunu halkın yolu yaptıklarını dile getiren Yıldırım, 33 milyon olan iç-dış hat yolcu sayısının 200 milyona yükseldiğini ifade etti. Havaalanı sayısının 26'dan 56'ya çıktığına dikkati çeken Başbakan Yıldırım, Türk Hava Yollarının daha önce 55 olan uçak sayısının 400'e yaklaştığını aktardı. Yıldırım, Türk Hava Yollarının 100 milyona yakın yolcuyu taşıdığını belirterek, "Bir marka oldu. 246 noktaya uçuyor. Afrika'ya bizden daha fazla uçan yok. 44 noktaya uçuyor. Yani yapınca oluyor." şeklinde konuştu.
Yıldırım, yaşananların kendilerini dünyanın en büyük havalimanını yapmaya getirdiğini dile getirerek, "1970'li yıllarda havacılığın merkezi Amerika kıtasıydı, 1980'li yıllarda Avrupa'ya geçti, önümüzdeki on yıl içinde havacılığın merkezi Türkiye'dir. Çünkü o yıllarda zenginlik doğudan batıya doğru hicret ediyordu, şimdi batıdan doğuya doğru döndü. İster doğudan batıya gidin, ister batıdan doğuya geçin Türkiye'den geçmeden edemezsiniz. Biz buradayız." ifadelerini kullandı.
Bir milyona yakın nüfuslu Eskişehir'i Anadolu topraklarının kavşak merkezi olarak nitelendiren Yıldırım, havacılık, demiryolu teknolojileri, ağır sanayi gibi teknolojik, stratejik sanayinin kentte yer aldığını belirtti. Kente yapılması planlanan şehir hastanesi ve yatırımlara ilişkin bilgi veren Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Bunları yapabilmek için vizyon, hedef, hayal etmek, hayalleri gerçeğe dönüştürmek lazım. 15 yıl önce iktidara geldiğimizde ne söz vermişsek, ne hayal etmişsek hepsini gerçeğe dönüştürdük elhamdülillah. Sizler de bunu karşılıksız bırakmadınız. 12 seçim gördük, 5 genel seçim, 3 referandum, 3 yerel seçim, bir cumhurbaşkanlığı seçimi, elhamdülillah hepsinde de Eskişehir bize desteğini artırarak bugünlere getirdi. 2019'da artık sizden final istiyorum. Eskişehir bunu başarır, süper şehir Eskişehir'e Süper Lig de yakışır."
- Şehit ailesiyle oturdu
İş dünyası ve sivil toplum kuruluşları buluşmasına Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Maliye Bakanı Naci Ağbal, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Harun Karacan, Çiğdem Karaaslan ile AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı, Eskişehir Valisi Özdemir Çakacak da katıldı.
Başbakan Yıldırım'ın, masasında Diyarbakır'ın Sur ilçesinde
PKK'lı teröristlerce gerçekleştirilen saldırıda şehit olan polis
memuru Ali Sevim'in eşi Demet Sevim ve 1,5 yaşındaki oğlu Eyüphan
da yer aldı. Yıldırım, şehit oğlu Eyüphan'ı sevdi ve oyuncak hediye
etti.
(Bitti)
Yorumlar