Eski iki emniyet mensubu hakkındaki "darbe" davası

- FETÖ'nün darbe girişimi sırasında, "darbeci askerlerin kurumu ele geçirmek istemesi halinde silahlı direniş gösterilmemesi" talimatı verdiği iddia edilen eski EGM Kriminal Daire Başkan Yardımcısı Vekili Liman ile muhtemel bir çatışmaya karşı personele silah ve mühimmat dağıtmadığı öne sürülen eski polis memuru Bayburtlu'nun yargılandığı davada tanıklar dinlendi - Duruşmada, tutuklu sanık Bayburtlu'nun tutuksuz yargılanmak üzere adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verildi

Google Haberlere Abone ol
Eski iki emniyet mensubu hakkındaki "darbe" davası

ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında, "darbeci askerlerin kurumu ele geçirmek istemesi halinde silahlı direniş gösterilmemesi" talimatı verdiği iddia edilen eski Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Kriminal Daire Başkan Yardımcısı Vekili Hakan Liman ile muhtemel bir çatışmaya karşı personele silah ve mühimmat dağıtmadığı öne sürülen eski polis memuru Mehmet Bayburtlu'nun yargılandığı davada tanıklar dinlendi.

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davaya, sanıklar, yakınları ve avukatları katıldı.

Duruşmada ilk olarak eski Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Kriminal Daire Başkanı Kemal Pelit tanık olarak ifade verdi. Pelit, darbe girişiminin yaşandığı akşam evde televizyonda köprülerin kapatıldığını gördüğünü, alçak uçuş yapan jetleri duyduğunu, bunun üzerine Hakan Liman ile görüştüğünü söyledi.

Dönemin Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz’in talimatıyla kriz merkezine gittiğini belirten Pelit, Lekesiz'in talimatını Hakan Liman'a ilettiğini ve "Personeli çağıracaksınız ve darbeye direneceksiniz." dediğini aktardı.

Gölbaşı'nda Havacılık Dairesi Başkanlığının vurulması üzerine Hakan Liman'ı görevlendirdiğini anlatan Pelit, Liman'ın bir şube müdürü ve komiser yardımcısıyla olay yerine gittiğini ve aracının bombalandığını kaydetti.

Liman ile sürekli irtibat halinde olduklarını bildiren Pelit, Mehmet Bayburtlu ile hiç görüşmediğini belirtti.

Kemal Pelit, Hakan Liman'a darbecilerin nizamiyeleri bombalaması nedeniyle nizamiyede toplu şekilde ekip tutmamasını söylediğini bildirdi.

Hakan Liman'ın personele, asker gelirse çatışmaya girilmeyeceği, teslim olunacağı yönünde talimat verdiğini öne sürerek, bunu tutanak altına alan Adnan Çelik ile ilgili de konuşan Pelit, Çelik'in görev yapmayı sevmediğini, her görev için bahane ürettiğini savundu.

Çelik ile ters düştüğü konular olduğunu ifade eden Pelit, Çelik'in bu nedenle böyle karşısına çıktığını ileri sürdü. Pelit, 16 Temmuz sabahı Çelik ve iki polis memurunu silahları yerde, otururken yakaladığını ve kızarak, tutanak tutacağını söylediğini de kaydetti.

Tanık Taner Bora da darbe girişiminin yaşandığı gece Kriminal Daire Başkanlığında 3. sınıf emniyet müdürü olarak görev yaptığını söyledi.

Darbe girişimi sırasında dairede bulunduğunu aktaran Bora, personelini de yanına alarak uzun namlulu silahlarla başkanlık binası tarafına geçtiğini, burada karşılaştığı Hakan Liman'ın, "Kanımızın son damlasına kadar çarpışacağız, burayı savunacağız." talimatını verdiğini bildirdi.

Bora, gece boyunca kampüs etrafında bu şekilde nöbet tuttuklarını, Liman'ın, askerle çatışılmayacağı ve teslim olunacağı yönünde sözler sarf ettiğini duymadığını söyledi.

- "Çatışmaya girmeden teslim olunacak"

Kriminal Daire Başkanlığı Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğünde başkomiser rütbesiyle bürolar amiri olarak görev yapan ve Liman hakkındaki tutanağı hazırlayan Adnan Çelik de tanık olarak ifade verdi.

Çelik, olay gecesi Destek Şube Müdürlüğü Koruma Büro Amiri olarak çalıştığını, televizyonda olayları gördükten sonra görev yerine geçtiğini anlattı.

Buradaki personele grup amirleri ve diğer tüm personelin çağrılması talimatını verdiğini belirten Çelik, nizamiye kısmında gördüğü Hakan Liman'ın saat 22.00 sıralarında, "Darbe girişimi olduğunun farkındayız, burayı savunacağız." talimatını verdiğini söyledi.

Daha sonra gece saat 01.30 sıralarında Liman'ın "Askerler geldiğinde ben kendileriyle görüşeceğim, yaptıklarının hukuksuz olduğunu söyleyeceğim ancak onlar ikna olmazsa çatışmaya girmeden teslim olunacak." dediğini aktaran Çelik, buna itiraz ettiklerinde, Liman'ın Daire Başkanının talimatı olduğunu söylediğini ve talimatın sorgulanmamasını istediğini kaydetti.

Çelik, Liman'ın bu sözlerini yanındaki diğer arkadaşlarının da duyduğunu ve onların da itiraz ettiklerini anlattı.

Mehmet Bayburtlu'nun depoda sorumlu olduğunu ve bir arkadaşını görevlendirerek, Bayburtlu'dan silah vermesini istediğini anlatan Çelik, Bayburtlu'nun kendisinden iki kez istenmesine karşın, Liman'ın talimatı olduğunu belirterek silah vermediğini savundu.

Çelik, bunun üzerine mevcut silahlarla göreve devam ettiklerini, sabah saatlerinde de bu yaşananlarla ilgili tutanak tutarak, en yakınlarındaki rütbeliye teslim ettiklerini bildirdi.

Kriminal Daire Başkanlığında görev yapan tanık Eren Temel de Hakan Liman'ın konuşmasında "Asker gelirse mukavemet edilmeyecek, teslim olunacak." dediğini duyduğunu söyledi.

Söz verilen sanık Mehmet Bayburtlu, Adnan Çelik tarafından gönderilen Servet Yayan'a silah vermediğini ancak bunu Yayan'ın şahsına silah istediği için yaptığını savundu. Darbe girişimi gecesi devletinin yanında olmak için görev yerine geldiğini ve hiçbir art niyetinin olmadığını ifade eden Bayburtlu, 15 aydır tutuklu olduğunu belirterek, tahliyesini istedi.

Duruşmada sanık Mehmet Bayburtlu'nun tutuklu bulunduğu süre, mevcut delil durumu, tanıkların çoğunun huzurda ifadelerinin alınmış olması nedenleriyle yurt dışına çıkış yasağı konularak tutuksuz yargılanmak üzere tahliyesine karar verildi.

Duruşma 13 Aralık 2017'ye bırakıldı.

- İddianame

İddianamede, Adnan Çelik ve Başpolis Memuru Servet Yayan'ın, "Kriminal Daire Başkan Yardımcısı Vekili Hakan Liman'ın, geceleyin şüpheli silahlı askerlerin gelmesi halinde çatışmaya girilmeyeceği ve silahların bırakılarak teslim olunacağı, depo görevlisi polis memuru Mehmet Bayburtlu'nun da bu gerekçeye dayanarak, kendisinden silah ve mühimmat isteyen personele silah ve mühimmat vermediği" yönünde tutanak tuttuğu, bunun üzerine soruşturma açıldığı belirtildi.

İddianamede bahsedilen tutanağın önce EGM birimlerine, ardından Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettirildiği, soruşturma üzerine Bayburtlu ve Liman'ın gözaltına alındığı bildirildi.

Şüphelilerin iş yerleri ve ikametlerinde arama yapıldığı belirtilen iddianamede, Bayburtlu'nun ikametinde 3 adet sahte olduğu düşünülen 1 ABD Doları banknotu ile FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'e ait 9 kitap bulunduğu aktarıldı.

İddianamede, olay tarihinde EGM Kriminal Daire Başkanı olan Kemal Pelit'in, o sırada Daire Başkan Yardımcı Vekili olarak kurumda bulunan ve tüm personelin idaresini yürüten Liman'a, kuruma yapılabilecek saldırı karşısında her türlü savunmanın yapılması talimatını verdiği, buna karşın Liman'ın personele aksi yönde talimatta bulunduğu ifade edildi.

Yorumlar